Sağlık

CHP'li Şahbaz, kızamık vakalarındaki artışa dikkat çekti: Bakanlığın siyasi sorumsuzluğunun bedelidir

13 Şubat 2025 13:59

Türkiye’de kızamık salgınının son bir yıl içerisinde yüzde artmasına dair bir açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz: “Ülkemizdeki bu endişe verici artışın iki temel nedeni vardır: Aşı reddi ve aşı yokluğu. Türkiye’de uzun süredir 9-12 aylık kızamık aşısının bulunmadığını hekimlerimiz aracılığıyla biliyoruz. Kızamık salgını, Bakanlığın siyasi sorumsuzluğunun bedelidir” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Sağlık Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz, Sağlık Bakanlığının 2023 yılı istatistiklerinde verilen kızamık verilerine ilişkin yazılı basın açıklaması yaptı. 2022 yılında 103 olan kızamık vakalarının 2023 yılında 5 bin 88’e yükselmesine tepki gösteren Şahbaz, aşı yokluğu ve aşı reddine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Şahbaz’ın açıklaması şu şekilde:

"Sağlık Bakanlığı Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2023 verilerine göre; 2022 yılında 76 olan yerli Kızamık vakasının, 2023 yılında 3.571’e, göçmen vaka sayısının ise 27’den 1.517’ye yükseldiğini görüyoruz. Bu korkunç artış, yüzde 4.839,80 oranında bir patlamayı gösteriyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) Avrupa Bölgesi Kızamık ve Kızamıkçık Raporu’na baktığımızda ise 2023 yılı ocak ve şubat aylarında, 1.440 doğrulanmış kızamık vakası rapor edilmiş ve bu vakaların büyük çoğunluğu 1-9 yaş arası çocuklardan oluşmaktadır. Özellikle 1 yaş altı ve 1-4 yaş arasındaki çocuklar arasında aşısızlık oranı alarm verici seviyelere ulaşmıştır.

"Temel neden aşı reddi ve yokluğu"

Ülkemizdeki bu endişe verici artışın iki temel nedeni vardır: Aşı reddi ve aşı yokluğu. Türkiye’de uzun süredir 9-12 aylık kızamık aşısının bulunmadığını hekimlerimiz aracılığıyla biliyoruz. Bunun yerine, 12 aylıkken KKK karma aşısı yapılmaktadır. Ancak bu aşı, kızamığı önlemek için yetersizdir ve Türkiye’deki bebekler, koruyucu aşılardan mahrum bırakılıyor.

Kızamık olan bir kişi, aşılanmamış yakın temasta bulunduğu 10 kişiden 9'una bu hastalığı bulaştırabilir. Virüs, havada veya enfekte yüzeylerde iki saate kadar aktif ve bulaşıcı kalır. Eksik aşılı ve aşısız, hatta aşılı kişilere dahi bulaşabilecek güçtedir. Bulaşıcılığı bu kadar yüksek bir hastalık olmasına rağmen önlemek için aşı yeterlidir. Bu hızlı yayılımın tek sorumlusu ise aşı yokluğunu göz ardı eden Sağlık Bakanlığı’dır.

"Aşı karşıtlığı, hükümetin göz yumduğu bir diğer büyük felakettir"

Diğer taraftan, Türkiye'de giderek artan aşı karşıtlığı, hükümetin göz yumduğu bir diğer büyük felakettir. İstanbul’da yüzde 10’lara ulaşan aşı reddi oranı ülke genelinde de her geçen gün artmaktadır. Aşı karşıtlığının bu denli yükselmesi, Sağlık Bakanlığı’nın halk sağlığına yönelik güvenlikli politikalar geliştirememesinin ve aşı konusunda toplumun doğru bilgilendirilmemesinin bir sonucudur. Aile hekimleri, aşı karşıtı ailelerle karşı karşıya kalıyor; aileler de yanlış bilgileri doğrultusunda kendi çocuklarını korumak adına aşıya karşı çıkıyor. Bakanlık, halkın aşı konusunda bilgi alabileceği, güvenebileceği bir kaynağa dönüştürülmemiş; bu da şüpheleri daha da büyütmüştür.

Sadece aşı yokluğu ve aşı karşıtlığı değil, aynı zamanda hükümetin göçmen politikaları da sağlık krizini derinleştiriyor. Kontrolsüz göç, kızamık gibi bulaşıcı hastalıkların hızla yayılmasına neden olmaktadır. Bakanlık, göçmenlerin sağlık durumu konusunda yeterli önlem almamıştır.  Göçmenler, toplumla kaynaşarak hastalıkları hızla yaymış, sağlık sistemine büyük bir yük getirmiştir. Deprem sonrası yaşanan nüfus hareketliliği ise bu sorunu daha da ağırlaştırmış, aşısız çocukların sayısını katlamıştır. Depremzedelere yönelik sağlık hizmetlerinde yaşanan aksaklıklar, bölgedeki sağlık hizmetlerinin yetersizliği ve aşılama çalışmalarının organize edilememesi gibi devam eden sorunlar da kızamık vakalarının artışını sürdürmektedir.

Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı 5.088 vaka rakamı, gerçeği yansıtmamaktadır. Bu rakam sadece sürüntü alınarak tanısı kesinleşen vakaları kapsamakta, hastanelerde dolaşan pozitif vakalar ve ölümler kayıt dışı kalmaktadır. Biz biliyoruz ki gerçek vaka sayısı, çok daha yüksektir. Hükümet, halk sağlığını korumak yerine, bu tür ölümleri örtbas etmeyi tercih etmektedir.

Sağlık Bakanlığı, toplumu sağlık krizlerine karşı savunmasız bırakırken, aşı karşıtlığını ve politikalarını gözler önüne sererek, bu felaketin ortağı olmuştur. Sağlık sistemindeki bu felakete karşı her türlü sorumluluğu üstlenmeli ve gerekli adımları derhal atmalıdır. Aksi takdirde, hükümetin bu sorumsuzluğu, halkın sağlığını tehdit etmeye devam edecektir. Bu işin bedeli ise her gün daha fazla insanın hayatını kaybetmesi olacaktır.

Kızamık salgını, Bakanlığın siyasi sorumsuzluğunun bedelidir!"

Öykü Karayel, Burak Deniz ve Osman Sonant, Umami filmini anlattı