Politika
ÇİÇEK: MUHALEFETİN GÜNDEMİNİ TERÖR ÖRGÜTÜ BELİRLİYOR YOZGAT (A.A)
31 Ağustos 2010 23:28
-ÇİÇEK: MUHALEFETİN GÜNDEMİNİ TERÖR ÖRGÜTÜ BELİRLİYOR YOZGAT (A.A) - 31.08.2010 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, bir ülkenin siyaseten başına gelebilecek en büyük felaketlerden bir tanesinin o ülkenin muhalefetinin gündemini yasa dışı terör örgütlerinin belirlemesi olduğunu belirterek, ''Muhalefetin gündemini terör örgütü belirliyor, hepsi aynı safta kampanya yürütüyorlar'' dedi. Çiçek, AK Parti İl teşkilatı tarafından Yimpaş Kültür Merkezi Salonunda düzenlenen toplantıya katıldı. Salonda bulunan vatandaşlara seslenen Çiçek, ''Bizi kötüleyen bu yapılan pakete 'hayır' diyen insanların 2023 gibi bir hedefi var mı? Ağızlarından böyle bir şey çıkıyor mu? Peki Türkiye 2023 yılı hedefine nasıl ulaşacak?'' diye sordu. Türkiye'nin hedeflerine ulaşmasının birinci şartının birinci sınıf demokrasi olduğunu belirten Çiçek, dünyada 20 ülke içerisinde en fazla gelişmiş Amerika, İngiltere, Fransa, Japonya, Kanada gibi 7 ülkenin bulunduğunu hatırlatarak, ''Bu 7 ülke demokrasi ile idare edilen ülkedir. Bunların içerisinde diktatörlük yoktur, bunların içerisinde darbeler yoktur, bunların hiçbirinin içerisinde iktidarı nasıl alaşağı edeceğiz diye kumpas kuran, çete kuran, çeteleşen gruplar yoktur, orada iktidarı vatandaş belirler. Orada hiç kimsenin aklına darbe yapmak gelmez. Orada hiç kimsenin aklına çeteleşme gelmez, orada hiç kimsenin aklına Başbakanları, Bakanları asmak gelmez. Vatandaşa gidilir vatandaşa vatandaş kime evet diyorsa iktidar olur. Şimdi artık 2010'un Türkiye'sinde Türkiye bir yol ayrımındadır. Ya birinci sınıf demokrasi, ne kadar demokrasi varsa o kadar hak ve özgürlük olacaktır, hukuk olacaktır, yada gelişmekte olan ülkeler statüsünde kör topal yoluna ne kadar devam ederse edebilecektir'' dedi. Çiçek, konuşmasında şu görüşlere yer verdi: ''Bu gün iki gazetemizin manşetini gördüm; Türkiye'de yargının nasıl siyasallaştığı o manşetlerden anlaşılıyor. Hatta o iddialar doğruysa, 'Türkiye'de kaos çıksın, o kaostan yararlanırız' diyorlar. Böyle bir ifade akla ziyandır. İnsaf, vicdan, bu ülkede kaos çıkacak, kaostan yararlanacaklar. Bu ülkeden 'hayır' çıksın diye 'Öcalan bizim işimize gelir' diyor. Öcalan, terörist başı, terörist başından medet bekleyen insanlar var, kesimler var. Böyle bir anlayış olabilir mi? Böylesine millete güvensizlik olabilir mi? Böylesine 40 binden fazla insanın kanına girmiş olan insandan medet olan zihniyete bin defa yuh olsun. Böyle bir demokrasi olabilir mi? Açın bakın o manşetlere eğer doğruysa.'' Bakan Çiçek, muhalefetin gündemini terör örgütünün belirlediğini ileri sürerek, şunları kaydetti: ''Hepsi aynı safta kampanya yürütüyorlar. Hayır diyenlere bakın, bazılarına gerçekten üzülüyorum, onlarla beraber yan yana kalmış olmalarından dolayı gerçekten üzülüyorum. Türkiye'de ne kadar yasa dışı örgüt varsa, Türkiye'de demokrasiden ümidini kesmiş darbeyle, dalavereyle iktidarı ele geçirmeye çalışan illegal örgütlerle iş birliği yapan ne kadar kesim varsa hepsi hayır kampanyası içerisinde.'' Muhalefet partilerinin iktidara gelmeleri halinde terörü çözeceklerini söylediğini kaydeden Çiçek, bunun daha önce de söylendiğini, 1970'li yıllarda ''Ben iktidara gelirim, terörü çözerim'' diyenlerin iktidara geldiğinde terörün daha da tırmandığının altını çizdi. Bakan Çiçek, referandumun kendisinin de oylanacak Anayasa paketinin içeriği kadar önemli olduğunun altını çizerek, ''Muhalefet hukuken kaybettiği için, millet nezdinde de kaybedeceğini düşündüğü için acaba neyi nasıl karıştırarak, vatandaşı bir yere götürürüm diyor ama her şeyi de kırarak, dökerek, ülkenin en hayati meselelerini yalanı dolanı malzeme yaparak götürüyor'' diye konuştu. Akıl almaz bir karalama kampanyasının bulunduğunu savunan Çiçek, konuşmasında şunları anlattı: ''Sayın Başbakanımız sert konuştuğunda deniliyor ki niye bu kadar sert konuşuluyor, bu kadar sert konuşmaya gerek var mı? Öyle konular konuşuluyor ki bizim izzeti nefsimize dokunuyor. Onurumuza, haysiyetimize dokunuyor. Biz bu ülkeyi seven insanlarız, birisi bize vatan haini diyorsa, bu namusumuza küfretmeye eş değer bir hakarettir. Buna karşılık eğer sukut edersek o zaman sükut ikrardan gelir. Eğer yumuşak cevap verirseniz, büklüm büklüm bu bizim tabiatımızda yok. Biz 27 Nisan gecesi bile süklüm püklüm durmadık, onlar süklüm püklüm gezerken, biz dik duran insanlarız. Milletin hukukunu her yerde sonuna kadar savunan insanlarız. Kendi haysiyetini koruyamayan iktidarlar milletin haysiyetini de koruyamaz. Onun için elbette biz bu cevapları veririz. Çünkü soğan yemedik ağzımız kokmaz. Kendi sarımsak kokan ağızlarına baksınlar.''