Politika

Özgür Özel, 'yüzde 25'lik cam tavanı nasıl kırdıklarını' anlattı; Kilidi açan 3 anahtarı sıraladı

20 Nisan 2024 10:51

T24 Haber Merkezi

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin düzenlediği 'Yerel Yönetimler Çalıştayı'nda konuştu. "Seçimleri Türkiye ittifakı kazanmıştır, Türkiye kazanmıştır" diyen Özel, tartışma yaratan "Üzerimizdeki yüzde 25'lik cam tavanı, bu sonuçlarla beraber tuzla buz ettik" söylemini tekrarlayarak, 80 darbesinden bu yana kilitli olan kapıyı 3 anahtarla açtıklarını söyledi. "Yeni bir dönemdeyiz" diyen Özel, Erdoğan'la yüz yüze görüşeceğini hatırlatarak, "Ben, ilerleme sağlayacağımıza, özellikle toplumdaki kutuplaşmayı kırmak için adım atabileceğimize, birlikte mesafe alabileceğimize inanıyorum" ifadelerini kullandı. Erken seçim tartışmalarına kapıyı kapatan Özel, "Erken seçim çağrısı yapmak, bize oy verenlerle olan akdimizi bozmaktır" şeklinde konuştu.

Özel'in konuşmasından öne çıkanlar:

"Böyle bir günde 650 kişilik salonda seçilmiş belediye başkanları ve il başkanlarıyla birlikte bu salonu hınca hınç doldurabilmenin, koltuklarında oturan her bir kişinin ilçe seçim kurullarından il seçim kurullarından aldıkları mazbatalarıyla seçilmiş CHP'li olmasının gururunu yaşıyorum. Gün oldu bu parti baraj altında kaldı, gün oldu çelengi il başkanları kendileri taşıdı ama 81 ilde Atatürk'ten emanet bu bayrağı yere düşürmeden bugünlere taşıyan ve onların sayesinde ki baba evi herkesin içine doğduğu, büyüdüğü, başı sıkışan herkesin çorbasının kaynadığını, bacasının tüttüğünü bildiği, bir gün ihtiyaç duyarsa kapısının açılacağını bildiği yerdir baba evi. Bu baba evinin tapusu bir kişiye kayıtlıdır, o da Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür.

"Seçimleri Türkiye ittifakı kazanmıştır, Türkiye kazanmıştır"

Bu seçimde milliyetçi demokratların payı vardır. Bu seçimde muhafazakar demokratların payı vardır. Bu seçimde tüm Kürt demokratların emeği vardır. Seçimleri Türkiye ittifakı kazanmıştır, Türkiye kazanmıştır. Türkiye ittifakının belediye başkanlarına selam olsun. Üzerimizdeki yüzde 25'lik cam tavanı, bu sonuçlarla beraber tuzla buz ettik.

"3 anahtarla kilidi açtık"

Gencecik bir ekiple, çok tecrübeli bir ekiple birlikte 80 darbesinden bu yana açılmayan kapıyı açmak için düşünmeye başladık. Geçmişte açılan kapının kilidi mutlaka bir yerlerdedir dedik. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bıraktığı 3 anahtarı aldık. Birinci anahtar, Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhuriyeti kime emanet ettiği idi. Atatürk, Cumhuriyeti gençlere emanet etmişti. İşte, gençlik diyerek, gençleşme diyerek, daha çok genç aday diyerek ilk anahtarı soktuk, çevrildi. İkinci anahtar... Cumhuriyet, kadını eşit yurttaş, eşit temsil ve kadına olan güvenle yükselmişti. Çok daha fazla kadınla ikinci kilidi de açtık. Üçüncü kilit... Yine Atatürk, bu ülkenin neden işgale uğradığını çok iyi biliyordu. Fatih Sultan Mehmet, çağ açıp çağ kapatırken, dünyanın en iyi mühendislerini getirip, dünyanın en ileri toplarını döktürüyordu. Hazerfen Çelebi, Mimar Sinan... Bu ülkenin doğru istikametinin, bir yön olarak batı değil, bilim orada olduğu için, zamanında orada fenne sarıldıkları için, bilime yüzünü dönmüştü. Çağdaş dünyadaki en iyi yönetilen siyasi partiler nasıl yönetiliyorsa, bu süreci öyle yönetmek kararını konuştuk ve uyguladık. Bütün bilgiler üretildi, paylaşıldı, haftalık revizyonlarla her şey ölçme, değerlendirmeyle yönlendirildi. Hepimiz birden, bilime sarılarak ve bilimin söylediğini dinleyerek, gereğini ona göre yaparak kazandık. O yüzden, üçüncü anahtar da bilimsel yöntemlerdi.

"Belediyelere karne vereceğiz"

Belediyelerin 3'er, 6'şar aylık ve birer yıllık karnelerini ölçme-değerlendirme yöntemiyle çıkarıp, sizinle paylaşacağız. Eğer ibre yukarıysa devam edeceğiz, durağansa neler yapabileceğimize bakacağız, aşağı doğruysa yanlışlardan döneceğiz.

"Erdoğan'la yüz yüze görüşeceğim, kutuplaşmayı kırabiliriz"

Yeni bir dönemdeyiz. Bayramda AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la başladım, tüm siyasi parti genel başkanlarıyla bayramlaştım. Sayın Erdoğan'la yüz yüze bir görüşme gerçekleştireceğim. Türkiye ekonomisinin yüzde 85'ine yerel yönetim hizmeti veriyoruz. Türkiye ekonomik olarak zor bir süreçte. Ve ekonomik krizin toplumsal krize dönüşme riski var. Çatışma, kapışma millete kaybettirir. Yurt dışından bulunmuş hazır fonların kullanıma sunulmaması milletimize kaybettirir. Millet böyle hataları affetmez, biz kibre kapılırsak bize, kim kibre kapılırsa ona hesap sorar. Biz, bir nezaket telefonu açtık, şimdi çalışma ziyaretine gideceğiz. Sizlerin, çalışarak oluşturacağınız taleplerden, parti meclisimizin, MYK'mızın, parti grubumuzun çalışmalarıyla birlikte nezaketen yüz yüze görüşme gerçekleştireceğiz. Ben, ilerleme sağlayacağımıza, özellikle toplumdaki kutuplaşmayı kırmak için adım atabileceğimize, birlikte mesafe alabileceğimize inanıyorum. CHP olarak güçlü kaslarımız var. Biz, şimdilik bu ülkede ana muhalefet partisiyiz. Ama bu topraklardan çıktıktan sonra, Kıbrıs Cumhurbaşkanı'na da söyledim, Sayın Aliyev'e de yazdım, Avrupa'da da anlattım, Alman Başbakanı'na da söyledim, Alman Cumhurbaşkanı'na da söyleyeceğim; biz bu ülkede ana muhalefet partisiyiz, yurt dışına çıktığımızda Türkiye'nin partisiyiz.

"MHP, ikinci sarı kartı arıyor"

AK Parti seçmeninin bir kısmının evde oturduğu, protesto ettiği doğrudur ama bir kısmının da Türkiye ittifakının siz değerli adaylarına oy verdikleri de ortadadır. O yüzden, erken seçim çağrısı yapmak, bize oy verenlerle olan akdimizi bozmaktır. Ama sarı karttan anlamayıp ikinci sarı kartı arayanlar var. Örneğin MHP. 'Bizimkiler CHP'ye oy vermedi' diyorlar. Sonuçlar bal gibi ortada. CHP'ye oy veren seçmene sen hainsin diyor. İlk oy vermediğinde hain ilan ediyor. Biz gelene hoş geldin derken onlar gideni kendinden saymamakta. Varsın öyle yapsınlar, varsın milletin mesajını almasınlar. Millet mesajı doğru okuyanlara gereğini yapanlara da diyeceğini bilir. Bir mesaj almama durumu da Antalya Kepez Belediye Başkanımıza yapılan haksız muameledir."