Politika

CHP'den Gül'ün görev süresi için açıklama

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Birgül Ayman Güler, 2012 yılında Cumhurbaşkanı

12 Aralık 2011 02:00
T24 - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Birgül Ayman Güler, 2012 yılında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün görev süresinin dolduğunu ve yeni hükümlere göre seçime girmesi gerektiği kanısında olduklarını söyledi.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Toplantının ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan ve soruları yanıtlayan Güler, MYK'da ele alınan konulardan birinin cumhurbaşkanının görev süresi olduğunu belirtti. Milletvekilleri ve cumhurbaşkanının görev süresine ilişkin 2007 yılından bu yana yapılan yasal düzenlemeleri ve süreci hatırlatan Güler, görev sürelerine ilişkin düzenlemelerin tarihlerine dikkati çekerek, “Aynı anayasa değişikliği ile getirilmiş hükümlerden milletvekillerine yeni hükümler uygulanırken cumhurbaşkanına yeni hükümlerin uygulanmaması düşünülebilir mi?” diye sordu.

Güler, şöyle konuştu:

“Bizim görüşümüz bu çelişkinin giderilmesi yönündedir. TBMM eğer beş yıl için göreve gelmişken görevinin tam ortasında görev süresini dört yıla kısaltmışsa aynı şekilde bu düzenleme ile görev süresi yedi yıldan beş yıla inen cumhurbaşkanının da yeni hükümlere tabi tutulması gerekir. Beş yıl görev süresi artı üst üste aynı kişi tarafından beş yıl daha görev yapabilme imkanı referandum ile vardır. O halde 2012 yılında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün görev süresinin dolduğunu ve yeni hükümlere göre seçime girmesi gerektiğini söylüyoruz. Sorun belirsizlik sorunudur. Acaba 'TBMM için geçerli olan kural cumhurbaşkanı için geçerli değildir' diyenler gerekçelerini nasıl ortaya koyacaklar? Tutarlılık arıyorsak cumhurbaşkanlığı seçimlerine az zaman kaldı hazırlanmak için bütün adaylara fırsat vermemiz gerekiyor. Bu son derece ivedi bir konu haline gelmiştir. Türkiye Cumhuriyetini cumhurbaşkanlığı makamı itibariyle belirsizlik içinde bırakmaya kimsenin hakkı yoktur.”

Cumhurbaşkanının yetkilerine yönelik yapılan düzenlemeleri de hatırlatan Güler, 2012 yılında cumhurbaşkanlığı seçimi yaşanması halinde yürütülecek kampanyanın “hayretler içinde izlenecek nitelikte olacağını” savundu. Mevcut durumda siyasal sorumluluğun tamamen hükümette olduğunu, cumhurbaşkanının ise kamu hizmeti alanlarında siyaseten sorumsuz kişi konumuna getirildiğini ileri süren Güler, şöyle devam etti:

“Şimdi herkesin 'gerçekten biz mevcut görev yapısıyla acaba nasıl bir cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasına tanık olacağız' diye düşünmesinin zamanıdır. Türkiye'yi bu gülünç hale düşüren kısa erimli sıcak sorunlara çözüm bulmak için adım atma alışkanlığı 2012'de daha da ağırlaşacak.Türkiye'nin önünde son derece kritik bir cumhurbaşkanlığı görev süreci ve cumhurbaşkanı seçim kampanyası sorunu vardır. Dikkatlerimizi bu soruna yoğunlaştırma ihtiyacı içindeyiz.”


Tutuklu milletvekillerinin durumu

Güler, MYK toplantısında tutuklu milletvekillerinin durumlarının da gündeme geldiğini belirtti. CHP'nin 5 Aralık günü “tutukluluk süreleri ve tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılmasıyla ilgili” hazırladığı yasa teklifini parlamentoya sunduğunu hatırlatan Güler, Ak Parti'yi bu teklife destek vermeye çağırdı. Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in teklife ilişkin sözlerinin ürkütücü olduğunu ifade eden Güler, “Tutuklu milletvekilleriyle tecavüz suçlularını aynı kefeye koyma sorumsuzluğunu göstermiştir” diye konuştu.

CHP'nin teklifinde ısrarcı olduğunu belirten Güler, “Eğer hükümet partisi yetkililerinin kuşkuları varsa teklifler de hükümet tasarıları gibi komisyonlara ve genel kurula girerler orada kendilerini rahatsız eden noktaları düzeltme şansına sahiplerdir. Biz AKP'nin ortak mutabakat metninde verdiği sözü tutmasını ve teklifimize destek vermesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Güler, MYK toplantısında ekonomi ve dış politika konularının da ele alındığını belirterek Hükümetin bu alanlardaki uygulamalarını da eleştirdi.

Türkiye'nin Irak, Suriye ve İran'la olan ilişkilerinin geldiği noktaya dikkati çeken Güler, “Biz Sayın Davutoğlu'nun 'komşularla sıfır sorun politikasından çok açık olarak komşularla sıcak savaş dönemine girdik. Bu son derece büyük bir tehlikedir” dedi.

Güler, ekonomiye ilişkin olarak ise amiral gemisi konumunda olan Merkez Bankasının uluslararası arenada da Türkiye'de de en temel aktörler için güven kaybı yaşadığını ileri sürdü.


'İstanbul ve Van toplantılarından çıkmış bir karar yok'

Birgül Ayman Güler, gazetecelerin soruları üzerine teşkilatta boş bulunan bazı il ve ilçe başkanlıklarına atamalar yapıldığını bu kapsamda Diyarbakır il başkanlığına Muzaffer Sayın'ın getirildiğini söyledi.

“Bir köşe yazarı köşesine de taşıdı, TESEV'in düzenlediği Van'daki toplantıya CHP liderinin de katıldığı ve bu toplantıda da terörist başını da kapsayacak şekilde genel af ve ana dilde eğitim gibi konuların görüşüldüğünü söyledi. Bu iddialar doğru mu?” sorusunu da yanıtlayan Güler, söz konusu toplantıların genel seçimler öncesinde önce İstanbul ve ardından Van'da gerçekleştirildiğini söyledi. Bu toplantıların arama konferansı niteliğinde olduğunu ve katılanların da CHP'nin üyeleri olmadığını belirten Güler, çok çeşitli görüşlerden kanaat önderlerinin, yazarların ve eski siyasetçilerin davet üzerine toplantıya katılarak düşüncelerini aktardıklarını belirtti. Arama konferanslarının partilerin yetkili organları olmadığını vurgulayan Güler, orada yapılan konuşmaların partiyi bağlamadığını, bireysel düşünceleri aktardığını belirtti. Güler, “İstanbul ve Van toplantılarından çıkmış bir karar söz konusu değildir. Bu daha sonra zamanın MYK'sı tarafından sonuçları itibariyle değerlendirmeye alınmış bir arama çalışmasıdır, konferansıdır. Ağırlığı da bundan ibarettir” dedi.