CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar, cinsel istismar önergesinin geri çekilmesiyle ilgili olarak , "Ben AKP’nin Erdoğan’ın bu alışılana ters tavrını 'başkanlık' algısını güçlendirmek için kullanacağını söyleyeyim. Bakın bir kriz çıktı, başkan müdahale etti ve anında çözüldü!" dedi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, önergeyle ilgili olarak “Eleştirileri dikkate alarak, tepkilere kulak vererek, geniş bir mutabakat arayarak tekrar değerlendirip gözden geçirirseniz iyi olur” demişti
Fikri Sağlar'ın Birgün'de "Sağlama" başlığıyla yayımlanan (24 Kasım 2016) yazısı şöyle:
Matematikte hiçbir zaman iyi olmadım, ama ilkokulda öğretilen toplamanın sağlamasını da hiç unutmadım. Yukarıdan aşağı topladığınız sayıları bir de aşağıdan yukarı ya da yerlerini değiştirerek topladığınızda aynı sonuca ulaşıyorsanız işlem doğrudur.
Siyaset matematik değil, sağlamayı alttan üsten toplayarak yapamasanız da, söylem ve eylemleri yan yana koyup karşılaştırarak tutarlılıklarını ölçebilirsiniz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün İstanbul’da İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) 32. Toplantısı’nda “Avrupa Parlamentosu’nda bir toplantı olacak ve Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik müzakereleri için oylama yapacaklarmış. Peşinen ifade etmek isterim ki … Sonuç ne çıkarsa çıksın bu oylamanın bizim nezdimizde hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur” demesinin epey yankısı oldu.
Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Türkiye ile üyelik müzakerelerinin dondurulmasına ilişkin kararının sonucundan bağımsız olarak, bir kıymeti olmaması bir siyasi tavırdır. Peki, ne kadar tutarlıdır?
Bunun sağlamasını yapmak için Aralık 2004’te Türkiye ile üyelik müzakerelerinin gecikmeden başlaması için alınan karara, hani şu milletvekillerinin ellerinde Evet, Yes, Ja, Qui yazan dövizlerle çekilen fotoğraflarıyla birinci sayfalarımızdan ilan ettiğimiz karara, tarih alınca da gün ışığında Kızılay’da havai fişekler atarak yaptığımız “AB Şenliği”ne baksak ne göreceğiz?
Bugün olumsuz olacağı baştan belli karara, “Kıymeti harbiyesi yoktur” diyen Erdoğan’ın o zamanki olumlu karara pek kıymet verdiğini; AP’ye, AB’ye, hatta muhalefet partisi CHP’ye teşekkür ettiğini göreceğiz.
“Hamdolsun tarihi aldık” diye şükrettiği Kızılay Meydanı’nda kendisini dinleyen coşkulu kalabalığa, “Birliğimizi beraberliğimizi kıskananlar olabilir. … Biz Türkiyemize en batısından en doğusuna, en kuzeyinden en güneyine halkımızın bir ve beraber olduğu o hamuru yoğuruyoruz. O kimlik de Türkiye cumhuriyeti vatandaşlığıdır” dediğini duyacağız.
Aslında, İSEDAK toplantısında, diktatörlük konusunda ortaya koyduğu ölçü çok daha ilginçti! Avrupa’yı, genel olarak Batı’yı kastederek; “Bunlar birisine ‘Diktatör’ diyorsa benim indimde o iyidir. Bunlar birisine artık diktatör diyorsa ben ona gayet iyi diyeceğim” dedi.
Haydi, bu önermenin de sağlamasını yapalım:
“Bunlar”, misal Esad’a diktatör diyorlar. Saddam’a diktatör dediler, Kaddafi’ye de… “Bunlar”, kendi topraklarından çıkan Hitler’e, Franco’ya da diktatör dediler. Ne olacak şimdi?
Hemen her siyasi eğilimden, başta kadınlar olmak üzere, çok yaygın toplumsal kesimlerin “Tecavüzcüye af getiriyor” diye tepki gösterdiği ve iktidarın alışıldık tavrından farklı olarak geri çektiği yasa tasarısı konusunda; Erdoğan’ın “Eleştirileri dikkate alarak, tepkilere kulak vererek, geniş bir mutabakat arayarak tekrar değerlendirip gözden geçirirseniz iyi olur” yaklaşımını da not etmek gerek.
Tam da bir cumhurbaşkanından beklenen bu tavra ters onlarca pratik gösterebiliriz geçmişten. O örnekleri siz de bulabilirsiniz, ben AKP’nin Erdoğan’ın bu alışılana ters tavrını “başkanlık” algısını güçlendirmek için kullanacağını söyleyeyim. Bakın bir kriz çıktı, başkan müdahale etti ve anında çözüldü!
Oysa krizi çözen parlamenter sistem oldu. Başkanlık olsaydı, bir kararname ile geçirilebilecek bu tasarı, parlamenter sistem içinde önce CHP’nin itirazı ile karşılaştı ardından da tüm toplumsal kesimlerin ortaklaştığı yaygın bir eylemli muhalefete dönüştü. “Hayır” diyen kadınlar Hopa’dan Edirne’ye her yerde sokaklara çıktılar, yerlerde sürüklenip gazlandılar ama o eylemli muhalefetleriyle de iktidara geri adım attırdılar.
Aslında, yasa tasarısına itiraz edenlerin iktidara geri adım attıran tavırları muhalefet çizgisinin sağlamasını yapmaya yarayabilir. Karşı olunan şeye karşı olanların tümü, hep birlikte ve eylemli bir muhalefetle karşı çıktıklarında başarılı olabiliyorlar.
Alttan da toplasanız böyle, üstten de toplasanız böyle!