T24 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, özel uçak ''ANA'' ile saat 11.28'de Hatay'a geldi. Referandum için Hatay mitinginde halka hitap eden Başbakan Erdoğan, "Anayasa değişikliğine CHP karşı çıkıyor. MHP karşı çıkıyor. BDP karşı çıkıyor. Bu Anayasa değişikliğine bir kısım medya karşı çıkıyor. Karanlıktan medet uman çeteler karşı çıkıyor. Statükoya sırtını dayamış, tuzu kuru seçkinler "Evet"e karşı çıkıyor. Bir de terör örgütü karşı çıkıyor. Bundan daha açık, net ne olabilir? CHP, MHP, BDP, YARSAV, terör örgütü biraraya toplanmış. Kime karşı "Evet" diyenlere karşı. Bu ittifaktan Türkiye menfaat sağalayabilir mi" dedi.
"Kimse kendisini hakim, polis, asker yerine koymasın"
"Medeniyetler ittifakında her gittiğim yerde Hatay'a işaret ettim. Burada kimseyi etnik kökeniyle ilgilenmedik. Biz yaradanı yaradılandan ötürü sevdik. Herkesi önce insan olarak gördük. Herkesin temel haklarını kutsal bildik. Bugünlerde bazı oyunlar oynanmak isteniyor. Dörtyol ilçemizde polis otosuna alçakça bir saldırı düzenlendi. 4 polisimiz şehit edildi. Önce bu 4 şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Şundan herkes emin olsun, polisimiz, askerimiz, bu hainlerin odak noktasında özverili şekilde çalışıyorlar. Terör bugüne kadar hiçbir emelini gerçekleştiremedi. Hiçbir hedefine ulaşamayacak. Kahraman polisimiz, kahraman Mehmetçiğimiz bu hainlere en güzel cevabı vermeye devam edecek. Terör örgütü bu ülkenin kardeşliğine kastediyor. Bu topraklarda nifak tohumları ekmek istiyor. Biz Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Arabıyla, Romanıyla yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz. Biz biriz, beraberiz, kardeşiz. Benim polisime silah sıkan el ne derece hainse, alçaksa, teröristse kusura bakmayın cam çerçeve indirenler de aynı durumdadır. Terör örgütü gençleri sokağa dökmek istiyor. Arbede istiyor, kaos istiyor. Öfkesine hakşm olamayıp sokağa dökülen, polis araçlarına ateş açanlar, sivil araçları ateşe verenler terör örgütünün tuzağına düşüyorlar. Öfke gelir, göz kararır, öfke gider, unutmayın yüz kızarır. Bugünler gelip geçecek. Bin yıldır olduğu gibi birbirimizin yüzüne bakacağız. Hataylı kardeşlerimin, tüm vatandaşlarımın dikkatli olmasını rica ediyorum. Terör örgütü halk sokağa dökülsün istiyor. Bu oyuna gelmeyelim. Terör örgütü öfkelenmenizi istiyor. Sağduyudan ayrılmayın. Bu tuzağa düşmeyin. Kim ki eline taş alır komşusuna fırlatırsa o kaybetmiştir. O, tuzağa düşmüştür. Kim kş komşusuna husumetle bakarsa o, terör örgütünün kirli senaryosuna alet olmuştur. Yerel idarecilerimiz, valilerimiz, kaymakamlarımız gerekenleri yapıyor. Kimse kendisini polis, hakim yerine koyup şiddete başvurmasın. Bu olayların zamanlamasına bakın. Türkiye çok önemki bir halk oylamasının arifesindeyken bu saldırılar yapıyor. Türkiye demokrasi, özgürlük adına önemli bir kararın arifesindeyken terör örgütü sinsi tuzaklar kurmaya çalışıyor. Böyle hassas dönemde sağduyu açıklamaları yapması gereken muhalefete sesleniyorum, "Siz sokakları daha da kışkırtmanın peşindesiniz"
Muhalefete sert eleştiriler
"İngiltere Başbakanı geldi. Teröre karşı muhalefet partileriyle çalıştıklarını söylediler. Bizim ülkemizde ise muhalefet, iktidar yıpransın, biz kazanalım diyor. Üç- beş oy hesabının içine girme. Girdikçe benim Hataylı kardeşim sana sandıkta "Evet" demeyecek. Altındaki koltuğu sağlama almak uğruna sokakları germeye değer mi? Şahsi hırsların uğruna gençleri tahrik etmeye değer mi? AK Parti'yi suçlayacağım diyerek terör örgütünün oyunlarına gelmeye değer mi? Çukurca'dan, Samsun'dan, Dörtyol'dan vuruyorlar. Eşzamanlı olarak muhalefet partileri Anakara'dan taaruza geçiyor. BDP, olayları yatıştırmak isterken gerginliği artıracak sorumsuzca açıklamalar yapıyor. Çıkıyor, bir konvoyla beraber Dörtyol'a gelecekmiş. Sen polis misin, güvenlik gücü müsün? Sana mı kaldı? Bırak ilgililer yapsın. Sen işine bak. Anti demokratik değil demokratik yollardan iktidara gelmeye bak. Demokrasiyi benimse. Daha henüz bunu benimsemedin. MHP, Dörtyol'daki gerginliği fırsat biliyor. CHP bu kargaşadan ne koparabilirim diye meseleye bakıyor. Sokakları daha da tahrik etme gayretine giriyor. Bunların mantığı bu: "AK Parti başarılı olmasın da millete ne olursa olsun" Ben de bunun tam tersini söylüyorum. Hatay'dan söylüyorum, şehidimin bir damla kanına, bırakın iktidarı bütün varlığımızı feda etmeye hazırız. Biz buyuz. Ama bu terör, 26 yıldır bu ülkede var. Bunun 7 yılında biz iktidardayız. 19 yılda bu terör ne oldu?"
Başbakan'ı güldüren pankart
"Ben medeniyetler ittifakı zirvelerinde Hatay'ı işaret etmeye devam edeceğim. Ne demişti Gazi Mustafa Kemal, "Hatay benim namusumdur". Biz de diyoruz ki, "Hatay bizim namusumuzdur" Bir kez daha uyarıyorum, her türlü kışkırtmaya dikkatli olun.
12 Eylül'de darbelerin Anayasası'na dur diyecek, milletin Anayasası'na "Evet" diyeceğiz. Eğitim-Sen bir pankart açmış bakın, "Nikah masasında bile bu kadar iştahla 'Evet' dememiştik" yazmışlar. Biz de "Evet" diyeceğiz. 12 Eylül'de demokrasiye "Evet" diyeceğiz. Hatay büyük değişime "Evet" diyor mu? Sevdamız millet, kararımız "Evet". Sevdamız millet, oyumuz "Evet"."
"CHP- MHP- BDP- YARSAV ve terör örgütü ittifak yapıyor"
"Anayasa değişikliğine CHP karşı çıkıyor. MHP karşı çıkıyor. BDP karşı çıkıyor. Bu Anayasa değişikliğine bir kısım medya karşı çıkıyor. Karanlıktan medet uman çeteler karşı çıkıyor. Statükoya sırtını dayamış, tuzu kuru seçkinler "Evet"e karşı çıkıyor. Bir de terör örgütü karşı çıkıyor. Bundan daha açık, net ne olabilir? CHP, MHP, BDP, YARSAV, terör örgütü biraraya toplanmış. Kime karşı "Evet" diyenlere karşı. Bu ittifaktan Türkiye menfaat sağalayabilir mi? Mesele bu. Bunlar memleketin hiçbir meselesinde biraraya gelmezler. Demokrasiden, özgürlükten kaçarlar. Ama milletin ufkunu açacak bu değişikliğe karşı çıkıyorlar. Şerde ittifak ediyorlar. Hatay'da özellikle CHP'ye oy vermiş kardeşimi CHP yönetiminden ayrı tutuyorum. Ne yazık ki CHP'de, MHP'de, BDP'de kendi kitlelerinin iradesini yansıtmıyor. Bunlar TBMM'de kendi vekillerine oy kabinine girme izni vermediler. Milletvekiline güvenmiyor. Olur ki vicdanının sesini dinler, oy kabininde "Evet" der diye kendi arkadaşlarına güvenmediler. Şimdiyse millete gidiyorlar. oy kabinine git, oyunu kullan ve "Hayır" de diyorlar. Sen vekilleri oy kabinine sokmadın şimdi gidip millete diyorsun ki "Oy sandığına git"
"Anayasa kitabıyla yemek kitabını karıştırıyorlar"
"Malatya'ya gidiyorlar. "Kayısı değişikliği için ne yapacaklar" diyorlar. Böyle bir siyasi lider olur mu? Ordu'ya gidiyor. Ordu'da "Anayasa değişikliği fındığa çare olacak mı?" diyorlar. Hatay'a gelince de "Hatay'ın künefesi ne olacak?" derler. Bunlar Anayasa değişikliği kitabıyla, yemek kitabını karıştırıyorlar. Biliyorsunuz Cemil Meriç Hataylı. O bunları tarif ediyor. "Onlar Türkiye'nin insanından şikayetçi. Yani kendilerinden. Bunların aynaya tahammülü yok". Bunların aynaya tahammülü yok. Aynaya bakarlarsa başörtü konusundaki tutarsızlıklarını görecekler. Dürüst ol, ciddi ol. Bu sululukları milletim yutmuyor. Üniversiteli kızlarımız için 411 oy çıkardık. Bunu Anayasa Mahkemesi'ne CHP götürdü. Şimdi hangi yüzle çıktın da "Başörtüsü sorununu çözeriz" diyorsun?
İzmir Limanı ile ilgili görüşü 30 ay beklettiler. Küresel kriz oldu. Satıştan dolayı milletin hazinesi 1,5 milyar dolar kaybetti. Tam Gün Yasası ile ilgili olarak ışık hızıyla, sadece bir günde, Sağlık Bakanlığı'nın düşüncesiyle ilgili olarak Danıştay yürütmeyi durdurma kararı verdi. Anayasa değişikliğiyle bu dönem sona eriyor. Tuzu kuru bürokratların millete bedel ödetme devri kapanıyor. Yargıdaki ideolojik kamplaşmaya son vereceksiniz. Buna evet mi?"
"Hakları üst seviyeye taşıyacağız"
"Yurtdışına çıkış. Suriye ile vizeleri kaldırdık. Suriye'ye gidebiliyor musunuz? Akrabalarınız geliyor mu? Biz buyuz. AK Parti iktidarı bu. Sınır kapıları açıldı mı? Hatay'ın ekonomisi canlandı mı? Hataylı kardeşim pasaportunu cebine koyuyor Suriye'ye gidiyor, geliyor. Sınırda bilgisayardan bakıyorlar. Vergi borcu kalmış diyorlar. Anayasa değişikliği ile bu keyfiliği kaldırıyoruz. Anayasa değişkiliği ile hanım kardeşlerimizin haklarını daha üst seviyete taşıyoruz. Memur, emekli, işç, kardeşlerim sizin haklarınızı koruyoruz. Buna evet mi? Çocuk istismarının önüne geçiyoruz, yaşlılarımızın emaneti olan dul, yetimlerimiz, şehit ailelerimiz için yeni hizmetlerin önünü açıyoruz. Devlet dairesinde işiniz var, Anayasa değişikliği ile kamu denetçiliği kurumunu getiriyoruz. Mahkemeye gitmeden şikayetinize çözüm buluyorsunuz. Evet mi?"
Hatay'da yapılan çalışmalar
"Hatay'a eğitim, sağlık, adalet, emniyet, ulaşım gibi alanlarda yatırımlarımız oldu. Bugün havaalanından gelirken verdiğim sözleri tutmanın bahtiyarlığı içindeyim. Havaalanı sözü verdik, 2007'de açtık. Terminal binası yapacağız dedik. Ve şimdi inşallah Cumhuriyet Bayramı'nda dev terminal binasını bitiriyoruz. Sulamanın Hatay için ne derece doğru olduğunu biliyoruz. Şu ana kadar Hatay'ın sulanabilir arazilerinin sadece yüzde 16'sı suyla buluşmuş. 3 büyük projeyle Hatay'ın ovalarını suya kavuşturuyoruz. Büyük Karaçay Baraj projemiz devam ediyor. 2013'te tamamlıyoruz. Reyhanlı Barajı, 15 gün içinde temeli atılacak. Böylece 50 yıllık hasrete son verecek çalışmayı yapıyoruz. Böylece 11 bin kişiye iş imkanı doğacak. Asi Neheri üzerinde Suriye ile inşa edeceğimiz Dostluk Barajı. Bu yıl sonunda inşaata başlıyoruz. Orta Ceyhan projemiz de ilerliyor.
Eğitimde 2710 derslik bitirdik. Mustafa Kemal Üniversitesi güçlendi. Tıp Fakültesiyle beraber 3 fakülte, devlet konservatuarı hizmete girdi. 2009'da 250 yatak kapasiteli yurtları hizmete açtık.
Sağlıkta 212 trilyon harcadık. Antakya Devlet Hastanesi, Reyhanlı, Samandağ Devlet Hastanesi ek binalarını yaptık, 22 sağlık ocağını yaptık. 2456 konutu sahiplerine teslim ettik. Cumhuriyet tarihinde 172 km yol yapıldı, biz 7,5 yılda 141 km yol kazandırdık. Yollar ne hale geldi? Yemyeşil, ağaçlandırıldı.
726 trilyon çiftçiye destek verdik. 2010 ilk altı ayında 38 trilyon olan tarımsal destek miktarını 75 trilyon yaptık. Krediler, yüzde 59 faiz veriliyordu biz bunu yüzde 7 ile yüzde 16 arasına indirdik.
49 bin sigortalı çalışan vardı şimdi 99 bin sigortalı çalışan var. 58 adet vakıf eseri restore ettik sadece Hatay'da.
12 Eylül inşallah Türkiye için de, Hatay için de milat olacak. Gelin beraber çalışalım. Ayrıldıktan sonra ev ev dolaşacak mıyız? Anlaşacak mıyız? Öyleyse 12 Eylül'de bembeyaz yeni bir sayfaya, demokrasiye "Evet". Her evet demokrasiye, adalete, özgürlüe davettir. Biz TBMM olarak üzerimize düşeni yaptık. Şimdi artık söz de sizde, karar da sizde."