Çevre

Çevre Mühendisleri Odası uyardı: Bölge boşaltılmalı

Kütahya Valisi, siyanür tehlikesi yok derken meslek odaları tehlike alarmı verdi

10 Mayıs 2011 03:00

 T24- Kütahya’daki Eti Gümüş Tesisleri’ne ait siyanürlü atık barıjını koruyan setlerin çökmesiyle ilgili olarak Kütahya Valisi Kenan Çiftçi, “Bölgeyi tedirgin edecek herhangi bir risk yoktur, olayı tamamen kontrol altına aldık” derken, Türk Tabipleri Birliği,  büyük bir çevre felaketiyle karşı karşıya kalındığını duyurdu. Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Murat Taşdemir de  “Tehlike geçmedi. Kütahya ve Eskişehir’de hastanelere panzehir gönderilmeli” dedi.

 

Valilikte basın toplantısı düzenleyen Çiftçi, 7 Mayısta Eti Gümüş A.Ş'ye ait siyanürlü atık su bulunan barajdaki havuzların arasındaki bir sette yarılma meydana geldiğini hatırlatarak, olayın ardından toplantılar yapıldığını ve her türlü önlemin alındığını söyledi.


Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu başkanlığında dün ikinci toplantının gerçekleştirildiğini anımsatan Çiftçi, alınan ve alınması planlanan önlemlerin görüşüldüğünü belirtti.


Vali Çiftçi, olay günü regülatörden sisteme su girişi kesilerek fabrikanın üretiminin durdurulduğunu, atık depolama tesisinin topografik olarak en alt kotunda yer alan 1 numaralı havuza ait setin güçlendirilmesine başlandığını ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti:


''İkinci ve üçüncü havuz arasındaki set yarılınca havuzların üzerinde çok hafif siyanür birikintileri oldu. ODTÜ heyetinin raporuna göre en alt ve en üstteki setlerde güçlendirme başladı. 5 numaralı tamamlanmamış havuz vardı. Buraya da jeomembran serilmesi ve kil döşenmesine başlandı. Bu çalışma 10 günde bitirilecek ve barajdaki fazla su buraya tahliye edilecek.

Bir yandan bu çalışmaları yaparken, diğer yandan çevredeki tüm su numunelerini aldırdık. Dün bu
numunelerin raporu Bursa İl Halk Sağlığı Laboratuvarından bize gönderildi. İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkındaki Yönetmelik uyarınca herhangi bir sorun olmadığı beyan edildi. Şu an itibariyle halkımızı, bölgeyi tedirgin edecek herhangi bir risk yoktur, olayı tamamen kontrol altına aldık.''

 

Uzmanlardan oluşan takip ve izleme heyetinin 24 saat durumu kontrol ettiğini, bunun denetimi için ayrıca Vali Yardımcısı Cengiz Horozoğlu başkanlığında bir heyet oluşturulduğunu belirten Kenan Çiftçi, bütün hesaplamaların yapıldığını ve ek önlemlerin hazır vaziyette bekletildiğini söyledi.

 

Yağmur durmazsa

 

Vali Çiftçi, bir gazetecinin, ''Şiddetli yağmur yağması durumunda ne yapılmasının planlandığını'' sorması üzerine, ''Barajın etrafında büyük yağmur hendekleri var. Etraftan gelen sular bu yağmur hendekleri vasıtasıyla baraj dışına gidiyor. Şu an itibariyle taşınacak yağmur sularının baraja girmesi mümkün değil. Üstten yağan yağmur tabi ki baraja giriyor. Bunun da önlemi alındı. Yağmur suları 3.5 milyon metreküplük 5 numaralı havuza verilecek'' diye konuştu.

 
Önlemlerin eş zamanlı yürütüldüğünü dile getiren Çiftçi, dün akşam çevredeki Aliköy beldesi ve Köprüören, Kızılcakaya, Gümüş köylerine giderek vatandaşlara yapılan ve yapılacak çalışmaları anlattığını, köylülerin gerçekleştirilen çalışmaları görüp kendilerine teşekkür ettiğini sözlerine ekledi.


 TTB: Büyük bir çevre felaketi

 

Türk Tabipler Birliği Konseyi ise Kütahya Gümüşköy yakınlarındaki gümüş madeni tesislerinde meydana gelen atık barajı setlerinden birinin çökmesiyle büyük bir çevre felaketiyle karşı karşıya kalındığını bildirdi.

 

Konsey'den yapılan yazılı açıklamada, tesisin atık depolama barajında gümüş çıkarımı sırasında kullanılan siyanürlü su bulunduğu belirtilerek, yaşanan set çökmesi siyanürlü suyun çevre ve insan sağlığına ölümcül tehlikeler oluşturmasına neden olabilecek düzeyde bir tehdide neden olduğu ifade edildi.

 
Böyle bir durumda ilk olarak yapılması gereken ''kırmızı alarm'' verilmesi gerektiğine dikkat çekilen açıklamada, şöyle denildi:


''Kütahya Gümüşköy yakınlarındaki gümüş madeni tesislerinde meydana gelen atık barajı setlerinden birinin çökmesiyle büyük bir çevre felaketiyle karşı karşıya kalınmıştır. Siyanürün yol açabileceği çevre ve insan sağlığı etkilerini düşünmek bile bölgede ciddi düzeyde önlem almayı gerektiriyor iken açıklama ve yaklaşımlar beklentileri karşılamamaktadır.


Maden atık suyunda çevre ve insan sağlığına zararlı çok sayıda madde yoğun olarak bulunmaktadır. Bu maddelerin bir kısmı kanserojen olduğu kesin olarak bilinen kimyasal maddelerdir. Ayrıca bu kimyasal maddeler, kanser dışında solunum yolu hastalıklarına, karaciğerde ve bağırsaklarda hasar gibi sonuçlara neden olmaktadırlar.


Bazı siyanür bileşikleri yıllarca karıştığı ortamda kalabilmektedir. Bu açıdan yaşanacak sızıntılar uzun dönemli etkiler doğuracaktır. Örneğin Romanya'da gerçekleşmiş olan bir maden kazasının ardından dört hafta sonra bile Tisza nehrinin yüzlerce kilometrelik bölümlerinde toplam siyanür yoğunluğunun yükseldiği, kazanın nehirlerin bitki örtüsünü ve vahşi yaşamı mahvettiği saptanmıştır. Bazı araştırmacılar siyanür kullanılan bölgelerde kullanımdan bir-iki yıl sonra bile çevrede anlamlı düzeyde siyanür konsantrasyonlarına rastlamıştır. Maden şirketlerinin sözcüleri siyanürün parçalanması sonucunda oluşan bileşiklerin sağlık sorunlarına veya çevresel zararlara neden olmadığını iddia etseler de yapılan araştırmalar işlemden geçirilmiş cevherlerdeki siyanürün büyük bölümünün zehir düzeyinde etki gösterebildiğine işaret etmektedir.


Dünya Sağlık Örgütü'nün (2006) standartlarına göre içme suyunda bulunmasına izin verilen en yüksek siyanür konsantrasyonu 0.07 ppm'dir. Siyanür zehirlenmesi, soluma, yutma veya temas (cilt, göz) ile gerçekleşir. Bir çay kaşığı yüzde 2'lik solüsyonunun veya 50-200 mg siyanür tuzunun ağızdan alımı veya havaya karışmış siyanürün 50-100 mg'ının solunması insanların ölümüne neden olur.


Uzun süreli siyanürle karşılaşma baş ağrısı, halsizlik, sersemlik, koku ve tat duyusunda değişiklik, boğazda irritasyon, iştah kaybı, isilik vb belirtilere neden olur. Gana;da altın madenlerinin yakınında yaşayan topluluklarda bu tip akut sağlık etkilerine sık rastlandığı, yaşadıkları yere maden atıkları bulaşmış olan diğer toplumlarda da nedeni bilinmeyen ölümlerin gerçekleştiği bildirilmektedir.''

 

Bölge boşaltılmalı, panzehir gönderilmeli


Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Murat Taşdemir, meteorolojinin bölgedeki yağış tahmininde değişiklik yaptığını, daha önce 20 kg olarak açıkladığı miktarı metrekareye 30 kg’ye çıkardığını söyledi ve bölgenin bir an önce boşaltılması gerektiğini tekrarladı.


“Macaristan’daki felaketin 25 katı kapımızda… Öncelikle baraj çevresindeki dört köy boşaltılmalı… Barajın taşması halinde sular önce Porsuk Çayı’na ardından da Karadeniz’e ulaşabilir… Toplu ölümler meydana gelebilir... Eskişehir’de gerekli önlemler alınmalı… Kütahya ve Eskişehir’de hastanelere panzehir gönderilmeli… Kuyu sularında günde birkaç kez örnekleme yapılmalı…”


Bu sözlerin sahibi Çevre Mühendisleri Odası Başkanı  Murat Taşdemir.


Kütahya Valisi Kenan Çiftçi’nin gerekli önlemleri aldıklarına ve artık risk kalmadığına ilişkin açıklamalarının ardından önlemlerin yeterli olmadığını vurgulayan Taşdemir, “Tesisin alt sette yaptığı taş dolgu çalışması var. Ne zaman biteceği belli değil. Fakat iki günde bitemez. Suyu pompalamaya çalışıyorlar. Ancak bir şeyi unutuyorlar. Üstten suyu çekiyorlar, alttan zehirli çamur doluyor.” dedi. İkinci setteki aşınmanın devam ettiğini belirten Taşdemir, sağlam olan 1 nolu havuzunda aşınmaya başladığını ve havuzda çamur akışının artarak devam ettiğini söyledi.


“Bu baraj çökmezse yalancı olmayı kabul ediyoruz.” diyen Taşdemir sözlerini şöyle sürdürdü:

 

Yağmur tehlikeyi artıracak

 

“Ben şunu söyleyebilirim. Biz şu baraj çökmezse yalancı olmayı kabul ediyoruz. Ama eğer çökerse bu kararı verenler ne diyecek? Biz bu baraj kesinlikle yıkılır diyemiyoruz. Ama onlar nasıl kesinlikle yıkılmaz dediklerini anlamıyorum. Ortada bir kaos var. Olası bir yağmur etkileri daha da artıracak. Şu anda hızla devam eden bir felaket var.

 
Siyanür hemen bugün çıkmaz. Siyanür 8-10 gün içerisinde çıkacak. Bir gram sızma yok diye halkımızı yanlış yönlendiriyorlar.

 

‘ODTÜ felaketi iki ay önce gördü’

 

Şu soruyu sormak lazım. ODTÜ iki ay önce bu felaketi görmüştü. Çevre ve Orman Bakanlığı ne zaman gördü bunu? Buradaki kapasite artışından bakanlığın haberi var mıydı? Kapasite 360 tona çıktı, atık miktarı 3 katına çıktı. Baraj aynı baraj. Çevre ve Orman Bakanlığı bunu görüyor mu?

 
Bu barajlardan Erzincan'dan da var. Bergama'da da var. Sadece Kütahya'da değil. Türkiye'de bir çok nokta var. Bunların tamamına dava açtık. Bunlar tamamen rant havuzlarıdır, atık havuzlarıdır.  20 yıldır konuştuk. Raporlar yazdık. Felaketin eşiğindeyiz. Çevre ve Orman Bakanlığı gerekli önlemleri almamıştır.

 
Şu anda kamuoyunun dikkatini dağıtmamak için bazı açıklamaları yapmıyoruz. Özelleştirme sürecinde dönen tezgahlarla ilgili çok ciddi elimize bilgi akıyor. Biz önümüzdeki günlerde özelleştirme süreci, siyasilerle ilgili açıklama yapacağız. Özellikle halkımızdan teşekkürler geliyor. Özellikle oradaki halk çok rahatsız. Kontrolsüzlüğü görüyor.”