Baykal, Erdoğan'ın, işçi prim ve stopajlarını indirmesi, kredi kartı fazilerini düzenlemesi ve çiftçiye sulama ile gübre desteği vermesi gerektiğini söyledi
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal, Kırklareli'den sonra helikopterle Edirne'ye gitti.
Trakya Üniversitesi Edirne Tıp Fakültesi pistinde Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi ve partililer tarafından karşılanan Baykal seçim otobüsü ile mitingin yapılacağı Selimiye Camii meydanına gitti. Selimiye Camii önünde toplanan yaklaşık 6 bin kişiye seslenen Baykal kriz için ilk uyarıyı 2008 yılı Eylül ayında yaptığını söyledi.
Yaptığı kriz uyarısına hükümetin hiçbir tedbir almadığını anlatan CHP Lideri Baykal, "Bana önerin varsa söyle uygulamazsam siyasi hayatımı bitiririm dedi. Bende 7 madde söyledim. İki gün sustu, üçüncü gün çıktı bana hakaret etmeye başladı. Sen ne bilirsin, kırk fırın ekmek yemen lazım dedi. Bunun üzerine ben çıktım dedim ki, iktidar olmak ayrı iş, adam olmak ayrıdır. Ben sana öneri yaptım, kullanırsın kullanmazsın meydan okudun bende öneri yaptım. Aradan iki hafta geçti benim o önerilerimden çekmiş iki tanesini, onları uygulamaya koydu. Şimdi uygulayacaksan neden senin aklın geç geliyor, Aklına neye geç yatıyor. Biz Eylül'de söyledik Mart'ın ortasında önerilerimizi hayata geçirmeye çalışıyorsun. Şimdi bundan dolayı kıpırdama oldu piyasada. CHP dinlesen buraya gelmeden işler yoluna girecek. CHP biliyor bu işi bunu söylemiştim sana ben. "dedi.
Yeniden önerdi
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal Selimiye Camii meydanından hükümete krizin aşılması için üç yeni önerisi olduğunu söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Uygulamadığı 3 başka önerim daha var. Bunları hatırlatayım, bir derhal çalışan insanların üzerinden alınan stopaj vergi ve pirim gücünü indirmek lazım çak fazla. O yükle fabrika işletmek istihdam yaratmak, olağanüstü güçtür. Avrupa'da bu kadar stopaj ve pirim uygulaması yok. İşçi çalıştıramazlar Türkiye'nin işçi çalıştırmaya ihtiyacı var. Makul dünya düzeyine inmesi lazım. Normal zaman için diyorduk, kriz var işten çıkarılıyor derhal uygulanması lazım. Gene akılları başına gelecek ve Bağdat harap olduktan sonra. Kredi kartı borçlarına çare bulmalısın. Yüzde 5'in üzerinde faiz alınıyor. Çok yüksek faiz bununla ödenmez, mevduat faizi yüzde 15 civarında normal alınan faiz 24 civarında yüzde 65-70 kredi kartından dolayı faiz alıyor olmaz doğru değil. O faizle o borç ödenmez, banka yüzde 60 kazanıversin bunun yolunu bulun kanunu çıkarın buda önerimizdir. 1.5 milyon insan kredi borcunun altında perişan olmakta. Herkes krizi yeni fark etti. Şehirdeki insan üzerinden fabrikadan fark etti. Halbuki Türkiye şimdi değil yıllardan beri tarlasında kriz yaşıyor. Köyünde kriz yaşıyor. Çiftçiye dönük paket anlayışı yok. Sulama için para ödenemiyor. Üretimi desteklemek lazım gübre ilacına ürününü göstermelik değil gerçek destek istiyoruz. Bir destek projesi borca yeniden yapılandırma çalışan üzerinden vergi almaya son. Bu önerilerim gündemdedir. Akılları başların gelecek, ampul sönmüş bunun fakında değil."
'Yolsuzlukta çağ atladık'
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ülkenin bu gidişatını değiştirmek gerektiğini kaydederek, "İzlenen politikalar doğru değil. Çok par alındı, başka işler yapıldı. Yolsuzluklar yapıldı. Biliyorsunuz bu yolsuzlukları dimi. Kırklareli'de de var mı yolsuzluk. Deniz fenerini biliyorsunuz nasıl olduğunu biliyorsunuz dimi. Bunlara bakarsak Türkiye hızla zenginleşti diyorlar. Adam başına milli gelir 10 bin dolar çıktı diyorlar. Bin 700'den 12 aya böl, yılda 6 milyardan daha fazla kaynak gelir. Var mı böyle bir şey. Türkiye çağ atladı diyorlar da altın zenginliği değil ama yolsuzlukta çağ atladı. Türkiye geçekten çağ atladı. Dünyada örneği olmayan yolsuzluklar Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluğu yaşanıyor.ödedi.
'Teşkilatlı yolsuzluk dönemi'
Mitinge katılanları Deniz Ferneri'ni düşünmeye davet eden CHP Lideri Deniz Baykal sözlerini şöyle sürdürdü: "Eskiden kişisel yolsuzluktu, sütü bozuk olan paraya dayanamayan fırsat geçince yapardı. Şimdi teşkilatlı yolsuzluk elbirliği ile yapılıyor. 40-50 kişi bir araya gelip dernek, şirket kuruyor. Dernekli şirketli yolsuzluk dönemindeyiz. Yani işin başı var, saymanı, yönetim kurulu üyesi var. Kuryesi var. Muhasebecisi her şeyi tam teşkilatlı yolsuzluk oluşumu. Gidiyor Almanya'ya cami cami dolayıp oradaki Müslüman vatandaşlara hayrınızı biz sizin yapın biz sizin yerinize yapalım diyorlar. Siz burada Ramazan ayında fitre ve zekatını bize verin, sizin yerinizi Türkiye'de açları doyuralım, kimsesizleri giydirelim diyorlar. Vatan hasretindekilerde veriyorlar, adamın ağzından Allah, Muhammed düşmüyor. Din imandan başka biri şey yok. Varsa yoksa kitap muhterem ahlaklı dindar adam, ona emanet etmeyecek kime edecek veriyor. Topluyorlar bu paraları banka ile değil çanta ile Türkiye'ye taşıyorlar.
Trilyonlara geliyor, kendi adlarına şirket kuruyorlar. Bir sürü şirket var bu toplayan sahtekarlara sonra bir televizyon kanalı kuruyor. Gece günden Recep Tayyip Erdoğan ve AKP diyorlar. AKP'ye sahip çıkın diyorlar. O paraları toplayıp Türkiye'ye getirenler diyor. Alman hükümeti öğrenince el koydu yargıladı mahkum etti. Bizi de bir yazı yazıp dediler ki, asıl elebaşıları Türkiye'de onları da sen yakala dedi. Aylar geçti kılı kıpırdamıyor biz sorduk niye yapıyorsun, Almanya'dan dosyayı istedik dediler. Dosya bekliyorlar, işleyenler bizim vatandaşlarımız paraları götürülen bizim vatandaşlarımız kurulun şirket bizim şirketlerimiz televizyon kanalı Türkiye'nin senin topraklarında suç işleniyor. İnsanların işlediği bu suçu takip etmiyor.
Almanya'dan dosya gelmiyor. Senin polisin, savcın yok mu, hakimin yok mu, kanunun yok mu adaletin yoksu vicdanın yok mu. Kılı kıpırdamıyor. Almanya'dan kaplumbağanın üstüne koysalar 6 ayda gelirdi. Baktım getirecekleri yok, bir arkadaşımdan rica ettim Türkiye Cumhuriyeti getiremiyor. Biz CHP olarak geçtirelim dedik gittik dosyayı aldık getirdik. Meydanlarda dosya işte al sana dosya dedim. Çok rahat geniş adam Başbakan dedi ki, Türkiye'de kırtasiyecilerden kırmızı kaplı dosya çok. Sen o dosyanın kabına rengini bakma içindeki belgelere bak. Başbakana sorduk tanıyor musun diye, hık mık eder gibi oldu. Anlaşıldı çocukları bacanaktır. Öle olay kimsenin kılı kıpırdamıyor. Konunun aydınlığa çıkarılması lazım. Sıradan bir yolsuzluk değil, bunu kimse akıl fikir edemez. Vatandaşın imanın inancını dini vecibesini alet etmekten vicdanı sızlamıyor. O insan simdi dini vecibesini yerine getirdi mi getirmedi mi, kim sorumlusu günah kime ait. Bunun hesabını soracağız. "
'Çiftçiye yok, yandaşlara var'
Hükümetin çiftçilere verdiği desteklemeleri kestiğinin altını çizen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, yakında doğrudan gelir desteğinin tamamen kaldıracağını iddia etti. Çiftçiye desteği kesen hükümetin, parasına göz diken hükümetin bu tablolar yaşandığını anlatan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Tma televizyona para var, 220 milyar dolar Yeni bir enerji bantları baraj kurulurdu.Trakya'nın sulama projelerini yaptın mı. Altyapıyı değişirdi, yeni işyeri açtın mı, milletin parasını alıyorsun. Yanlış yapılmıştır. Şimdi anlatmak istiyorum. Bu yanlışı önlemek için büyük gayret gösterdik. 5-6 yıldır yatırım yapın kalkınma yapın iş yeri yapın dıştan gelen paraya faize dövize güvenmeyin alın terine ürünü güvenin fabrikaya güvenin diyoruz."dedi.
'Musevi işadamlarına karşı değilim'
TÜPRAŞ'te yolsuzluk yapıldığını gizlice yüzde 14.75 ini gizlice açık ihale yapmadan İsrailli bir İşadamı Ofer'e verildiğini kaydeden CHP Lideri Baykal, "Sorduk tanıyor musun diye, tanımıyorum dedi. Öğleden sonra fotoğrafı çıktı. Ne olmuş İsrail’le satamayacak mıyız diyor. Yahudilere satıldı diye kızıyorsun diyor. Musevi, Hıristiyan sorgulamıyorum. O satışın yolsuzluk yapıldığını, kanunsuzluk yapıldığını söylüyorum. Yanlış yanlıştır. kim yarsa yapsın herkese karşı çıkarız. Telekom'u sattılar, yıllık taksit bedellerinden fazla karı var. Yıllık kar ile taksit ödüyor. Tarlanın taşı ile kuşu vurdu. Satıştan sonra KDV yi düşürdüler. Kimin cebine gitti. Bunlar CHP iktidar olduğu zaman incelenecek. Söylüyorum Başbakan kızıyor, cevap vereceğine bize saldırıyor. Burada Deniz Feneri konuşuyor Baykal size anlattı mı işin aslını bilgi versin size çık çıkmıyor olur mu Tüpraş satışından Telekom'dan bahsediyor mu. Çiftçinin durumundan haberi var mı. Bunlar anlatmıyor. "dedi.
'Baykal'la yatıp kalkıyor'
Başbakan Erdoğan'ın, Gece Deniz Baykal'la yatağa giriyor, sabah onla kalkıyor.ö Diyerek başladığı sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hızını alamıyor, İsmet Paşa'ya gidiyor. 30 yıldan 80 yılı geçiyor biraz daha öteye gidecek ama o kadarına cesaret yok. İsmet Paşa'da duruyor. Neymiş nüfus cüzdanlarına ekmek damgasını gösteriyor. Memleket nasıl kurtuldu, nasıl bağımsız oldu bilir misin. Sen daha ananın karnına düşmeden bu insanlar hangi çileleri çektiler, bu vatanı nasıl kurtardı bilir misin. O İsmet Paşa bu milletle taşıdı. Oğlunu bir gün kuyumcu dükkanı açtığını duydun mu. Çocuklarına devlet imkanları ile kredi açıldığını duydun mu. İnönü azına almadan önce azını temizle yıka, Sen işine bak işine, millet seni başbakan yapmış hesabını ver. Sana oy verdi bu millet. Biz bunları söylüyoruz cevap yok, dedim ki, TV de tartışalım. Buna diyor ki hayır meydana gel diyor. İşte geldim işte meydan iste CHP. Geldim soruyorum cevap yok, Kimsinin arkasından konuşma, gel televizyona çıkalım. Kim istersen programı yapsın. Uğur Dunlar, Ali Kırca, Mehmet Ali Birand, Beğenmiyorsan çok sevilen şovmen Mehmet Ali Erbil yönetsin. Üstelik onu bunu dağıtmasını iyi bilirsin valin dağıttıklarını Mehmet Ali Erbil dağıtsın. Tunceli'de olanlara ne diyorsunuz. Vali meydana buzdolabı, televizyon, çamaşır makinesi, çekyat dağıtıyor. Niye yoksullukla mücadele ediyorlarmış. Yoksulların çekyat istediğimi var. Yoksulluk yenilir mi böyle, gel Kırklareli'de de dağıt. Başbakan valilere dağıttırıyor, kendisi de otobüsüne oyuncakları dolduruyor, oyuncaklarda devlet parası ile alınıyor. Çocuklara dağıtıyor arkasından koşsun kalabalık olsun diye, çocuklara oyuncak sen çocuklara oyuncak dağıtacağını babalarına iş ver iş. Babalar çalışsısın çocuğuna oyuncak almanın hazzını mutluluğunu bırak o baba yaşasın onun elinden alma bu mutluluğu, babası ona oyuncakta çikolatada kitapta alır. İş ver görevini yap. "
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal mitingden sonra helikopterle Tekirdağ'a hareket etti.