Artvin’in Kafkasör yaylası Cerattepe bölgesinde madencilik faaliyetleri için şantiye kuran Cengiz Holding’e ait Eti Bakır A.Ş, Artvin Valiliği’ne başvurarak, 60 kişilik özel güvenlik izni ile silah ve mermi talebinde bulundu. Artvin Valiliği, özel güvenliğin tabanca ve uzun namlulu tüfekle donatılmasına izin verdi.
Birgün gazetesinden Doğu Eroğlu'nun haberine göre, bugün toplanan Artvin Valiliği Özel Güvenlik Komisyonu, Artvin Ticaret ve Sanayi Odasının itirazına karşın, İl Emniyet Müdürlüğü, İl Jandarma Komutanlığı ve Eti Bakır A.Ş. Murgul İşletmeleri (Cengiz Holding iştiraki) yetkililerinin lehte oylarıyla silahlı özel güvenlik talebi kabul edildi.
Toplantıda alınan karara göre, Cerattepe maden proje sahasında Cengiz Holdinge bağlı görev yapan “50 kişilik silahsız özel güvenlik” lağvedilecek, bunun yerine “60 kişilik silahlı özel güvenlik” birimi oluşturulacak.
Bu birimin “5 adet 9 mm çapında tabanca, 10 adet yivsiz uzun namlulu av tüfeği ve tabancalara ait 250 adet 9 mm çapında tabanca mermisi” edinmesine de onay verildi.
Cengiz Holding'in, Artvin Cerattepe’de 60 kişilik silahlı özel güvenlik birimi oluşturulmasına ilişkin talebi, Özel Güvenlik Komisyonu toplantısında kabul edildi ancak karar henüz resmileşmedi. İlerleyen günlerde karar Valilik tarafından kaleme alınacak ve resmi imzalar ile şerhlerin eklenmesi için toplantıya katılan kurumlara gönderilecek. Kararın resmileşmesiyle birlikte Cengiz Holding silahlı özel güvenlik birimlerini oluşturabilecek.
Cerattepe'de ne olmuştu?
Cerattepe’deki madeni işletmek için bölge halkıyla karşı karşıya gelen Cengiz Holding,17-25 Aralık tapelerinde “Milletin a… koyacağız” şeklindeki sözleriyle tepkileri üstüne çeken işadamı Mehmet Cengiz’e ait.
Cengiz Holding şirketlerinden Eti Bakır 2012’de ruhsat verilen Artvinli Özaltın Madencilik’ten altın ve bakır madeni projesini devralmıştı; ancak 2015’in ilk günlerinde Rize İdari Mahkemesi tarafından Çevresel Etki Değerlendirmesi olumlu raporunun iptal edilmesiyle Cerattepe maden planları rafa kaldırılmıştı.
Geçtiğimiz Mayıs ayında ÇED girişimlerinin yinelenmesi ve Orman Bölge Müdürlüğü’nün olumlu görüş bildirmesi üzerine yeniden gündeme gelen maden planı bölgedeki gruplar başta olmak üzere birçok farklı kesimden tepki gördü. 19 Haziran 2015’te Orman Bölge Müdürlüğü önünde başlayan protestolar, ilerleyen günlerde bölgede 24 saat nöbet tutulmasıyla devam etmişti. Zaman zaman jandarmanın da korumasıyla alana girmeye çalışan madenci şirket her defasında bölgede yaşayanlar tarafından engellenmişti.
Cerattepe’de artık bir rutine dönüşen direniş tüz hızıyla devam ediyor. Perşembe (9 Temmuz 2015) günü madenci şirketin jandarma eşliğinde bölgeye doğru hareket ettiğini duyan gruplar, valilik önünde gerçekleştirdikleri eylemin ardından Cerattepe’de nöbetlerine devam ettiler. Artvin’in doğasını, madenin olası hasarlarına karşı koruma çabasındalar. CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan ve bazı CHP Milletvekilleri de bölge halkına destek olmak amacıyla TBMM Genel Kurul Salonu’nda 24 saatlik oturma eylemi başlattılar.
Bugün ise mücadele, 17–25 Aralık Soruşturmaları ile ortaya çıkan ve kendisine ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarındaki ‘‘bu milletin a… koyacağız’’ ifadesiyle gündeme gelen Mehmet Cengiz’in şirketi Cengiz Holding’e dava açılmasıyla devam etti. Türkiye Barolar Birliği ve TMMOB’nin desteklediği, 61 avukatın hazırladığı ve 760’ın üzerinde davacının imzası bulunan dava dosyası, Türkiye’nin en geniş katılımlı çevre davası olma özelliği taşıyor. Bundan önceki en geniş katılımlı çevre davası, 1997 yılında Bergama’da, yine siyanürle altın aramak için tesis kurmak isteyen Alman Eurogold firmasına karşı açılmıştı; üstelik Bergama Halkı’nın mücadelesi yasal boyutla sınırlı kalmamıştı. İzmir-Çanakkale yolunun ve Boğaziçi Köprüsü’nün trafiğini tıkamak, 4000 civarı katılımla maden sahasını işgal edip nöbet tutmak, yaklaşık 10.000 kişiyle nüfus sayımına katılmamak gibi sivil itaatsizlik eylemleriyle direnişlerini ülke gündemine taşımayı başarmışlardı.
Cerattepe, Kafkas ekosisteminin Türkiye’deki tek uzantısı olan, fauna ve flora açısından eşsiz bir zenginliğe sahip olan, çok sayıda kuş türünün göç yollarını ve birçok endemik tür barındıran, doğal yaşlı ormanların son yaşam alanlarından biri ve gelirinin büyük bir kısmını turizmden sağlıyor. Madenin ruhsat sahası içerisinde ise “Artvin Kafkasör Turizmi Koruma ve Geliştirme Bölgesi”, ormanlık alan, ağaçlık karakteri korunacak alanlar ve kentsel yerleşim alanı yer alıyor. Bunun ötesinde ruhsat alanı Artvin Şehir Merkezi’ne kuş uçuşu 4 km mesafede ve ruhsat alanının yaklaşık 660 metre kuzeybatısında “Hatila Vadisi Milli Parkı” yer alıyor.
Cerattepe’de madene karşı çıkan pek çok Artvinli, madenin olası çevresel etkilerinden korkuyor. Artvin için Cerattepe’deki olası maden faaliyeti, Özaltın Holding’in ilk başta hazırladığı yeraltı maden işletmesi planına uyması halinde en az 50.300 ağacın kesilmesi demek. Ancak Özaltın Holding sadece yeraltı maden işletmesi için değil, sonradan üst zondaki altın madeninin açık işletme yöntemiyle işlenmesi için de müracaatta bulundu. Açık işletme yöntemine geçmek demek, yeraltındaki madenlerin üzerini örten yeryüzü tabakasının kaldırılması demek ve bu da öngörülen 50.300 ağaçtan daha fazla ağacın kesileceği anlamına geliyor. Açık işletmenin bir diğer sonucu da, inşaat hafriyatının rüzgarlarla birlikte ormanlık alanlara taşınıp bitkilerin döllenme sürecini olumsuz etkilemesi olacaktır.
Cerattepe’de altın ve bakır madenlerinin faaliyete girmesi, sadece ağaçların kesilmesiyle sınırlı kalacak bir gelişme değil. Pek çok Artvinli altın işletmesinde kullanılacak olan siyanürün Artvin’in etrafındaki derelere ve yeraltı sularına karışmasından, bu siyanürlü suların eninde sonunda evlerine ulaşmasından korkuyor. Maden sahası civarında pek çok su kaynağının bulunması, ve bu kaynaklardan aynı zamanda Artvin’in içme suyunun da sağlanması bu endişelerin temelini oluşturuyor.
Maden sahasında heyelan ise bir başka endişe konusu. Yine TMMOB’nin raporuna göre proje alanı ve çevresinde hem eski hem de yeni kütle hareketleri gözlenmiştir. Heyelan bölgesi olan Cerattepe ve Hatipoğlu mevkiinde yüzey akışına ek olarak bölgede yıkıntı ve kaya düşmeleri de yaygın. Bu durum işçi kazalarına sebep olma ihtimali bakımından endişe verici. Geçtiğimiz yıl toprak kayması sebebiyle Türkiye’de 5 maden işçisi hayatını kaybetmiş, 4 işçi ise yaralanmıştı. 16 Mayıs’ta Konya’daki barit madeni kazasında bir maden işçisi, 29 Ocak’ta İstanbul Sultangazi’deki taş ocağı kazasında iki işçi, 11 Temmuz’da Balıkesir İvrindi’deki Antimuan madeni kazasında ise iki maden işçisi hayatını kaybetmişti.