Muzaffer Gençdoğan / Ankara
CHP İstanbul Milletvekili Müslim Sarı, Hükümetin özel dershaneleri kapatacağını daha önce açıkladığını belirterek “Türkiye’deki dershanelerin yüzde 15’inin Fethullah Gülen Cemaati ile ilişkili olması, iktidar partisi ile Cemaat arasında iplerin koptuğunu gösteriyor” dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2014 yılı Bütçe Tasarısı görüşmelerinde konuşan Müslim Sarı, özel dershanelerin yıllık 5 milyar lira cirosu olan bir sektör olduğunu, Hükümetin bu dershaneleri kaldıracağını söylemesine rağmen bugüne kadar bir adım atmadığını, bir yandan da bu alana olan talebin giderek arttığını ifade etti. “Yeni dershane açılmasına izin vermiyoruz demekle olmuyor” şeklinde konuşan Sarı, dershanelerin kapatılması halinde talebin “okullarda eğitim seviyesini yükseltiyoruz” gerekçesiyle karşılanamayacağını iddia etti.
Sarı, eğitime ayrılan kaynakların OESD ortalamasının geresinde olduğunu, eğitimde kalitenin de dünya ortalamasından çok düşük bir seviyede bulunduğunu savundu. Türkiye’de nüfusun üçte ikisinin eğitim seviyesinin ilkokul düzeyinde bulunduğunu söyleyen Sarı “Bu düzeyle Türkiye’nin küresel ölçekte mal ve hizmet üretmesi mümkün değil” diye konuştu.
“Eğitim sistemi en karanlık dönemini yaşıyor”
CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin de konuşmasında, AKP’nin iktidarda bulunduğu 11 yıl içinde 5 kez Milli Eğitim Bakanı’nın değiştiğini, her bakanın göreve gelişinde değişik vaatlerde bulunduğunu belirterek “Bugün eğitim sistemi en karanlık dönemini yaşıyor. 4+4+4 düzenlemesi, kuran kursları, imam hatip liseleriyle eğitimde akılcılıktan uzaklaşıldı. Andımızı kaldırmak da bir eğitimci-akademisyen olarak size düştü Sayın Bakan” dedi. Demokrasiye inanmanın en önemli koşulunun “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” diyebilmek olduğunu kaydeden Çetin, Üniversiteler bugün susuyorsa geleceğimiz çok vahim demektir” diye konuştu.
Üniversite sınavlarında ÖSYM sorularının, daha sınav bitmeden yandaşların eline geçtiğini, ÖSYM’nin güvenilirliğini yitirdiğini savunan Çetin, YÖK’ün mutlak surette kaldırılmasını ve üniversitelerin özerk hale getirilmesini istedi. Çetin, “fuhuşla mücadele konusunda ilkokul öğrencilerinin bilgilendirilmesi” amacıyla Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü’nün Yeşilay’la protokol imzaladığını da öne sürerek “bunun rezalet bir durum olduğunu” söyledi.
“110 bin öğrenci nerede?”
CHP Grup Başkanvekili ve Sinop Milletvekili Engin Altay, “Başbakan Erdoğan’ın, türban üzerinden kutuplaşma yaratamayacağını anlayınca yurtta birlikte kalan kız-erkek öğrencilere taktığını” savunarak “Oysa Başbakan ve Hükümet, bu öğrencilerin yurt sorununu çözmesi gerekirdi. Başbakan’ın bir ahlak zabıtası gibi davranması utanç vericidir” dedi. Altay, zorunlu hale getirilen ortaöğretimde eğitim görmesi gereken 110 bin öğrencinin, ilkokuldan sonra okula gönderilemediği de belirterek “Bu öğrenciler nerede, ailelerine herhangi bir yaptırım uygulandı mı ortaya çıkarılması gerekiyor” diye konuştu. Altay, 10 Kasım’da Mustafa Kemal Atatürk için “Olmasıydı da biz olurduk” diye yazan bir derginin okullara tavsiye edilip edilmediğini de sordu.
“Türk milletine mensupluk sizi neden utandırıyor?”
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ise, iktidar partisi ve hükümetin, Türkiye’nin milli değerlerine AB misyonerlerinin gözüyle baktığını iddia ederek “Andımızı kaldırdınız. Türk milletine mensup olmak sizi neden utandırıyor?” diye sordu. Kız-erkek öğrencilerin yurtlarda birlikte kalamayacağına ilişkin yasal bir düzenleme olup olmadığının da açıklanmasını isteyen Kalaycı “Zinayı suç olmaktan kim çıkardı onu da Türk milletine açıklayın” şeklinde konuştu.
AKP İstanbul Milletvekili Halide İncekara da konuşmasında, muhalefete “Dedelerimiz ve babalarımızın yaptığı işlerin hesabını kürsüde oturan masum Bakan ve bürokratlardan soruyorsunuz” eleştirisi getirdi. İncekara, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya da “Ben evimde ve okulda mutlu öğrenci görmek istiyorum Sayın Bakan. Okulda kulağı çekilen, sınav stresi yaşayan, servis araçlarında ve duraklarda eziyet çeken bir öğrenci görmek istemiyorum. Burada, çocukların hayatı ve geleceği için ne harcanacak diye soran yok. Bütün bütçe ödeneklerinizi personelinizi yaşatmak için kullanacaksanız, biz çocuklarımızı başka bir yere gönderelim” dedi.