Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Çayyolu’ndaki 63 bin 700 metrekarelik orman alanının yapılaşmaya açıldığını duyurdu, tüm vatandaşların kentin yeşil alanlarına sahip çıkmaya çağırdı. Mimarlar Odası Ankara Şubesi konuyu yargıya taşıyacağını kaydederek, “Gökçek kamu yararına aykırı uygulamalarına es vermiyor. Doğayla, ekolojiyle ve yaşamla uyumlu kararlar yerine değişik kesimlerin rant ilişkiler içerisine daha fazla kar elde etme yaklaşımıyla plan değişiklikleri yapılıyor. Dolayısıyla biz bu süreçte betonun karşısında yeşili, rantın karşısında kamu yararını savunuyoruz” dedi.
İleri Haber'de yer alan habere göre, Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Çayyolu Semt Meclisi sakinleriyle birlikte, Çayyolu'ndaki 63 bin 700 metrekarelik orman alanların yapılaşmaya açılmasıyla ilgili basın toplantısı düzenledi.
Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclis’inin aldığı karar doğrultusunda Çayyolu’nda bulunan ve orman alanı olan 913 kadastro parselde plan değişikliği yapıldığını bildirdi. Plan değişikliğiylebölgenin 'Kentsel Dönüşüm Gelişim Planı' alan sınırı içine dahil edildiğini belirten Candan, söz konusu alanın orman alanı vasfından çıkartılarak konut ve park alanı olarak belirlendiğini ifade etti.
"4 ayda ne değişti, neden karar değiştirildi?"
"Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak kamu yararını savunmayı sürdürüyoruz ve bu konuda dava açıyoruz” diyen Candan sözlerine şöyle devam etti:
“Mart ayından Nisan ayına kadar bu alanla ilgili 3 plan değişikliği kararı var. Nisan ayında Belediye Meclisi plan değişikliklerini iptal ediyor ve alan eski konumuna dönüyor. Ağustos ayında iptal ettiği pland değişikliğini yeniden onaylıyor. Nisan ile Ağustos ayında ne değişti de Belediye Meclisi fikrini değiştirdi. Bunu kamuoyuna açıklaması gerekiyor. Yeryüzünün yol göstericiliğinde hareket etmeyen bilimden uzak bir yaklaşımla kentin yeşil alanlarını nefes boruları tıkanmaya çalışılıyor. Gökçek kamu yararına aykırı uygulamalarına ara vermiyor. Doğayla, ekolojiyle ve yaşamla uyumlu kararlar yerine değişik kesimlerin rant ilişkilerine hizmet eden plan kararları veriliyor. Dolayısıyla biz bu süreçte betonun karşısında yeşili, rantın karşısında kamu yararını savunuyoruz. Ekolojik bütünlük içinde planlama süreçlerini ele alınmasını gerektiğini düşünerek dava açıyoruz. Çay yolunda step potansiyeli olan bir alandan söz ediyoruz. Step alanları yeryüzünün en önemli gen bankalarıdır. Bu alanları yapılaşmaya açarak yeryüzünü genleriyle oynuyorlar. Gökçek’i Ankara’nın steplerini anlamaya ve step step dersini çalışmaya davet ediyoruz.
"Orman alanları yapılaşmaya açılmamalı"
Parsel parsel Ankara gerçekliğini unutmadan, bu kentin ulaşım sistemini kilitleyen, altyapısını çözemeyen bilimden uzak plan kararları ve uygulamalarıyla Ankara’yı yaşanmaz hale getiren Büyükşehir Belediyesinin uygulamaların karşı kamu yararını önceleyerek dava açıyoruz. Orman alanını yapılaşmaya açamazsınız, Ankara’nın nefesini kesemezsiniz. Çayyolu Semt meclisi yaşam alanlarına sahip çıkarak örnek bir mücadeleye yürütüyor.
Çayyolu’nda bulunan 913 kadastro parselin plan değişikliği. Nazım İmar planında orman alanı olarak bulunan 63 bin 700 metrekarelik alan konut ve park alanına dönüştürülüyor. Emsal 2 hmax serbest. Tamamen betonlaşacak bir sürece doğru gidiyor. Hikayesi aslında 14 Martta başlıyor. Arka arkaya mecliste üç tane karar alıyorlar sonrasında da 15 Nisan’da aldıkları kararları iptal ederek eskiye dönüyorlar ve plan değişikliklerini iptal ediyorlar. 12 Ağustos’ta da Kentsel Dönüşüm Gelişim Planı alan sınırı içine dahil etmek üzere bu alandaki orman alanı orman alanı vasfından çıkartarak konut ve park alanı olarak belirleniyor. 8 Eylül’de askıya çıkıyor askı sürecinde vatandaşlar itiraz ediyor 7 ekimde askıdan iniyor. 14 Ekimdeki kararla birlikte bütün itirazlar reddediliyor. Kent İzleme Merkezimiz meclis kararlarını uzmanlarla değerlendirdi. Kentin nefes alma alanlarından olan bu alanın bir ekolojik eşik özelliği taşımaktadır. kentsel yeşil aks içerisindeki varlığı ve step potansiyeli vardır. Ankara’nın stepleri korunmalı, orman alanları yapılaşmaya açılmamalıdır. Konuyu yargıya taşıyoruz.”
"Çayyolu rant yolu oldu"
Bu konuda kendilerine destek veren Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nde teşekkür eden Çayyolu Semt Meclisi sakinleri de yaşam alanlarına ranta kurban edilmesine izin veremeyeceklerini vurguladı.
Semt sakinlerinden Mehmet Peker, “10 yıl önce Çayyolu’na taşındım. O zaman alışılmışın dışında planlı yerleşim için tasarlandı. Altyapısı hazırlandığını düşünerek bir kooperatif kurmuştuk. Birlikte yaşama hayalini kurarak, keyifle yaşamaya devam ediyorduk. Bu yapı Çayyolu’nun değerini arttırdı değeri artıkça cazibe merkezi haline geldi. Cazibe merkezi haline gelince de Çayyolu rant yolu oldu. Dört köyümüz var, rant sürecinin parçası oluyor ve direnemiyorlar. Çocuklarımızı yetiştireceğimiz bir atmosferin olduğu Çayyolu’nda yarınlarımızdan kuşku duyar hale geldik. Buradaki çığlığın herkes tarafından duyulmasını istiyoruz” diye konuştu.
"Ankara'nın nefes alma alanlarından"
Semt meclisinden Uğur Yüksel ise tepkisini şöyle dile getirdi:
"Çayyolu’na 21 yıl önce geliş amacımız huzur ve planlı ortamdı. 913 parsel bir ekolojik koridor, bu koridor şu anda Atatürk hatıra ormanı içinde, hemen yanında Ali Rıza Bey ormanı var onun yanında Gordionun güneyinde yer alan 60 hektar büyüklüğündeki ağaçlandırma ve park alanlarıyla bir zincir oluşturarak birleşen koridor bulunuyor. Ankara’nın nefes almasını sağlayacak, AOÇ yeşil alanlarıyla birleşen bir yer burası. Bunun üstünde doğal bitkiler badem ağaçları var. Kuş yuvaları var. Bu doğal ve yeşil alanların elimizden çıkmasını istemiyoruz. Eğer torunlarımıza iyi bir çevre bırakmak istiyorsak mücadele etmek istiyoruz".
"Kentsel dönüşüm değil, yeşil alanları dönüştürüyorlar"
Semt Meclisinden Erdoğan Balcıoğlu da, “Doğal bir çevrede yaşama arzusuyla yapıların ve trafiğin yoğun olduğu kent merkezinden ormanların olduğu bölgeye Çayyolu’na taşındım. Biz bu yeşil alanda yürüyüş yapıyorduk, evimin önüne birkaç sene önce kirpiler ve tilkiler geliyordu. Envai çeşit kuş sesleri duyuyorduk. Ama birkaç yıldır Türkiye’de kentsel dönüşüm furyası başladı. Bu yasayı hazırlayan kadrolar bozulmuş ekonomik ömrünü tamamlamış, yıpranmış, kaçak deprem riskini oluşturan yapıları dönüştürmek için hazırlamıştı. Ancak bu yasa kullanıcılar eliyle ağaçların ve yeşil alanların dönüştürülmesi yasası haline geldi. Dolayısıyla belediyeler rantı artmış bölgelerde artık alan kalmadığı içil yeşil alanlara yönlenmiş durumda. Benim ağacımı dönüştürecek kararların hukuki dayanağı yoktur. Benim ağacımı yeşilimi dönüştürme, bu alan bize kalsın. Eğer dönüştürmek istiyorsanız Ankara’nın tehlike arz eden Demetevler gibi bir alanı var, buraları dönüştürün. Yeşilin olduğu yerde deprem riski varsa toplum güler” diye konuştu.
"Altyapı ve trafik problemi arttı"
Çayyolu’nda çocuk parklarının dahi otoparka dönüştürüldüğünü bildiren Çayyolu sakinlerinden emekli Bilge Orman ise şunları söyledi:
“Çayyolu’na doğa içinde bulunmak ve nefes almak için taşındım Sosyal alanlar, çocuk parkları ve yeşil alanlar dönüştürülmeye başlandı. Buna ilişkin mücadele etmeye başladık. Yeşil alanlar çocuk bahçesi, park, orman alanından iki çardak ve iki ağaç dikilen yerler haline getirildi. Yeşil alanların topluma hizmet etmesi lazım. Çayyolu’nda yapılaşma başladı belediyeler park alanlarına satış ofisi büfeler, çay ocağı koyarak gittikçe daraltılar ve binalar dikilmeye başlandı. Altyapı ve trafik problemleri ortaya çıktı. İnsanların yaşam alanlarına sahip çıkmasın istiyoruz.
Şehir plancısı Bedriye Işık da “3 yıldır Çayyolu’nda oturuyorum. 20 yıl önce çeşitli kademelerde Çayyolu İmar Planı konusunda sorumluydum. İmar hakkı kutsal bir haktır. Dolaysıyla adil eşit ve istinasız paylaşılması gerekiyor. İmar haklarının neden bu kadar pervasız ilkesiz ve ne ölçütte dağıtıldığını bilmiyoruz, doğruları nedir. Tüm bilgi ve birikimimizle bu alanlara sahip çıkmaya çalışacağız” dedi.
"Anormal bir rant ilişkisi var"
Çayyolu’nda ikamet eden Mimarlar Odası Ankara Şubesi avukatı Gökçe Bolat ise, Büyükşehir Belediye Meclisi karalarıyla Çayyolu’nun içinden çıkılmaz hale geldiğine dikkat çekerek, ”Anormal bir rant ilişkisi olduğu anlaşılıyor. Kamu yararına aykırı plan onaylanma sürecindeki aradaki ilişkinin ortaya çıkarılması lazım. Örgütlü olarak hep birlikte hareket etmek lazım. Mimarlar Çayyolu alanlarının takipçisi olacağız. Yaşam alanlarımızı savunacağız” diye konuştu.
Çayyolu’nda ikamet eden Mimarlar Odası Ankara Şubesi avukatı Revşan Deniz Yıldırım Çobanoğlu da “ 8 yıldır Çayyolu’nda oturuyorum. İki üç yılda yeşil alanların nasıl betonlaştığına bizzat şahitlik yapıyorum. Çayyolu sakinleri olarak binalara gökdelenle ihtiyacımız yok yeşil alanla ormana ihtiyacımız var” dedi.
Çayyolu Semt Meclisi ve Mimarlar Odası Ankara Şubesi, 19 Kasım’da sabah saat 08.00'de dönüştürülmeye çalışılan alanda sabah doğa yürüyüşü gerçekleştirmek için çağrı yaptılar.