CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin tutuklu TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’la ilgili kararına ilişkin “Bu kararla Meclis’e ayar verilmeye çalışılıyor. Bu hâkimlerin asli görevi milletin iradesiyle bu Meclis’ten çıkan kanunları uygulamak değil mi? Bu Anayasa'ya uymak değil mi? Peki, bu yargıçlar kimden cesaret alıyorlar, ülkemizin hukuk geçmişine böyle kara lekeler düşürüyorlar” dedi.
CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere, TBMM Genel Kurulu’nda Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin TİP Hatay Milletvekili Can Atalay kararını eleştirdi. Tutdere, şunları söyledi:
“Dün, yargı eliyle özellikle Yargıtay 3. Ceza Dairesi eliyle yargıda büyük bir deprem yaşandı ve bu depremin sonrasında adalet öldü, demokrasi öldü, Anayasa çiğnendi. Anayasa Mahkemesi bir karar verdi ve bu karar 27 Ekim 2023 günü Resmî Gazete'de yayımlandı. Mevcut Anayasamıza göre, hepimizin bu kürsüye gelip üzerinde yemin ettiğimiz Anayasa'nın 153'üncü maddesine göre Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı ‘Yasama, yürütme ve yargıyı bağlar’ diyor; açık ve net, amir hüküm. Peki, bu düzenlemeye rağmen 3. Ceza Dairesi ne diyor? Diyor ki: ‘Ben bu kararı tanımıyorum, ben Anayasa'yı tanımıyorum, ben Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin iradesini tanımıyorum’. Böyle bir şey olabilir mi? Bir hukuk devletinde böyle bir rezalet olabilir mi? Daha da ileri gidiyor, ne diyor: ‘Anayasa Mahkemesi(nin kararının hukuki bir değeri yoktur, geçerlilik izafi edilemez’ diyor. Peki soruyorum ben size: Ey 3. Ceza Dairesi’nin üyeleri, eğer bu bir karar değilse bu nedir? Anayasa Mahkemesi üyelerinin Can Atalay'a yazdığı mektup mudur? Böyle bir şey olamaz.
Siz değil miydiniz ‘Türkiye'yi insan haklarında, demokraside ileriye taşıyacağız’ diyenler? Siz bugün çıkıp demiyor musunuz ‘Türkiye Yüzyılı'nı yaşatacağız’ diye? Peki, siz niye bu karara karşı dünden beri bir ses çıkarmıyorsunuz? Bir de Cumhurbaşkanı Yardımcısı çıkıp bu kararı olumlu bulduğunu, desteklediğini söylüyor. Ne olacak şimdi? Bu kararda Meclis’e rota çizilmeye çalışılıyor, ayar verilmeye çalışılıyor. Millî egemenliğin yegâne adresi Türkiye Büyük Millet Meclisi değil mi? Bu hâkimlerin asli görevi milletin iradesiyle bu Meclis’ten çıkan kanunları uygulamak değil mi? Bu Anayasa'ya uymak değil mi? Peki, bu yargıçlar kimden cesaret alıyorlar da ülkemizin hukuk geçmişine böyle kara lekeler düşürüyorlar?
Bir günde Türkiye'de hukuk fakültelerinin özellikle anayasa hukuku kürsülerinde binlerce hukuk öğrencisine verilen ders yerle bir oldu. Hepimize şu öğretildi: Anayasa Mahkemesi kararları kesindir ve herkesi bağlar. Şimdi ne oldu? Bu bütün müktesebat yerle bir oldu. Buradan ilan ediyoruz, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak, Türkiye'ye demokrasiyi, hukuku getiren bir partinin grubu olarak biz yapılan bu yargı darbesinin karşısındayız, karşısında olmaya da devam edeceğiz.”