ÇHD Genel Başkan Yardımcısı Münip Ermiş, 22 yaşındaki Gülçin Bulut ile 47 yaşındaki Yurdagül Gümüş'ün 22 Kasım 2012'de Antalya Özgürlük Derneği'ndeki faaliyetleri, 'Yürüyüş' adlı dergiyi dağıtma, Grup Yorum konserinin biletini satma, 1 Mayıs 2012'deki gösterilere katılma gibi suçlardan tutuklandığını kaydetti. Tutuklamanın ardından Bulut ile Gümüş'ün Antalya L Tipi Cezaevi'ne götürüldüğünü aktaran Ermiş, yakınları tarafından iki hükümlüye kaldıkları koğuşta vakit geçirebilmeleri için bu yıl Ocak ayında Burhan Yayınları'nın 'Birleşelim, Savaşalım, Kazanalım' ile 'Büyük Direniş ve Sol' adlı kitaplarının götürüldüğünü belirtti.
Kitaplar cezaevi kurulundan geçti
Doğan Haber Ajansı'nda yer alan habere göre, Ermiş, cezaevinde başkanlığını müdür yardımcısının yaptığı ve infaz koruma başmemuru, psikologdan oluşan 5 kişilik kurul tarafından onaylanan kitapların, iki hükümlüye teslim edildiğini aktardı. Antalya'daki cezaevi yönetiminin kadın hükümlüleri Alanya L Tipi Kapalı Cezaevi'ne nakil kararı üzerine Sert ile Gümüş'ün de naklinin gerçekleştirildiğini kaydeden Ermiş, Alanya'da cezaevi girişinde, yasaklı olduğu gerekçesiyle kitaplara el konulup tutanak tutulduğunu belirtti. Ermiş, savcılık tutanağında iki hükümlünün terör propagandası yapmakla suçlandığını söyledi. Sert ile Gümüş'ün Antalya'da 5. Ağır Ceza Mahkemesi 'nde 8 Ekim'de gerçekleştirilen duruşmada dernek faaliyetleri ve örgüt üyeliği suçundan tahliyesine karar verildiğini kaydeden Ermiş, mahkeme sonrasında savcının, propaganda suçu işledikleri iddiasıyla yapılan soruşturma kapsamında iki hükümlünün ifadesini aldığını söyledi.
'2 kişilik koğuşta kime propaganda yapılır?'
Ermiş, Bulut ile Sert'in savcıya, 'yakınları tarafından getirilen ve cezaevi yönetimi tarafından kendilerine teslim edilen kitapların yasaklı olmadığını, ayrıca kaldıkları iki kişilik koğuşta kime propaganda yapacakları' şeklinde ifade verdiklerini anlattı. Kitaplar hakkında o tarihte toplatılma kararının olması halinde cezaevi yönetiminin iki hükümlüye kitabı veremeyeceğine dikkati çeken Ermiş, "Kitapları cezaevi yönetimi inceledi ve teslim etti. Ayrıca iki hükümlü kaldıkları iki kişilik koğuşta nasıl propaganda suçu işleyebilir" diye konuştu.
Cezaevindeki hükümlülerin okudukları kitapla terör propagandası yapabilmelerinin imkansız olduğunu dile getiren Ermiş, şöyle konuştu:
"Türkiye 'deki ifade özgürlüğünün geldiği boyutu gösteren bir uygulama. Cezaevindeki bir hükümlünün okuduğu kitapla propaganda yapacağının düşünülmesi ifade özgürlüğü açısından korkunç bir durum."