Magazin

Ceyda Düvenci: 'Keşke'lerim yok, 'iyi ki'lerim çok

Ceyda Düvenci: Yalanım yanlışım yok, çok büyük talihsizlikler geldi başıma ama yılmadım aksine güçlendirdi beni

12 Kasım 2014 12:25

Oyuncu Ceyda Düvenci hayatı, oyunculuğu, kızıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Düvenci, yaşıyla barışık olduğunu dile getirerek, "Her yaş bir şey katıyor, fazlalıkları atarak gidiyorum. Önümde upuzun bir yol var, denizli bir yere doğru gidiyor. Etrafım çok kalabalık ama yürüdükçe bazıları kayboluyor. Kucağımda Melisa" dedi.

Milliyet'ten Senem Aydın'a konuşan Ceyda Düvenci, "Çok duygusal ve hayatını aşk üzerine kurmuş bir kadın" olduğunu söyleyerek, "Tabii ki aşkı layığıyla taşıyabilecek bir adam, her kadının ihtiyacıdır. Ben de gözlerine bakıp anlaşabileceğim, sırtımı yaslayabileceğim birini isterim" açıklamalarında bulundu.

Gözlerinizin içi parlıyor. Bunun sebebi yeni işin heyecanı mı?

Yeni iş tabii ki çok büyük heyecan. Onun dışında, hayatımda her şeyin yolunda olduğu, güzel zamanlardan birini yaşıyorum. Bir de uzun zamandır tek başınalığın keyfini çıkarıyorum. Dostlarımla zaman geçiriyorum, spor yapıyorum, evladım kollarımın altında, koşarak gittiğim bir setim var. Dolayısıyla başka bir şeye ihtiyacım yok.

 

Son zamanlarda herkes daha bir güzelleştiğinizi söylüyor. Sırrı bu mu peki?

Annem sağolsun, biraz genlerle alakalı sanırım. Ama işin özü; mutlu olmaya çalışıyorum, duygularımı geldiği gibi yaşıyorum ve keyifli yaş alıyorum. 

 

“Bir kadının en güzel yaşı 30’larında başlar ” derler

Ben her yaşımla barışığım. Her yaş bir şey katıyor, fazlalıkları atarak gidiyorum. Manga karikatürü gibi görüyorum kendimi. Önümde upuzun bir yol var, denizli bir yere doğru gidiyor. Etrafım çok kalabalık ama yürüdükçe bazıları kayboluyor. Kucağımda Melisa. Bana sorarsan, şu anki yolculuğum böyle ışıklı. 

 

Masal gibi anlattınız

Çiz desen, bunu çizerim. Yalanım, yanlışım yok. Düz bir tipimdir. Ve hiçbir şeyden yorulmam. Çok büyük talihsizlikler geldi başıma ama yılmadım, güçlendirdi beni. Hep şükür ederim. ‘Keşke’lerim yok, ‘iyi ki’lerim çok; sonu kötü bitse bile... 

 

Yolunuza bir hayat arkadaşı dahil etmek ister misiniz?

Hayat biz plan yaparken başımıza gelenlerdir, o yüzden büyük konuşmayı bıraktım. Ben çok duygusal ve hayatını aşk üzerine kurmuş bir kadınım. Bunu kadın-erkek ilişkisine yoruyorlar ama öyle değil. Mesnevi okuya okuya, aşkın içime işlemesiyle ilgili. Tabii ki aşkı layığıyla taşıyabilecek bir adam, her kadının ihtiyacıdır. Ben de gözlerine bakıp anlaşabileceğim, sırtımı yaslayabileceğim birini isterim.

 

Melisa mutlu büyüyor

 

Kızınız Melisa’nın oyunculuğa ilgisi var mı? 

Çok erken daha. Benim de öyle yaptırımlarım olamaz. Sadece çok mutlu olsun istiyorum. 

 

Tek başına çocuk büyütmek zor mu?

Tek başıma büyütmüyorum, kızımın babası var, şimdi bile yazışıyoruz. Engin (Akgün) her konuda
 destek olan, çok iyi bir baba. Dolayısıyla hiç öyle bir eksiklik hissetmiyor, mutlu büyüyor Melisa.

 

Aşık olunca mantık gidiyor

 

‘Aşkın Kanunu’nda canlandırdığınız ‘İpek’ nasıl biri?

‘İpek’, İzmirli akademi mezunu bir polis. ‘Çetin’le 16 yıllık evliler. O kadar aşık ki ‘Çetin’e; kayınpederi ve kayınvalidesiyle yaşamayı kabul etmiş. ‘İpek’i çok ilginç buluyorum; benden farklı. Gitmeyi hayal ediyor ama 16 sene geçmiş. Beni hayatta 16 sene tutamazsın. ‘Çetin’ “Para biriktirelim” diyor, o da bekliyor.

Ben olsam “Hadi gidiyoruz, krediye gireriz” derdim. Ama o da bir yerden sonra “Boşanalım, ben yapamıyorum” diyor. 

 

Siz aşkı nasıl yaşarsınız?

Bende de aşık olunca matematik, mantık devreye girmiyor. Bir de ben çok dürüst, sakınarak, özenerek yaşadığım için karşımdakini de öyle zannediyorum bir süre. Oralarda göz kör ama sonra bulutlar kalkıyor. Yara almaya başladığımda, mantık devreye giriyor.

 

'Zor bir mesleğimiz var'

 

Polislik nasıl gidiyor?

Yeni rolünüzü sevdiniz mi?Ben bugüne kadar mimar, ev kadını, reklamcı gibi hep kendi kabuğunda karakterler oynadım. Şimdi bu çatışmalar enteresan geliyor, alışamadım. 

 

Sete adapte olabildiniz mi peki?

Tanıdığım, arkadaşım   olan isimler de var, yeni tanıdıklarım da... Ama öyle sevdik ki birbirimizi, ayrılamıyoruz. Mustafa (Üstündağ), “Ben kendimi bu kadar bırakamazdım, sayende oldu” diyor. Gerçekten de çok iyi anlaştık. Ama o kadar zor bir mesleğimiz var ki. Yeni tanıştık ama 16 yıllık evli bir çifti, aşığı oynayacağız! Ama biz yaptık, oldu. 

Birlikte rol alacağınız isimler önemlidir herhalde bu yüzden.
Herkes insan seçmiyorum der ama seçer aslında. Rol arkadaşını seçiyor oyuncu, ben artık o yalanı söylemeyeceğim.