Politika

CHP: Uludere'de sorumlu Başbakan ve Genelkurmay Başkanı

CHP, askerlerin bombalaması sonrasında yaşamını yitiren 34 köylü için İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun bünyesinde kurulan Alt Komisyonu'nun raporuna muhalefet şerhini açıkladı

11 Mart 2013 21:06

CHP, TSK'ya ait savaş uçaklarının bombalaması sonrasında yaşamını yitiren 34 köylü için kurulan Uludere Alt Komisyonu'nun hazırladığı raporda, rapora muhalefet şerhini açıkladı. CHP'ye göre, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı operasyondan sorumlu tutuluyor.

Alt Komisyon’un CHP’li üyesi Levent Gök’ün hazırladığı 62 sayfalık muhalefet şerhinde, ilgili kurumlardan Alt Komisyon’a verilen bilgilerden alıntılar yapıldı.

 

'Eylem yapacak istihbaratı var'

 

Radikal gazetesinden Tarık Işık'ın haberine göre, raporda, Genelkurmay’dan Alt Komsiyon’a verilen bilgide kış başında olmasına karşın bölgede hareketliliğin arttığı, Günyazı ve Ortasu köylerine PKK’nın eleman gönderdiğinin tespit edildiği kaydedildi. CHP’nin raporunda, Genelkurmay’ın, “Yapılacak değerlendirmede bu olayın terör faaliyetlerinin yoğun olduğu bir dönemde bölücü terör örgütünün yoğun olduğu sınır ötesinde olduğu değerlendirilmelidir. Haftanin bölgesinde çok sayıda terörist toplandığı ve Uludere sınır hattındaki, karakol ve üst bölgelerine karşı eylem arayışı içinde oldukları yönünde değişik kurumlardan alınmış istihbarat ve duyumlar, tespit edilen görüntülerin terör örgütü mensubu olduğu değerlendirmesini desteklemiştir” dediği aktarıldı. Rapora göre, Genelkurmay’ın 21 Aralık 2011 tarihli istihbarat belgesinde Bahoz Erdal’ın 20 ve 21 Aralık 2011’de Şırnak Uludere-Ortasu Düğündağı güneyinde bulunan Haftanin barınma alanında tespit edildiği belirtiliyor. 25 Aralık 2011 tarihi istihbaratta ise, PKK’nın Türkiye’de büyük sansasyonel eylemler yapılmasını kararlaştırdığı, 134 PKK’lının Haftanin ve Zağros’a gönderildiği kaydediliyor.

 

'MİT: Görmedim, duymadım, bilmiyorum'

 

CHP’nin raporunda MİT’ten Alt Komisyon’a verilen bilgide ise Teşkilatın taşra ünitelerinden olayla ilgili intikal eden bir bilgi bulunmadığının kaydedildiği belirtildi. Raporda, MİT’ten,”Bahse konu olaya ilişkin ilk resmi bilgi müsteşarlığımıza 29.12. 2011 günü saat 09.35 itibarıyla genel mahiyette bir içerikle ulaşmıştır. Mezkûr olayın gerçekleştiği tarihte, terörist bir grup tarafından sınırdan sızma olacağı ve Fehman Hüseyin’in telsiz kestirmesinin grup içinden alındığı yönünde herhangi bir bilgi de askeri birimlerle paylaşılmamıştır” alıntısı paylaşıldı.

 

'Mülkiye Müfettişi: Grupta PKK'lı yok'

 

Levet Gök, hazırladığı muhalefet şerhinde Mülkiye Müfettişlerinin raporuna da dikkat çekerek şu alıntıyı paylaştı:

“Ölen ve yaralananlar örgüt mensubu değildirler. Grubun taşıdığı yük mazot olup, silah bulunmamaktadır. En yakın askeri üs gruba 5 km mesafede olup, grubun askeri üsse yönelmesi söz konusu değildir. Yavaş seyreden gruba acil müdahaleyi gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Atış serbest komutu verilmeden önce İHA görüntülerinin yerel unsurlarla paylaşılması gerekmekteydi. Benzer durumlarda kaçakçılar olabileceği düşüncesiyle operasyonlar durdurulmuştur. 28.12.2011 tarihinde İHA’da tespit edilen grubun terör örgütü mensubu olduğu yolunda spesifik bilgi bulunmamaktadır.”

 

'Sorumlu Başbakan ve Genelkurmay Başkanı'

 

Uludere raporunun, çöpe atılacak bir rapor olduğunu savunanan Gök, “Uludere raporu, olayın üzerine şal örtmek için Genelkurmay ile iktidarın bilinçli olarak ürettikleri bir metinden ibarettir” dedi. Uludere olayının sırrının, Fehman Hüseyin’in isminde gizli olduğunu söyleyen Gök, iktidarın Fehman Hüseyin’in yakalanmasıyla, askeri ve siyasal alanda önemli koz elde edeceğini düşündüğünü söyledi. Gök, sözlerini şöyle tamamladı:

“Fehman Hüseyin’e yönelik her türlü bilgi ve istihbaratın, yapılacak harekatın Cumhurbaşkanı, Başbakan, Başbakan Yardımcıları, Adalet, İçişleri, Milli Savunma, Dışişleri bakanları, Genelkurmay Başkanı, Kara, Hava, Deniz Kuvvetleri komutanları, Jandarma Genel Komutanı’ndan oluşan MGK’da da değerlendirildiği muhakkaktır. Uludere olayında, devletin bütün üst kademesi kader birliği içindedir, Uludere olayının bugüne değin aydınlatılmamasının tek nedeni de budur. 34 sivil yurttaşımızın bombalanarak öldürülmesi, yaşam hakkının en ağır şekilde ihlalidir. Devletin özür dilemesi gerekir, bu konuda çok geç kalındı. Olayın sorumluları, olay tarihinde görevli olan askeri sorumlular; Genelkurmay Başkanı, Hava Kuvvetleri Komutanı, Genelkurmay İkinci ve Birinci başkanları, Genelkurmay Harekat Merkezi Başkanı, 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanı, siyasi sorumlu; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan üzerinde olmak üzere, müştereken ve müteselsilendir. Bombalama sonrası ölen ve yaralananlara müdahale edilmemesi nedeniyle 22 ve 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanları, ayrıca sorumludur.”