CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, AKP’nin İstanbul İBB Başkan adayı Binali Yıldırım’ın TBMM Başkanlığı görevinden istifa edeceği açıklamasına ilişkin olarak “18 gün daha anayasayı ihlal suçuna göz yummayız. Mesele beni mutlu etme ya da benim iflah olmam meselesi değil. Mesele, eşitsizlik, haksızlık, 18 gün daha anayasayı çiğnemeye devam edecek olması. Binali Bey’in İstanbul’dan eli boş dönmesini ve Meclis’e dönüp ‘Ben ne hale düştüm’ diyeceği gününü de iple çekiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
CHP’li Özel, Halk TV’de “Serhan Asker ile Siyaset Kültürü” programına telefon bağlantısıyla katılarak, TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın istifa kararını değerlendirdi.
Binali Yıldırım’ın enteresan bir siyasetçi olduğunu ve siyaseti kendi iradesiyle yapmadığını belirten Özel şöyle konuştu: “Geleceğini, bir kişinin kararına bırakmış durumda. İstifa edip etmeyeceği tartışılıyordu, ‘Konu benim dışımda’ dedi. Oysa ki istifa kişisel bir müessesedir. Binali Yıldırım ile bu tartışmayı aylardır yapıyoruz. Meclis Başkanlığı tarafsız bir koltuk ve bu tarafsızlığın Anayasal güvencesi var.
Binali Yıldırım, görev yaptığı sürece bu kurala uydu, AKP’nin Meclis grup toplantılarına katılmadı. Meclis Başkanlığı görevi sırasında İstanbul adaylığı için ismi geçti. Biz kendisinin gönüllü olmadığını biliyorduk. Recep Tayyip Erdoğan, kendisinin 1994’te yaptığı göreve Binali Yıldırım’ı ışınlıyor” dedi.
“AKP anketleri yaptı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi kayıp” diyen Özel, “En bilinen kişi Binali Yıldırım olduğu için kendisine aday olacaksın dediler. Binali Yıldırım, buna nazlandı çünkü kaybedeceğini biliyor. ‘Ben kaybedersem ne olacak. Meclis Başkanlığı’ndan da olacağım’ deyince, istifa etme demişler kendisine” ifadelerini kullandı.
“Binali Yıldırım dünyayı kendine güldürdü”
Özel, konuşmasının devamında şunları söyledi;
“26 Aralık’ta o konu kapandı diyen Binali Yıldırım’a Anayasa’yı hatırlatmaya devam ettik. Tüm toplantılarda buna bir gündem ayırdık. Binali Yıldırım 7 Ocak’ta ‘Hukukun olduğu yerde etik konuşulmaz’ dedi ve tepkiler daha da büyüdü. Binali Yıldırım’ın istifa etmemesinin iki temel gerekçesi olduğunu her yerde anlattık. Bir tanesi kazanacağına olan inançsızlığı, diğeri de yerine başka biri geçecek iddiasıydı.
10 Ocak’ta Binali Yıldırım, ‘Seçim bir siyasi faaliyet değildir’ diyerek bütün dünyayı kendine güldürdü ve ciddiye alınmamaya başlandı. Ekrem İmamoğlu yol alıyor, Binali Yıldırım patinaj yapıyor deniyordu. Anketlere baktılar. Odak grup çalışmaları yapılmış. Anayasaya uymayan İhale Kanunu’na nasıl uyacak diyordu İstanbullu. Seçmenlerin bu konularda endişeli olduğu anlaşıldı. Bu sefer istifayı edeceksin dediler Binali Yıldırım’a.”
"Eli boş dönecek"
”‘18 Şubat’ta istifa edeceğim’ dedi Binali Yıldırım. Anayasayı çiğnetmeyiz, seni o koltukta oturtmayız dedik, milletin aklıyla alay etmeye, yalan söylemeye, çamura yatmaya değer miydi? 18 gün daha anayasayı ihlal suçuna göz yummayız. Mesele beni mutlu etme ya da benim iflah olmam meselesi değil. Mesele, eşitsizlik, haksızlık, 18 gün daha anayasayı çiğnemeye devam edecek olması.
Binali Bey’in keyfi tıkırında çünkü onun temsil ettiği, talimat aldığı sarayda her şey yolunda ama 81 milyonun garip, gurebasının, işsizinin, işçisinin anası ağlıyor. Binali Bey bana şaka yapıyor. Binali Bey ile benim şakalaşabilmemiz için herkesin çocuğunun Binali Bey’in çocuklarının refah seviyesine erişmesi lazım.
Bana istediğini söylesin, ben ona doğruları söylemeye, Anayasaya hatırlatmaya, durmadan, duraksamadan karşısında olmaya devam edeceğiz. 18 Şubat gününe kadar yıpranmaya devam etsin. Binali Bey’in İstanbul’dan eli boş dönmesini ve Meclis’e dönüp ‘Ben ne hale düştüm’ diyeceği gününü de iple çekiyoruz.”