Kültür, Turizm ve Çevre Gazetecileri Derneği'nce, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde düzenlenen "Tutuklu Gazeteciler ve Milletvekilleri" konferansında konuşan Tarhan, "Türkiye'de iktidarın, resmi propaganda aracı haline getirdiği medya yoluyla gücüne güç kattığını" öne sürdü.
Medyada yapılan haberlerden örnekler veren Tarhan, "2002 yılında ülkemizde 66 kadın cinayete kurban gitmişken, 2010 yılında bu 1550 olmuştur. Yani 10 yıldır bizi yönetenlerin sorumluluğu sorgulanmalıdır, medyanın sorumluluğu da sorgulanmalıdır. Bunca tutuklunun önce nerelerde hedef gösterildiğini de hatırlayalım ve sorgulayalım" dedi.
"Deniz Feneri'ne, Uludere'de 35 canı alan bombardımanın soruşturmasına gizlilik kararı verenler ve suspus işbirlikçiler de sorgulanmalıdır" diyen Tarhan, şöyle konuştu: "Bu gizlilik kararını verenler, insanların özel yaşamları, dost sohbetleri tefrika halinde yayımlanırken neredeydiler? Bunlar, 'daha çok kişi tutuklanacak, hele bir anayasa değişsin' diyenlerle aynı çetenin mensupları.
Yasa dışı dinlemeleri yapanlarla sorumluları bulmayanlar, yayımlayanlar, hedef gösterenler, zemin hazırlayıp sahte dava hazırlayanlar aynı çetenin mensuplarıdır. Masum gazetecileri zindanlarda çürütenler, kendi meslektaşlarına inanılmaz bir nefretle saldıranlar aynı çetenin mensuplarıdır.
Bir yargıç olarak, kürsü ve yargıtay deneyimim bu yargılamaları, bu sahte yargılamaları açıklamaya yeterli değil. Çünkü bu bir yargılama değil, esasa etkisi olmayan sırf vakit geçirmek için sorulan sorular ve nafile çapraz sorgularla geçiştirilen zamanlar, kaç on yıla sığdırılacak bunu bilemiyorum, göremiyorum. Sanki bu davalar hiç ama hiç bitirilmemek üzere kurgulanmış."
Mal varlığının dondurulması
İktidarın kendisine koruma halkaları yarattığını, bunu gün geçtikçe genişlettiğini iddia eden Tarhan, "Bir adım ötesinde terörün finansmanının önlenmesi adı altında, belki CHP'nin tüm varlığını dondurmaya cüret edileceğini hissetmeliyiz toplum olarak. Çünkü terör şüphesiyle, bir idari kararla her özel ya da tüzel kişinin mal varlığını dondurma yetkisi geliyor. Tutuklu milletvekilleriyle bağlantı kurularak böyle bir tehlikeyi hep birlikte yaşayacağımızı ben seziyorum. Artık sezmekten, öngörmekten inanın bıktım. Çünkü bu öngörülerim gün gün gerçekleştiğini görmek gerçekten çok rahatsız edici" dedi.
Türkiye'de bazı medya patronlarının ekonomik olarak sıkıştırılmaları nedeniyle "gizli sansür" kararı aldıklarını iddia eden Tarhan, "Bugün gazetecilerin sürgün, cezaevi ya da zaman zaman mezar olan kaderlerine bir de gizli sansür mekanizmaları eklenmiş durumda" diye konuştu.
Tarhan, bir araya gelerek, aydınların, gazetecilerin ve halkın temsilcilerinin hürriyetini tahdit eden, demokrasiyi hapseden bu adaletsizliğe karşı mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi.
Konferansa, BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi eski Dekanı Korkmaz Alemdar ve gazeteciler de katıldı.