Politika

CHP'de çarşaf, seçim oyunu mu, açılım mı?

Türk basınının önde gelen 16 yazarı, bugünkü köşe yazılarında Baykal'ın türban açılımını irdeledi.

19 Kasım 2008 02:00

CHP lideri Deniz Baykal'ın İstanbul Sultançiftliği'nde düzenlenen bir törende partisine katılan türbanlı ve çarçaflı kadınlara parti rozeti takmasının yankıları devam ediyor. Türk basınının önde gelen 16 yazarı, bugünkü köşe yazılarında Baykal'ın türban açılımını irdeledi. Ahmet Hakan ve Mustafa Karaalioğlu gibi kimi yazarlar Baykal'ın açılımını överken, Hasan Cemal ve Okay Gönensin Baykal'ın açılımını 'seçim oyunu' olarak nitelendirdi. 

Baykal: Örtülü kadınlar zincirlerini kırıyorlar 

Şahin'den CHP'ye: Günaydın!

Baykal'ın 'başörtüsü açılımını'  köşelerine taşıyan  16 yazarın köşe yazısı özetleri (19.11.2008) şöyle:

Ahmet Hakan 

Aldırma Baykal aldırma

Özet : Baykal’ın çevresindeki eleştirilere aldırmadan AKP’ye oy vermek zorunda olan muhafazakar kesime el uzatmak zorunda olduğunu ve bunu devam ettirmenin demokratik ortamı geliştireceğini ve AKP’den hoşnut olmayanlara ama onlara oy verenlere bir alternatif olacağını vurguluyor ve ekliyor: “Memnun değiller yani senin bu hamlenden...Demek ki bu muhteremlerin asıl derdi, memlekette kardeşlik hukukunun gelişmesi falan değilmiş...Demek ki ‘çarşaf / türban’, hakikaten de bunlar için bir ‘rant’ kapısıymış...Öyle olmasaydı...Sen çarşaflıyı, türbanlıyı adam yerine koyunca sevinirlerdi, mutlu olurlardı... Seni yere göğe koyamazlardı yahu...Ama bak, bunun yerine, ‘Aman gitti gidiyor bizim rant’ makamından feveran ediyorlar... Hadi Baykal... Durma, yola devam et...Tak ‘Altı Ok’u çarşaflı varoş kadınlarının sinelerine... Devam et şu heyecan verici devrime...Devam et ki, AKP’nin türban üzerinden sağladığı ‘haksız kazanç’ artık sona ersin...” 

Hasan Cemal 

Baykal'la siyasal inandırıcılık çok zor...

Özet : Daha dün üniversitede türbanın serbest bırakılmasına karşı çıkan, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararını sahiplenen Baykal’ın türbanlılarla, kara çarşaflılarla parti gösterisi yaptığını belirtiyor. Baykal'ın bu çıkışına kanarak oyunu CHP'ye atabileceklerin sayısının pek çoğalmayacağını, kırk yıllık Baykal'ın siyaset sahnesindeki oyunculuğunu hemen herkesin bildiğini ifade ediyor ve ekliyor: “CHP lideri Baykal'ın türbanlı, başörtülü, kara çarşaflı kadınlarımıza parti rozeti takması pek öyle heyecan verici bir olay değil. Seçim zamanlarına özgü sıradan bir Baykal gösterisi...”

Melih Aşık 

Çarşaf getir...

Özet : Deniz Baykal’ın, “CHP’nin ilkelerini, değerlerini içine sindiren herkes, giyim kuşamı ne olursa olsun CHP’de siyaset yapma hakkına sahiptir” dediğini hatırlatıyor ve ekliyor: “Ne güzel... Peki yarın AKP kalksa da:- Öyleyse gelin milletvekili ve memurlara yönelik türban ve çarşaf yasağını birlikte kaldıralım, derse ne yanıt verecekler?” 

Taha Akyol

AKP’nin rakibi CHP mi?

Özet : Krizin AKP’nin pullarını soldurmaya başladığını ama parlayan bir muhalefet partisi de gözükmediğini belirtiyor. AKP’nin kitlelerin gözünde eski pırıltısını kaybetmesinde ekonominin büyük etkisi olduğunu fakat buradan giden oylarında başka bir partiye akmadığını kaydediyor. CHP’nin birkaç örtülü kadını üye yapmasının bir “açılım” olmadığını ifade ediyor ve ekliyor: “Keşke CHP gerçek bir sosyal demokrat partiye dönüşse de, AKP ‘alternatifsizlik’ duygusunun yarattığı sorumsuzluktan kurtulsa, Türkiye de halk çoğunluğunun oy verebileceği bir muhalefete kavuşsa...”

Engin Ardıç 

Sakala tükürmek bıyığa tükürmek

Özet : Deniz Baykal’ın Sultangazi'den bir çarşaflı kadını partiye üye yaptığı için uğramadığı hakaret kalmadığını, kadının kocasınında belediye başkanlığına da adaylığını koyacak olmasının büyük gürültü koparıldığını ifade ediyor ve ekliyor: “Deniz Baykal kimseciklere yaranamıyor. Yukarı tükürse tayyör etekli ve iri kalçalı "Mustafa Kemal rahibelerine" denk geliyor, aşağı tükürse kara çarşaflılara... Hokkabazlık yapacağına somut şeyler söylese, örneğin CHP amigolarının ‘krize önlem almıyor’ diye suçladıkları başbakana karşı, ‘krize ne gibi önlemler alınması gerektiğini’ falan açıklamayı denese, çarşaf konusu önemsiz kalacak. Ama kendisi de bilmiyor ki!” 

Ergun Babahan

Üniversiteye girme ama CHP'ye gir!

Özet : CHP lideri Deniz Baykal'ın başörtülü kızlara mesajının ‘Sizleri üniversite sıralarında görmek istemiyorum ama partime girip aktif siyaset yapmanızda sakınca görmüyorum’ şeklinde olduğunu kaydedşyor. CHP’nin, kadın, kıyafet, özgürlükler, eğitim hakkı gibi konularda bir değişim sürecinden geçme kararı almışsa, bunu toplumla paylaşmak durumunda olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: “Yoksa, bu tamamen siyasi oportünizm kapsamına girer ve bugün gelinen noktada pek hoş görülmez, görülemez.Gelinen noktada CHP'nin tavrı, ‘Üniversiteye gitme ama CHP'ye gir ve partime oy ver. Sonra da evinde oturmaya devam et’, biçiminde özetlenebilir.” 

Muharrem Sarıkaya 

Etnik ve dinsel zeminde seçim

Özet : 29 Mart'ta yapılacak yerel genel seçimin propaganda zemininin dinsel ve etnik olacağının bugünden belli olduğunu belirtiyor. CHP’nin iki hafta boyunca rozet takma bahanesiyle türbanlıları sahneye çıkarıp, onun üzerinden kamuoyuna görüntü vermeye çalışmasının adının dinsel propagandadan başka bir şey olmadığını kaydediyor. Etnik temele dayalı propaganda sürecinin Gökçek, Karayalçın konuşmalarıyla Büyükşehirlere de girmiş olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: “Siyasi partiler bu söylem ve tutumlarını devam ettirirlerse seçim süreci hiç de iyi olmayan bir noktaya ulaşır.Bunun altından da başta iktidar partisi olmak üzere hiçbir siyasi parti kalkamaz.”

Yavuz Donat

Deniz Baykal'la sabah sohbeti

Özet : Deniz Baykal’la yaptığı görüşmede türbanlıları CHP’ye almasının olay olduğunu hatırlattığını Baykal’ında “Ben almadım onlar geldiler.” dediğini belirtiyor. Baykal2ın “Bulalım, partiye getirelim diye bir gayretim olmadı.” Dediğini ifade ediyor ve ekliyor: “Deniz Bey... Türbanlılara rozet takarken bir şey söylediniz mi? Söyledim tabii... Dedim ki, şimdi üstünüzde baskı oluşacak. Onlar ne dediler? Dediler ki... Hiç umurumuzda değil, ne yaptığımızı biliyoruz..”

Okay Gönensin 

Merak etmeyin bu bir seçim oyunu


Özet : CHP Genel Başkanı’nın sadece başı sıkı sıkıya kapalı değil, kara çarşafa bürünmüş kadınlara CHP rozeti takmasının değişik yankılar uyandırdığını belirtiyor. Deniz Baykal’ın kendine vitrin süsü aradığını ve çarşaflı fotoğraflarının yayınlanmasıyla, karısı çarşaflı birkaç kişinin aday olmasıyla muhafazakâr kesimden oy çekme hesabına girdiğini ifade ediyor ve ekliyor: “CHP’nin laikliğinin zedeleneceğini düşünüp kaygılananlar da merak etmesin, olay basit bir seçim oyunundan ibarettir. Bu oyunla belki CHP’ye “üç-beş”, sadece “üç-beş” oy gelebilir ama bu aşırı istisnai bir durum olacaktır. Dünyaya dini referanslarla bakan, hayatlarını dini referanslara göre yaşayanların, solculuk sadece adında kalmış olsa bile herhangi bir sol partiye yönelmelerini beklemek hayaldir.”

Avni Özgürel

CHP, değişim ve Alevi meselesi

Özet :
Bir grup başörtülü, çarşaflı hanımın CHP’ye olarak katılımının İstanbul gibi Türkiye’nin barometresi/aynası olan bir kentte partinin il yönetimine hâkim zihniyetin işaretlerini taşıyorsa ve Genel Başkan Deniz Baykal tarafından reddedilmeyip aksine sahipleniliyorsa önemsemek gerektiğine inandığını belirtiyor. Türkiye’nin sinir düğümü meselelerine CHP’nin çözüm üretmesi zor; lakin bunları CHP’siz çözmek ondan da zor olduğunu kaydediyor. Baykal’ın tavrının göstermelik olmadığını kanıtlamak için vakit geçirmeden bir adım daha atarak başı örtülü genç kızların üniversiteye devamının önündeki engeli kaldırmak için bir kanun teklifi hazırlayıp TBMM’ne sunması gerektiğini ifade ediyor ve ekliyor: “Böyle bir çıkış CHP’den oy kaçışına yol açar mı? Hayır. Olsa olsa laiklik konusunda fazla hassas kitlelerde burukluğa yol açar, belki sandığa gitmede biraz hevessizlik doğurur, o kadar. Ancak siyaset bilimci Baykal’ın göz önüne alacağı farklı göstergeler de olmalı diye düşünürüm.” 

Murat Yetkin

Baykal türbanla ezber bozarken

Özet :
CHP lideri Deniz Baykal’ın 16 Kasım pazar günü İstanbul Sultangazi’de türbanlı ve çarşaflı hanımlara ‘Altı Oklu’ parti rozeti takmasıyla yerel seçimler öncesi AK Parti’nin ezberini ve oy tabanını dağıtmayı amaçladığını belirtiyor. Fakat bu siyasi manevralara CHP tabanından tepkiler gelebileceğini ifade ediyor ve ekliyor: “CHP’nin atması kötü fikir değil aslında. Ama bu manevra konusunda en azından şimdiye dek CHP’ye oy vermelerinin temel nedeni laiklik konusunda bizzat CHP yönetimince duyarlılıkları üst düzeye yükseltilmiş olan kitleye, haydi özeleştiri demiyelim, alerjiye yol açar, derli toplu bir açıklama borçlu Baykal. “Ben öteden beri hep böyleydim” demek bu defa yetmiyor.” 

Oral Çalışlar 

Bir kısım CHP’li Baykal’a kızdı...


Özet : CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın İstanbul’un Sultangazi semtinde çarşaflı kadınlara parti rozeti takması bir kısım CHP’liyi kızdırdığını belirtiyor. Bugüne kadarki gerginlik ve kamplaşma siyasetinin temel unsurlarından birisinin türban/başörtüsü ve Baykal’ın da bu siyasetin baş aktörü olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: “Tabii böyle bir çıkışın anlamlı hale gelebilmesi için bu alandaki yasakçı tavrın da gözden geçirilmesiyle mümkün. Türbanlı kızlara süren yasak CHP’ye belli kesimlerden tepki olarak dönüyor. Tabii bu nedenle CHP’yi destekleyen bir kitle de var. Deniz Baykal’ın bu çıkışının anlamlı hale gelebilmesi için ülkemizin demokratikleşme alanında yaşadığı sorunlara da yönelmesi gerekiyor. Örneğin 1982 Anayasası’nı demokratik yönde değiştirmek için bir adım atabilir mi? Kürt sorununa siyasi çözüm için projeler geliştirebilir mi?”

Yasemin Çongar

CHP ve MHP, devlet ve toplum


Özet : CHP Lideri Baykal’ın Sultangazi’de çarşaflı kadınlara CHP rozeti takmasının ardından CHP yetkililerinin ‘örtünen bir kadının kafası bile aydınlık olabiliyor’, ‘çarşaflı kadınlar arasında bırakın el sıkmayı Deniz Baykal’ı öpen bile var’, ‘kılığı kıyafeti ne olursa olsun, yasalara uyan her vatandaşa CHP’nin kapısı açıktır’ şeklinde demeç verdiğini bildiriyor ve ekliyor: “CHP’nin aksine MHP’nin siyasi parti olması.çoğu zaman develetçi tavır alıyor ama gerçek ve esasen devletin pek de makbul saymadığı bir toplumsal tabakası var.bahçelinin dün mecliste söylediği şu cümleye bakın: ‘Sevmeyenin terk etmesi yerine, öncelikle bizi ona sevdirecek beraberliğimizi saydıracak bir yaklaşımın hakim kılınması bizim siyaset anlayışımızın vazgeçilmezlerindendir.’ Ne dersiniz Başbakanı düşündürmesi gereken bir cümle değil mi bu”

Mustafa Karaalioğlu

Baykal’ın yapmaya çalıştığı şeyi destekliyorum

Özet : Baykal’ın çarşaflılara rozet takıp partiye çağırdığını ve başörtülüler hakkında duymaya alışık olunmadık olumlu şeylerden bahsettiğini belirtiyor. CHP’nin yaptığı şeyi olumlu bulduğunu ifade ediyor ve ekliyor: “Varsayalım ki sonunda aldatılabilir veya takiye mağduru olabilirim. Buna rağmen destekliyorum. Böyle bir teşebbüse inanmanın faturası yanılmak olacaksa da önemli değil, kabul ediyorum. Bir açılım denemez, henüz bir politika değişikliği olarak yorumlanamaz ama bunlar doğru yolda atılan adımlardır. CHP, Türkiye’nin hiçbir siyaset tarafından görmezden gelinemez gerçeğiyle temas etmektedir.”

Şamil Tayyar

Baykal’a kim ‘dur’ diyecek?

Özet : Baykal’ın girmediği kılığın kalmadığını ve Deniz Baykal’ın Ergenekon’un ardından son keşfinin de ‘çarşaf siyaseti’ olduğunu belirtiyor. Başka bir ifadeyle de çarşaf üzerinden takiyye yaptığını ifade ediyor ve ekliyor: “Velev ki; Ses yeni, oluşum yeni. İnanmadığınız değerler üzerinden siyaset yapmak takiyye değil de nedir? Üniversitelerde başörtüsüne bile tahammül edemeyenlerin çarşafa dolanmalarını hangi siyasi kavramla açıklamak gerekir?” 

Ahmet Taşgetiren 

Çarşaflı CHP Genel Başkanı!!!

Özet : Yeni bir seçim atmosferine girildiğini, İstanbul'daki CHP yöneticilerinin, Ankara'daki CHP yöneticilerine yeni bir ufuk açmaya çalıştıklarını ve Baykal’ın CHP ile başörtülüler arasında sıcak sempatiler de meydana getirmeye çalıştığını ifade ediyor ve ekliyor: “Bu başörtüsü işini Baykal ve laikler çözsün, siyasi rantı varsa o da onlara kalsın. Bir ara, Başbakan Erdoğan da söyledi. -Gelin çözelim, rantını siz devşirin, dedi. Bugüne kadar olmadı. Bugünden sonra olur mu?”