Başbakan Tayyip Erdoğan'ın 13 Eylül Cumartesi günü Beyoğlu İlçe Kongresi'nde yaptığı konuşmada, 'Yerin kulağı var, her şeyi duyuyoruz. Yeri geldikçe birçok şey yine açıklanacak' diyerek gazetecilerin konuşmalarının bilindiğini ima etmesi 'Acaba gazetecilerin telefonları mı dinleniyor' sorusuna neden oldu.
Hürriyet gazetesi yazarı Mehmet Yılmaz ve Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, yazılarında bu kaygıyı dile getirirken, CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin de, Erdoğan'a bağlı gizli dinleme örgütü olduğunu ileri sürdü. Ersin, geçen dönem Telekulak Alt Komisyonu toplantılarında mobil dinleme araçlarının Türkiye'ye giriş konuşulurken, emniyeti dinlemekle yetindiklerini, jandarma ve MİT toplantıya çağrılmadan çalışmalara son verildiğini anımsatarak, şunları söyledi:
Amaç korku salmak
"Başbakan 'Yerin kulağı var' sözleriyle, mobil dinleme araçlarını kastediyor. Bunların sayısı ve kimin kullandığı bilinmiyor. Ortam dinlemesi yapan bu araçlardan edinilen bilgiler, AKP'ye ve AKP medyasına servis ediliyor. Ben buna Erdoğan'ın özel istihbarat örgütü diyorum. Bu tip dinleme araçlarından yararlanarak, bazı polislerden destek alarak, özel istihbarat topluyorlar. Muhalefet edenlere korku salma ve sindirme amacıyla bu yönteme başvuruluyor. Bir nevi korku imparatorluğu kurulmaya çalışılıyor."
'Yerin kulağı' değil, 'Recep'in telekulağı'!
Hürriyet yazarı Mehmet Yılmaz da, 15 Eylül'deki yazısında, şunları yazmıştı:
"BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasında şöyle bir bölüm de var: "Yerin kulağı var her şeyi duyuyoruz."
Duyduğunu söylediği "her şey", Doğan Grubu'nda yazarlara verilen "talimatlar" imiş. Kendisi böyle söylüyor.
Bir tuhaf durum yani!
"Yerin kulağı" verilen talimatları nasıl duyuyor olabilir?
Talimat alanlar bunu gidip Başbakan'a söylemeyeceklerine göre, bu "duyum" talimatların verilişi sırasında olmalı.
Demek ki telefonlarımız, e-posta hesaplarımız Başbakan'ın adamlarınca dinleniyor!
Bunu zaten biliyorduk da bu kadar açıkça itiraf edilebileceğine ihtimal vermiyordum.
Buradan Başbakan için bir suç ihbarı yapıyorum. Şimdi olmaz ama gelecekte nasıl olsa Yüce Divan'da yargılanacağı için bir de bu suçlamanın listeye eklenmesini istiyorum.
"Kendine bağlı bir gizli örgüt kurarak gazetecilerin haberleşmelerini takip etmek, Anayasa teminatındaki bir kişilik hakkı olan haberleşme özgürlüğünü çiğnemek!"
Öte yandan kusura bakmasın ama kurduğu bu gizli örgütün kendisini kandırdığını da söylemeliyim.
Paralar boşa gidiyor, haberi olsun!"
Erdoğan'dan yanıt bekliyor
Bugün de Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök 'yerin kulağı vardır' sorusunu sorguladı. Özkök 'Başbakan'a üç soru' başlıklı köşesinde şöyle yazdı:
"ÜLKEMİZİN Başbakan’ı hafta sonu müthiş bir itirafta bulundu. Kızdığı gazetelerin sahiplerini ve gazetecilerini dinlettiğini açıkça söyledi.
Kendisine üç sorum var:
Bu dinlemeyi mahkeme kararıyla mı yaptırıyorsunuz, yoksa illegal dinleme mi yapılıyor?
Mahkeme kararıyla dinletiyorsanız, savcıların önüne gitmesi gereken dinleme raporları nasıl oluyor da size servis yapılıyor?
Mahkeme kararı yoksa, bu dinleme nasıl yapılıyor? İstihbarat örgütleri, size yasadışı hizmet mi veriyor?
Bu ülke Avrupa Birliği’ne tam üye adayı ise, vatandaş Ertuğrul olarak bu soruların cevabını almam gerekir diye düşünüyorum."