Politika

Çiçek: Sessiz kalanlar da katliama ortak

Suriye’de kimyasal silah kullanıldığı iddialarını değerlendiren Cemil Çiçek, sessiz kalanların da suça ortak olduklarını söyledi; katliamı kimin gerçekleştirdiği yönünde ise bir ifadede bulunmadı

22 Ağustos 2013 17:04
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Suriye'deki yaşanan katliamı, “Bu bir katliamdır ve insanlık suçudur. Bu suça karşı aniden tedbir geliştiremeyen ve seyirci kalanlarda en az bu suça ortak oluyor demektir” sözleriyle değerlendirdi.
Çiçek, TBMM'de gazetecilerin Suriye'deki katliam ve Anayasa çalışmaları ile ilgili sorularını yanıtladı.
Suriye'de kimyasal silah kullanılarak insanların katledilmesine ilişkin değerlendirmede bulunan Çiçek şunları söyledi:
 

'Dünya caydırıcı bir tavır ortaya koyamadı'

 
“Maalesef hepimizin yüreğimizi yakan katliamlar oluyor. 100 binden fazla insanın hayatını kaybetmesi, 4 milyondan fazla insan yerini yurdunu terk etti, mülteci kamplarında zor şartlarda yaşıyor. Aradan geçen zaman içerisinde ne uluslararası camia ne de demokrasi adına, hak ve hukuk adına her zaman raporlar hazırlayan yeri geldiğinde mangalda kül bırakmayan bir dünya, bir camia bugüne kadar bir tedbir geliştiremedi. Caydırıcı bir tedbir ve tavır ortaya koyamadı. Tabi bunlarda bunun ötesinde vahşetlerin cinayetlerin işlenmesine cesaret verdi. Maalesef kimyasal silah kullanarak binden fazla insanın çocuğun hayatını kaybetmesine sebep veren bir insanlık suçu işlendi. Halen bu boyutta bir suç işlenmiş olmasına rağmen başta Birleşmiş Milletler başta olmak üzere bu işin adı bile koyulamadı.
Toplantı yapılıyor, 'Konuyu dikkatle izliyoruz' tarzında kimseye faydası olmayan için boş laflar. Göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlar. Bunlar tedbir alacak, bunlar karar verecek, bunlar bu işin adını koyuncaya kadar bu katliamı yapanlar daha da cesaret bulacak, yeni katliamlara da kapı aralamış olacaktır.
 

'Sessiz kalan da katliama ortaktır'

 
Bu bir katliamdır ve insanlık suçudur. Bu suça karşı aniden tedbir geliştiremeyen ve seyirci kalanlarda en az bu suça ortak oluyor demektir. Bu suçu ve benzerini cesaretlendiriyor demektir. Ümit ederiz bu yaşanalar son olsun kim ne yapacaksa bir an evvel bunu yapmalıdır. Aksi takdirde demokrasi, insan hakları içi boş kavramlar oluyor ve bu değerler aşınıyor. Bu ölen insanlara bu saatten sonra ne demokrasi lazım, ne insan hakları lazım ne özgürlük lazım. Olsa olsa iki metrelik bir çukur, bir mezar lazım. Lanetle kınıyorum.”
 

'Kimin yaptığı fark etmez'

 
Türkiye'deki muhalefet partilerinin olayı Esad'ın gerçekleştirdiğine şüpheyle baktığının anımsatılması üzerine Çiçek, “Ortada bir katliam var. Biz bu katliamı yapana göre değerlendirme yapmıyoruz. Hepimizin gözü önünde işlenmiş, bunun adını evvala koyalım. Ondan sonra kim ne yapacaksa onu yapsın. İşin kendisi bizatihi vahşettir, cinayettir, insanlık suçudur. Ondan sonrası işin ikinci kısmı.”
 

'Anayasa'da uzlaşmadan başka çare yok'

 
Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun anayasanın başlangıç maddelerini görüştüğü ve uzlaşma sağlanamadığı yönündeki haberlerin anımsatılması üzerine Çiçek, “En zor kısımlar buralar zaten” dedi.
Uzlaşma bekliyor musunuz?” sorusu üzerine ise Çiçek, “Uzlaşmadan başka çare yok zaten. Adı üzerinde Uzlaşma Komisyonu. Uzlaşmamak üzerine bir araya geliyorlarsa zaten bu ayrı konudur” yanıtını verdi. MHP ve CHP'nin başlangıç maddelerini kırmızı çizgi olarak kabul ettiğini ve bundan vazgeçmeyeceklerine ilişkin açıklamalarının anımsatılması üzerine Çiçek, “Orada her şey konuşuluyor. Bu komisyonun en önemli özelliği kimin ne düşüncesi varsa bunları orada dile getiriyor, getirecektir. Zaten bunları dile getirmeden de bir sonuç almakta mümkün değildir. Onun içinde orada yapılan konuşmaları bu çerçevede değerlendirmek daha uygun olur diye düşünüyorum” dedi.
Bir gazetecinin "Başlangıç maddelerinde anlaşma sağlanmazsa ipler kopar mı?" sorusuna Çiçek, "Masada ben ip görmedim. Anayasa gördüm. Örnek anayasa gördüm, tutanaklar gördüm, ben ip görmedim" diyerek esprili bir yanıt verdi.