Politika

ÇELİK: TERÖR BİR İNSANLIK SUÇUDUR İSTANBUL (A.A)

03 Kasım 2010 09:20
-ÇELİK: TERÖR BİR İNSANLIK SUÇUDUR İSTANBUL (A.A) - 03.11.2010 - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, ''Kimden gelirse gelsin, kime yönelik yapılırsa yapılsın, amacı ne olursa olsun terör bir insanlık suçudur'' dedi. İstanbul Aydın Üniversitesi'nde düzenlenen ''Söz Kampüsten İçeri'' adlı televizyon programına katılan Çelik, burada yaptığı konuşmada, gazetecilerin kendisine, Taksim'deki saldırıyı yapan kişinin PKK'lı olduğunu söylediğini belirterek, akşam saatlerinde uçağa bindiği için bu yönde resmi bir açıklama yapılıp yapılmadığından emin olmadığını ifade etti. Çelik, ''Kimden gelirse gelsin, kime yönelik yapılırsa yapılsın, amacı ne olursa olsun terör bir insanlık suçudur. Terör 21. yüzyılda artık insanların kendisini ifade etme biçimi olmamalıdır, bir sorun çözme enstrümanı olarak asla görülmemelidir. Çünkü bu öyle zalim bir şeydir ki, terörün tabiatı öyle kalleşçe bir şeydir ki, orada annesinin kucağındaki çocuk ölebiliyor, oradan geçen masum bir insan ölebiliyor, bu konularla hiçbir ilgisi olmayan ve sadece o gün tesadüfen oradan geçen bir insan da icabında bunun kurbanı olabiliyor'' diye konuştu. İsraillilerin uzun zamandan beri Filistin'deki halka zulüm ettiğini ifade eden Çelik, ''Orada da bu intihar saldırıları maalesef Müslümanlardan gelebiliyor. Bunlar zulüm gördüklerini, eziyet çektiklerini, ızdırap çektiklerini, başka türlü bu meseleye karşı koyamadıklarını söylüyorlar. Hiçbir günahı olmayan, marketten alışveriş yapan bir insan yanında küçük çocuğu eğer bunun kurbanı olabiliyorsa bir kere değil, bin kere düşünmemiz lazım'' dedi. Çelik, Türkiye'nin 10 yıl önce birçok faili meçhulün olduğu bir ülke olduğunu ifade ederek, ''Ancak son 8-10 yıldır Türkiye'de en vahim olaylar bile çok kısa sürede aydınlanmakta ve failler tespit edilip yakalanmaktadır. Bu tür olaylar olduğu zaman spekülasyonlar yapılıyor. İçişleri Bakanımız 2 gün önce yaptığı açıklamada 'bazı deliler var, kesin sonuca ulaşana kadar açıklama yapmayacağız' dedi. Toplumumuz sabretsin bütün detaylar ortaya çıkarılacak. Türkiye'de artık faili meçhul cinayet yok artık. İşkenceye sıfır tolerans diyoruz, çünkü işkenceyi insanlığa karşı bir suç olarak kabul ediyoruz. İnsanlar suç işleyebilir, hangi suçu işlerse işlesin insanların adil olarak yargılanma hakkı vardır. İşkence kesinlikle insanlık suçudur. Teröristler şunu veya bunu yapabilir ama nizami bir devlet hukuk kuralları içerisinde hareket etmek zorundadır'' diye konuştu. Olayın aydınlanmasını ümit ettiğini belirten Çelik, ''Tetiği çeken vardır ama tetiği çeken kadar çektiren el çok daha önemlidir. Kimse kendi başına 'canım sıkıldı belime patlayıcı bağlayıp bir yerde bunu patlatayım' demez. Arkasında organize bir güç olmadıkça bunu yapamaz'' dedi. Çelik, bir gencin yaşanan son terör olayları nedeniyle dışarı çıktığında korku yaşadığını ifade etmesi üzerine İstanbul'un 13 milyon nüfusu ile dünyanın en güvenli şehirlerden biri olduğunu söyledi. -''TÜRKİYE'NİN OKSİJENİNİ ARTIRMAK İSTİYORUZ''- Demokratik açılımla ilgili bir soru üzerine de Çelik, demokratik açılımla Türkiye'nin demokratik oksijenini artırmak istediklerini söyledi. Çelik, Türkiye'nin geçmişinde bazı sıkıntılar olduğunu ifade ederek, ''Bu, geçmişimizi karalamak anlamına gelmiyor. Kendi geçmişiyle yüzleşemeyen, medeni, demokrat bir hukuk devleti olmaz'' diye konuştu. Türkiye'de köylülerin, Alevilerin, gayrimüslimlerin, Kürtlerin, dindar insanların ötekileştirildiğini kaydeden Çelik, ''Biz cumhuriyetin vasıflarını sıralamışız ama bunun gereğini yapmamışız. Biz demokratik standartlarımızı yükseltmek zorundayız. Türkiye'yi gerçek anlamda bir hukuk devleti yapmak zorundayız. Bir insanın dini, dili, etnik kökeni, mezhebi ne olursa olsun eğer Türkiye Cumhuriyeti devletinin vatandaşıysa o bizim için eşit, hür, birinci sınıf vatandaştır ve başımızın tacıdır. Ölçünün bu olması lazım. Bu anlayışı sadece kağıt üzerinde bırakmak da olmaz'' diye konuştu. Çelik, başörtüsü sorunuyla ilgili bir soruya şu yanıtı verdi: ''Anayasa'da, Türkiye Cumhuriyeti devletinin hiç bir yasasında hiç bir yönetmelikte üniversitede 18 yaşını doldurmuş eğitim yapmak isteyen üniversiteyi kazanmış bir gence kılık kıyafet sınırlaması getiren bir madde yoktur. Bugüne kadar olan neydi? Bugüne kadar keyfi bir uygulama vardı. Türkiye'de bu konuyla ilgili iki tavır var. Bir başına türban takan genç kızlarımız var, bir de kafayı türbana takanlar var. Türbanlıların varlığı, başı açık olan arkadaşımızın varlığı için bir tehdit değil, başı açık olanın da başı kapalı için bir tehdit olmadığını birbirimize anlatmamız ve bunu özümsememiz lazım.'' Bir öğrencinin demokratik açılımda muhatap alınan isimleri doğru bulmadığını dile getirmesi üzerine Çelik, ''Demokratik açılımda şu-bu muhatap alınmamıştır. Sanki bu demokratik açılımdan birileri şunu anlıyor, sanki 'masanın bir tarafına PKK, BDP oturmuş, karşı tarafa da hükümet yetkilileri oturmuş bir pazarlık yapılıyor' şeklinde propaganda yapılıyor. Bu kesinlikle doğru değildir. Doğru olan şudur, bunun muhatabı bütün halkımızdır'' dedi. Çelik, çarşaflı birinin de üniversiteye girme hakkının olduğunu belirtmesi durumunda ne yapılacağının ve bu kişinin mezun olduktan sonra kamu kurumlarında çalışıp çalışamayacağının sorulması üzerine, birinin ortalığı bulandırmak için böyle bir şey yapabileceğini söyledi. Yeni anayasa hazırlığı çalışmaları sorulan Çelik, devleti vatandaşa karşı değil, vatandaşı devlete karşı güçlü kılan bir anayasa hazırlanması gerektiğini kaydetti.