T24 Haber Merkezi
CHP Genel Başkanı Özgür Özel partisinde kurultayın toplanacağı iddialarına, partinin içe döndükçe oy kaybettiğini belirtip, "Parti yine kendini tartıştıracak, Erdoğan nefes alacak. Gücü olan buyursun, kendisi çıksın, benden talep etmesin" açıklamasına CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı sosyal medyadan yanıt verdi. Salıcı, yaptığı paylaşımda kurultayın bir lütuf olmadığını belirterek, "Genel başkan da padişah değildir" dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinde kurultayın toplanacağı iddialarına ilişkin sorulara, partinin içe döndüğünde oy kaybettiğini ve kendisinden kurultayı toplama beklentisinin olmaması gerektiğini, "Geçmişte ezdiğin örgüt karşına geçmiş, yanında değil. Sen dönmüşsün benden kurultay talep ediyorsun. Bunun karşında ne olacak? Parti yine kendini tartıştıracak, Erdoğan nefes alacak. Gücü olan buyursun, kendisi çıksın, benden talep etmesin" sözleriyle açıkladı.
CHP'li Salıcı, CHP Genel Başkanı Özel'in bu sözlerine ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Salıcı, CHP için kurultayın bir lütuf olmadığını, bir hak olduğunu belirterek, CHP'nin her genel başkanının saygıdeğer olduğunu ancak "padişah da olmadığını" ifade etti. Partisinin, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan ile "normalleşme süreci" içine girmesini ve kayyımlara karşı protestolarda bir başka partiyle aynı kürsünün paylaşılmasını eleştiren Salıcı, CHP'de, Erdoğan ve Bahçeli ile yakınlaşılırken, Türkiye İşçi Partisine cephe alındığını öne sürdü.
CHP'li Oğuz Kaan Salıcı'nın sosyal medya paylaşımının tamamı şu şekilde:
"Sayın Genel Başkanımızın kararlarıyla yürütülen parti politikalarının, Partimizin her kademesinde ve seçmenlerimiz arasında açtığı tartışmayı üzülerek gözlemliyorum.
Edirne’den Kars’a kadar mücadele arkadaşlarımız partimizin siyasi rotasına ilişkin endişelerini benimle ve arkadaşlarımla paylaşıyor.
Amacım Sayın Genel Başkanımızla polemik yapmak değildir. Sayın Genel Başkanımızın, partisinin bir milletvekiliyle basın üzerinden polemik yapmasını da uygun bulmam.
Görülmektedir ki, partililerimiz arasında rahatsızlık yaratan normalleşme süreci, Erdoğan’ın kaybettiği yerel seçimin ardından kendisine çok değerli bir zaman kazandırmıştır. Buna rağmen her platformda normalleşmenin savunulmasının nedeni anlaşılamamaktadır. “Normalleşme” vaadi ne Kurultay’da ne de 31 Mart seçimlerinden önce dile getirilmiştir. Seçim, normalleşme vaadiyle kazanılmamıştır.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin yakın geçmişte iktidar partisine oy veren seçmene yönelik olarak “normal olmayan” bir siyaset izlediği iddiası ancak iktidar yandaşlarına ait olabilir.
Milletvekillerine hiçbir açıklama yapılmadan Erdoğan’ın önünde ayağa kalkmalarının istenmesi de parti örgütümüzce sorgulanmaktadır. Sonuç olarak görülmüştür ki, TBMM Genel Kurulu’nda belediyemize kayyım atayan iradenin önünde ayağa kalkılmıştır.
Kayyım atanmasını protesto mitinglerinde bir başka siyasi parti ile paylaşılan kürsü, parti tabanımızda rahatsızlık yaratmıştır.
Sayın Genel Başkanımızın neredeyse her açıklamasının ardından, ne demek istediğini izah etmek durumunda kalması makamına yakışmamaktadır.
Erdoğan’la el sıkışılırken, Bahçeli’yle “siyasetin gereği” diye şakalaşılırken hayata soldan bakan Türkiye İşçi Partisi’ne küçümseyici bir dille cephe açılmasındaki “stratejik” beklenti merak edilmektedir.
Amerika Birleşik Devletleri’nde rüşvet iddiasıyla başlatılan bir soruşturma sürerken Erdoğan’a niçin kefil olunduğu izaha muhtaçtır.
Neden-sonuç bağları doğru kurulmalıdır. Cumhuriyet Halk Partisi örgütünde kurultay tartışması yapıldığı için oy kaybedilmemektedir; bilakis oy kaybedildiği için kurultay tartışması yapılmaktadır. Oy kaybının nedenini tabanda siyaseten kabul görmeyen politikalarda aramak gerekmektedir.
Cumhuriyet Halk Partisi anket yaparak kurulmuş bir parti değildir. Siyasetini anket sonuçlarına göre belirlemez.
Cumhuriyet Halk Partisi’nde Kurultay bir lütuf değildir, haktır.
Cumhuriyet Halk Partisi’nde gerekirse Kurultay’a gidilir.
Sayın Genel Başkan da genel seçimlerden sonra taban daralması tezini ileri sürerek ve Partimizin kurultaya ihtiyacı olduğunu dillendirerek genel başkan adayı olmuştur.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin her genel başkanı son derece saygındır. Öte yandan Partimizin Genel Sekreterlerinden değerli hemşerim Kamil Kırıkoğlu’nun dediği gibi, 'padişah da değildir'"
"Köln Radyosu, Türkiye'de sesini duyuramayanların da radyosuydu" |