Yeni bir araştırma, Çin ile Batı uygarlıklarının ilk temasının Avrupalı kaşif Marco Polo'dan en az 1500 yıl öncesine dayandığını ortaya koydu.
Çinli arkeologlar, Xian kentindeki ilk Çin imparatorunun mezarı yakınlarında bulunan Terra Kotta Askerleri için ilhamın Antik Yunan'dan geldiğini söylüyor.
Uzmanlar ayrıca antik Yunan zanaatkarların milattan önce 3. yüzyılda bölgedeki yerlileri yetiştirdiğini belirtiyor.
Daha önce Marco Polo'nun Çin'e 13. yüzyılda yaptığı seyahatin ülkeye bir Avrupalı tarafından yapılan ilk seyahat olduğu düşünülüyordu.
İlk Çin İmparatoru Çin Şi Huang anıt mezarı sahası ve müzesinde görevli kıdemli arkeolog Li Xiuzhen, "Çin'in ilk imparatorunun Batıyla İpek Yolu'nun resmi açılışından önce yakın temasları bulunduğuna yönelik elimizde kanıtlar var" dedi.
Bundan ayrı bir çalışma da Avrupa'ya özgü mitokondrial DNA örneklerine Çin'in en batısındaki Şincan Bölgesi'nde rastlandığını ortaya koydu. Bu Batılıların İlk Çin imparatoru dönemi ve öncesinde bölgede yerleştiği, yaşadığı ve öldüğünü gösteriyor.
1974 yılında çiftçiler Çin'in ilk imparatoru Çin Şi Huang'un mezarından bir mil ötede 8 bin Terra Kota heykelini gömülmüş olarak bulmuştu.
Çin'de anıt mezar inşa edilmeden önce insan boyutunda heykeller yaratma geleneği yoktu. Erken dönem heykelleri 20 cm büyüklüğünde figürinlerdi.
Dr. Xiuzhen stil ve yetenekteki bu denli büyük değişimin ancak Çin dışından gelen bir etkilenmeyle gerçekleşebileceğini düşünüyor.
Xiuzhen "Şimdi Terra Kota Askerleri, akrobatlar ve bronz heykellerin antik Yunan heykellerinden ve sanatından etkilendiğine inanıyoruz" dedi.
Viyana Üniversitesi'nden Profesör Lukas Nickel ilk imparatorun mezarı yanında bulunan sirk akrobatları heykellerinin bu teoriyi desteklediğini söylüyor.
Nickel ilk Çin imparatorunun Büyük İskender döneminden 100 yıl sonra Orta Asya'ya gelen Yunan heykellerinden etkilendiğini belirtti. Nickel "Tahmin ediyorum Yunan heykeltraşlar yerlileri yetiştirmek için sahadaydı" dedi.
Araştırmalar ilk Çin imparatorunun anıt mezar kompleksinin tahmin edilenden çok daha geniş olduğu ve Mısır'daki Krallar Vadisi'nden 200 kat daha büyük olduğunu gösterdi.
Son yapılan keşiflerde sahada bir kadına ait parçalanmış uzuvlar ve imparatorun oğlu olduğu tahmin edilen bir erkeğe ait kafatası da bulundu.