CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan, CHP'nin Adana'da düzenlediği 'Ülkemizi Böldürmeyeceğiz' mitinginde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ali Bulaç, Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan gibi isimlerin alkışlattırmasına tepki gösterdikten sonra şimdi de Ege'daki adalarlar ilgili AKP'ye yüklendi. CHP'li Özcan, "Hemen burnumuzun dibinde 18 tane adamızı Yunanlılara peşkeş çektiniz. Gözüm karardı. Türk bayrağını o adalara gerekirse tek başıma çekeceğim" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda devam eden bütçe görüşmelerinin bugünkü oturumunda konuşan CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan, "Cumhuriyetin kendisine sağladığı eşitlikten faydalanarak delik ayakkabıyla ilkokula giden Tayyip Erdoğan bugün ülkenin Cumhurbaşkanı olabilmiş" deyince AKP İstanbul Milletvekili Metin Külünk’ün, "Küçük görerek 'Kayıkçı' deme. Kayıkçı değil, düzeltiver" müdahalesiyle karşılaştı.
Özcan konuşmasının ilerleyen dakikalarında iktidara "Hemen burnumuzun dibinde 18 tane adamızı Yunanlılara peşkeş çektiniz" dedi ve "Yunan bayrağını hükumet olarak kaldırmazsanız benim gözüm karardı… Kararlıyım, Türk bayrağını o adalara gerekirse tek başıma çekeceğim" dedi. Özcan'ın konuşmaları AKP tarafından tepkiyle karşılanırken şu tartışmalar tutanaklara yansıdı:
CHP GRUBU ADINA TANJU ÖZCAN (Bolu) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri, ben önce - aranızda var böyle arkadaşlarımız - dini bütün, samimi Müslüman AKP milletvekillerine bir soru sorarak başlamak istiyorum. İsraf haram mıdır? Herhâlde buna kimse "Hayır" demez. Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de buyuruyor, "Yiyiniz, içiniz, israf etmeyiniz" diyor. İsrafın haram olduğu kesin.
Bakın, bugün bütçeyle ilgili konuşuyoruz. İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu… Bana göre, böyle bir kuruma, tabelası var olan ama içi boş olan bir kuruma bütçe ayırmak tamamen israftır. Körler sağırlar, birbirini ağırlar kurumu gibi. Şimdi insan haklarından bahsedeceğiz. Hükumetiniz döneminde insan hakları zaten askıya alınmıştı, OHAL'le birlikte bunu hukukileştirdiniz. Şimdi, insan haklarının zaten askıya alındığı bir ortamda böyle bir kurumun bütçesi üzerine konuşmak, böyle bir kuruma bütçe tahsis etmek bana göre israftır; israf da haramdır. Bunu baştan net olarak söylemek istiyorum.
Sayın milletvekilleri, tabii, insan hakları konusu sizin çok ilginizi çeken - AKP milletvekillerine söylüyorum - bir konu değil, biz bunu biliyoruz. Geçmiş uygulamalar ve söylemlerden dolayı da bunu biliyoruz. Anayasada bizce yeterli olmayan bir hüküm var, "insan haklarına saygılı" ibaresi var. Biz "insan haklarına dayalı" olması gerektiğini söylüyoruz. Ancak, siz maalesef hukuk tanımazlık anlamında Anayasa'nın amir hükmünü de tanımıyorsunuz bu anlamda. Temel insan hakları bile hükûmetiniz döneminde askıya alındı. "Temel insan hakları" deyince, bakın, yaşam hakkı, kişi dokunulmazlığı, özel yaşamın gizliliği, konut dokunulmazlığı, seçme ve seçilme hakkı… Bunların hiçbirine sizin saygınız olmadığını biz yaşayarak görüyoruz, bu toplum bunları yaşayarak görüyor. Siz bunları ciddiye dahi almıyorsunuz. Bunu sadece ben Meclis kürsüsünden söylemiyorum. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına bir bakın. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına baktığınızda göreceksiniz, Hükûmetiniz döneminde insan hakkı ihlali bakımından en çok mahkûm edildiğimiz dönemi yaşıyoruz sayın milletvekilleri. Bu son derece ciddi.
Şimdi, önümüzdeki süreçte daha da sıkıntı yaşayacağız. Niye sıkıntı yaşayacağız? Biz sürekli olarak söylüyoruz, tamam FETÖ'yle mücadele edelim ama mağdurları ayıralım. Bakın, kamudan soruşturma dahi açılmadan ihraç edilen binlerce kamu personeli var, binlerce mağdur var, hepsi mağdur demiyorum, binlerce mağdur var. Bunlar eninde sonunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kapısını çalacaklar çünkü soruşturma yapılmamış, adil yargılama zaten söz konusu değil. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin geçmiş içtihatlarına baktığınızda Türkiye'yi mahkûm edeceği bugünden ortada. Bunu ben yeniden düşünmenizi tavsiye ediyorum. Gerçekten, Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde defalarca mahkûm oldu, önümüzdeki yıl veya sonraki yıl bunda rekor bir artış olacak. Ben bunu bu vesileyle değerlendirmenizi istiyorum.
Siz gerçi Türkiye'deki milyonlarca insanı da görmemezlikten geliyorsunuz. Bakın, biz burada sürekli olarak söylüyoruz, milyonlarca Alevi vatandaşımız var, bunların haklarına saygılı olalım, bunları dinleyelim ama ısrarla AKP Grubu olarak bu çok önemli konuda bile kulaklarınızı kapatıyorsunuz.
Sayın milletvekilleri, eşitlikle ilgili de birkaç şey söylemem gerekiyor. Anayasa'nın 10'uncu maddesinde düzenlenmiş eşitlik. Gerçekten Atatürk çok büyük bir lidermiş, Türkiye Cumhuriyeti devletini eşitlik esası üzerine kurmuş ve bu sayede Türkiye Cumhuriyeti'nde başarı öyküleri ortaya çıkmış. Mesela sizin çok sevdiğiniz Sayın Cumhurbaşkanının hayatı bir başarı öyküsü. Cumhuriyetin kendisine sağladığı eşitlikten faydalanarak kayıkçı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu, delik ayakkabıyla ilkokula giden Tayyip Erdoğan cumhuriyetin imkânlarından, eşitlikten faydalanarak bugün ülkenin Cumhurbaşkanı olabilmiş.
METİN KÜLÜNK (İstanbul) - Sayın Tanju, kayıkçı değil. Kayıkçı değil, düzeltiver. Kayıkçı değil. Kayıkçı değil.
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Bakın, kendimle ilgili de örnek vereyim. Ben bir orman köylüsü bir dedenin torunuyum.
METİN KÜLÜNK (İstanbul) - Küçük görerek "kayıkçı" deme. Kayıkçı değil, düzeltiver.
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Yoksul bir ailenin çocuğuyduk. Babamı okutmuş.
METİN KÜLÜNK (İstanbul) - Düzeltiver, kayıkçı değil.
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Düzeltiriz.
METİN KÜLÜNK (İstanbul) - Kayıkçı değil.
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Babam da beni okutmuş, ben de milletvekili olarak buraya kadar gelebilmişim. Bu ne kadar önemli. Ama, artık fırsat eşitliği de devriiktidarınızda geri plan altında. Artık ben önümüzdeki yirmi yıl içerisinde sizin ve imtiyazlı grupların çocukları dışında şu Parlamentoda siyaset yapmanın bile mümkün olamayacağını düşünenlerdenim. Bu konuda oldukça karamsarım sayın milletvekilleri.
Tabii, bu konuyla ilgili söz almışken unutulmaya yüz tutmuş, unutturulmaya yüz tutmuş bir konudan da bahsetmek istiyorum. Sayın milletvekilleri, Sayın Başbakan olsun Sayın Cumhurbaşkanı olsun sürekli olarak milliyetçi nutuklar atıyor; Musul'u almaktan, Kerkük'ü almaktan falan bahsediyor, doğru mu?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Değil.
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Bundan bahsediyor, Suriye'nin nasıl bölüneceğinden bahsediyor, toprak kazanımından bahsediyor.
BAŞBAKAN YARDIMCISI VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) - Kim bu?
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Bu konuda samimi değilsiniz, neden değilsiniz, biliyor musunuz?
METİN KÜLÜNK (İstanbul) - Bu da doğru değil ki. Okumamışsın ki hiçbir şey, hiçbir şeyi dikkatli okumamışsın.
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Hemen burnumuzun dibinde 18 tane adamızı Yunanlılara peşkeş çektiniz.
BAŞBAKAN YARDIMCISI VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) - Böyle bir şey yok Tanju Bey.
METİN KÜLÜNK (İstanbul) - Yunanlılara adaları peşkeş çeken senin tarihinde yazıyor, senin tarihinde yatıyor.
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Bakın, sayın milletvekilleri, bugünlerde gözüm çok karardı. Bakın, eğer gereğini yapmazsanız, o bizim adalarımızdaki…
METİN KÜLÜNK (İstanbul) - On iki adaların nereden peşkeş çekildiğini… Otur tarih oku biraz.
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Yunan bayrağını Hükûmet olarak kaldırmazsanız benim gözüm karardı…
METİN KÜLÜNK (İstanbul) - Otur, tarih oku biraz.
TANJU ÖZCAN (Devamla) - …şu konuda kararlıyım, gideceğim o adalara, Türk Bayrağı'nı o adalara gerekirse tek başıma çekeceğim. Bu konuda, bakın, çok kararlıyım, yapmayın.
METİN KÜLÜNK (İstanbul) - Otur, tarih oku biraz.
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Sayın milletvekilleri, bir konuda daha son dakikada bir şey söylemek istiyorum. Önümüzdeki günlerde bu başkanlık ilgili -adı cumhurbaşkanlığı sistemi olur, ne olursa olsun- bir konu gündeme gelecek. Bizim temel itirazımız şu: Bütün yetkileri demokratik bir sistemde bir insan üzerinde toplamayın, bu yanlıştır. Bu insanın kim olduğu da çok önemli değil.
Mesela sizin grupta benim çok sevdiğim bir arkadaşım var, bizim grup da çok güvenir, Doğan Kubat. Ne kadar iyi insandır, kaliteli insandır, değil mi. Ya bu kadar yetki Sayın Kubat'a bile verilmez. Sayın Kubat'a bile verseniz bu kadar yetkiyi o adamı bile yoldan çıkartırsınız.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Tahfif ediyorsunuz. Sayın Özcan tahfif ediyorsunuz arkadaşlarımızı, olmaz, doğru değil bu!
TANJU ÖZCAN (Devamla) - O yüzden ben bu bütçe görüşmesi vesilesiyle…
HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Gelsin, vesayet rejimleri yönetsin ülkeyi o zaman, gelsin vesayet rejimleri yönetsin. Bizim derdimiz vesayetle.
TANJU ÖZCAN (Devamla) - …şu önümüze gelecek olan Anayasa taslağıyla ilgili -AKP milletvekili arkadaşlarım başta olmak üzere- tüm milletvekillerini vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum. Milletin menfaatine, kişinin değil, milletin menfaatine dönük oylarını kullanmalarını bekliyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özcan.
Sayın Cumhurbaşkanımız kayıkçı değil, bunu özellikle düzeltmeni istiyorduk.
TANJU ÖZCAN (Bolu) - "Kaptan" diyelim.
BAŞKAN - Yani doğru konuşalım, bu kürsüde lütfen doğruları konuşalım.
TANJU ÖZCAN (Bolu) - Onu aşağılama anlamında söylemedim, tam tersi övücü bir cümle anlamında kullandım.
BAŞKAN - Doğruları konuşalım. Kaldı ki millî meselelerde hepimizin birlikte hareket etmesi lazım.
TANJU ÖZCAN (Bolu) - Tahkir amaçlı değildi o, değildi.