CHP Genel Başkanı Özgür Özel, iktidarın açıkladığı kamuda tasarruf genelgesinin ardından Meclis'in tasarruf dışında kalmaması gerektiğini belirterek, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'a Başkanlık Divanı'nı olağanüstü toplayarak genelge hazırlamaları çağrısında bulundu. CHP'li belediyelere de seslenen Özel, "Belediyelerimizin hem bizim hem Cumhurbaşkanlığı genelgesine uymasını bekliyorum. CHP'li belediyeler geçmiş icraat pratiklerine bakıldığında yarı fiyatına iki kat iş yapar. Hem tasarrufluyuz hem verimliliğimiz yüksek" dedi.
301 işçinin hayatını kaybettiği Soma Maden faciasının 10. yılına değinen Özel, "Soma'dan bugüne Türkiye'de 649 madenci daha öldü. Yani Soma'dan bugüne 2 Soma daha oldu. Ama kimsenin haberi olmadı." diye konuştu.
Perşembe günü görülecek ve kararın açıklanması beklenen Kobani davasını güçlü bir heyetle takip edeceklerini bildiren Özel, "Bu davadan adalete uygun bir karar çıkmasını bekliyoruz" mesajını verdi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, açıklanan tasarruf planı ile CHP'li belediyelerin yatırımlarının engellenmesi halinde, engellemeye çalışanlarla milletin huzurunda hesaplaşacaklarını söyledi.
CHP lideri Özgür Özel haftalık grup toplantısında gündeme dair açıklamalar yaptı. Özel'in açıklamaları şöyle:
"Dün parti tarihinde ilk kez MYK bir ilçede toplandı. Dün hep birlikte memleketim Manisa Soma'daydık. Soma maden katliamının tarihimizin en büyük iş cinayetlerinden birinin işçi katliamlarından birinin 10.yılında hep birlikte Soma'daydık. Öncelikle maden faciasında hayatını kaybeden 301 arkadaşımıza şehidimize, daha sonra da haklarını ararken hayatını kaybeden 2 şehidimize, 303 maden şehidimize bir kez daha Allahtan rahmet, ailelerine arkadaşlarına Türkiye işçi sınıfına bir kez daha başsağlığı diliyorum. Soma'da 301 kişi hayatını kaybettiğinde Türkiye'de hayat durdu. Sadece kıymetli gazetecilerimiz değil dünyanın bütün televizyonları ilk 1 hafta eksiksiz neredeyse bir aya yakın yayın sundular, haberler geçtiler. Bütün dünyada son dakikaydı. Türkiye'de herkesin kanını dondurdu. 301 kişi birden hayatını kaybetti. Anneleri yaralı sansın diye ağzında oksijen maskesiyle çıkarılıp soğuk hava depolarına taşınan ve orada yüzü gözü silindikten sonra fotoğraflarından teşhis edilen, teşhis edilenin bayıldığı teşhis etmeyenin bir umut sevindiği acı 4 günü orada hep birlikte yaşadık. Unutursak yüreğimiz kurusun dedik. İlk duruşmada 4 km kuyruk kapıda 10 bin kişi vardı salon 400 kişiydi. Her aileden 1 kişi alındı. Son duruşmada salonda 200 kişiydik. CHP kurumsal olarak hiç yanlız bırakmadı oraya. Çeşitli siyasi partiler ilk gün vardı son gün bazıları vardı ama orada salonun 87 duruşmada yaşadığı yavaş yavaş artan ilgisizlik medyanın büyük oranda kayıtsızlığı o gün ilk gün muhalefet partisiyken orada bulunan MHP'nin vekillerinin yöneticilerinin sanki sarayla ittifak yapınca sorumlular değişmiş gibi adeta kamuoyunda taraf değiştirmeleri ilgisizlikleri hiçbirimizin gözlerinden kaçmadı.
İlk günlerde müthiş bir adalet mücadelesi kararı verecek genç dürüst namuslu bir hakimin yüzbinlerce sayfa dökümana hakim bir hakimin karardan önce değiştirilmesi adalet katletmek üzere Elbistan'dan Somaya sevkiyle hepimizin yüreklerini sızlatan bir karar alındı. Karar değişmedi ama atmosfer değişti. Dün oradaki anneler ilk kez biz adaletin bir gün geleceğine inandık dediler. Getireceğiz, ant olsun! İşçi sınıfına bir çağrı yapmak isterim. Soma'da 301 kişi öldü bütün dünya duydu, Türkiye'de 1 ay durdu. Soma'dan bugüne Türkiye'de 649 madenci daha öldü. Yani Soma'dan bugüne 2 Soma daha oldu. Ama kimsenin haberi olmadı. Burada bile söylediğimde konuklarımız aralarından şaşıranlar var. Yargıya medyaya hakim sahip sermaye örgütlenin diyorlar. Birer birer ölürseniz biz sizi duymayız. Öleceksiniz bile hep birlikte ölün ki haberleri olsun diyorlar. Bu mesajı alın ölmek için yaşamak için örgütlenin. Bütün işçileri mücadele sendikalarına üye olmaya bir kez daha davet ediyoruz."
İş kazaları açıklaması: Türkiye birinci sırada
"ILO rakamları açıkladı, Türkiye ölümlü işçi kazalarında dünya birincisi. 100 bin nüfusa oranla bakıldığında dünya ikincisi. Birinci Malezya. Bu ülkede yarın senin evladın, senin komşun en sevdiklerimiz hayatını kaybederler çünkü dünyada işçi hayatının Türkiye kadar ucuz ve tehdit altında olduğu başka ülke yok."
SMA ilaçları için iktidara çağrı
"Türkiye'nin bir yetim ilaç politikası yoktur. O yüzden SMA hastası ana baba tek başınadır. Adını bilmediğimiz binlerce çok nadir görülen hastalığa evladı yakalanan ana baba tek başınadır. O ilaç sürümü olmadığı için 100 milyon liradır, Amerika'daki bir şirketin elindedir. Bu ülkenin bir yetim ilaç politikası olması lazım.
Hemşirelerin sorunları boyunlarını aştı, hepsini biliyoruz. Türk Hemşireler Derneği'nin taleplerinin arkasındayız."
"Bu ülkenin nereye sürüklendiğini görün!"
"Emeğinin karşılığını alamayan çiftçilerimizin 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Gününü CHP olarak yürekten kutluyoruz. Dünyanın en eski mesleklerinden biri değil en eski uğraşı. Hayatta kalmak için önce toplayıcılık sonra avcılık sonra tarım geldi o günden bugüne sürüyor. O olmazsa hayat olmaz. Teknoloji her şeyi kolaylaştırır ama tarım olmadan hayat olmaz. Bugün ağır bir gıda ve tarım kriziyle karşı karşıyayız. Nüfusu her yıl ortalama 1 milyon artan bir ülkeyiz. 20 yıldır uygulanan politikalarla Türkiye'nin ekilen dikilen arazileri 3.7 milyon hektar azaldı kaybedildi. Bu 2 Trakya demek. Her yıl doyurmak için 1 milyon yeni kişimiz var ama maalesef iki Trakya'yı kaybettik AKP döneminde. Çiftçi ektikçe zarar eden ürettikçe iflasa sürüklenen bir kısır döngünün içinde. Plan Bütçe komisyonunda son dakika önergeleriyle 5'li Çete'nin vergi borçlarının aflarına gitti. Siyaset öncelik belirleme işidir. Birilerinin önceliği 5li çeteler, birilerinin önceliği yandaş müteahhitler CHP'nin önceliği çiftçiler hayvancılıkla uğraşanlar milletin efendileri. Türkiye gıda enflasyonunda en yüksek 4.sırada. Türkiye'den kötü 3 ülke var. Arjantin Lübnan Venezuela. Bu ülkenin nereye sürüklendiğini görün.
Tarımda reform: "Kapsamlı hazırlığımız var"
Kapsamlı bir hazırlığımız var. 5'er yıllık dönemde dinamik tarım politikaları oluşturulmasını öneren, nüfusun faaliyetlerinin Anadolu'ya dengeli olarak dağıtılmasını planlayan, maliyeti azaltan yeni bir tarım düzeni için kamu yatırımlarını kapsayan nitelikli bir tarım bütçesi öneren bir tarım çalışmamız var. Girdi piyasasını düzenleyecek rekabete aykırı tekelci yapılara dur diyecek -fındığın tekeli var dünya büyüğü ona dur diyecek- çaydaki tekelci yapılara, üzümdeki narenciyedeki tekelci yapıya dur diyecek reforma ihtiyacımız var. Yapısal reformu bu ülkenin önüne koymaya hazırlanıyoruz, hazırladık detaylarını kamuoyuyla paylaşacağız. Hayvancılık politikalarında yeni sayfa açacağız.
Numan Kurtulmuş'a çağrı: Meclis dışında kalmasın
Dün kamuda tasarruf genelgesi yayınlandı. 10. Tasarruf genelgesiydi. Bu genelgede bir olumlu fark var, sarayın Cumhurbaşkanlığı harcamalarının genelge dışında tutulmamış olması. Sadece Meclis dışarıda tutulmuş bu gayet normal. Bu meclis israf etsin demek değil yürütmenin başının meclise talimat vermemesi gerekir, vermesi hadsizlik olur. Bu konuda Meclis Başkanı Kurtulmuş'a çağrıda bulunuyorum. Bu hafta içinde TBMM Başkanlık divanını olağanüstü toplantıya çağırsın. Meclis tasarruf genelgesi dışında değildir. Meclis'e tasarruf et deme yetkisi yürütmede değildir. Kendi genelgemizi hızla hazırlamalıyız. Millete kemer sık derken milletin vekilleri tasarrufun dışında kalmasın.
Kamuda tasarruf genelgesi eleştirisi
CHP yerel yönetimler için kendi belediyeleri için bunun çok ilerisinde tasarruf genelgesini geçen hafta belediye başkanlarıyla paylaştı. Zaten CHP'deki altın oran AKP ile CHP arasındaki altın oran çarpı 4'tür. CHP'li belediyeler geçmiş pratiklerine bakıldığında yayımladığımız faaliyet raporlarına bakıldığında yarı fiyatına 2 katı iş yaparlar.
Genelgelerin dikkatimizi çeken iki hususu var. Bir tanesi şu. Diyor ki; yüzde 15 yatırım harcamalarından tasarruf yapacağız. Şimdi CHP'nin tasarruf ettiği paralarla yarattığı bütçeyle yurt dışından bulduk da sizin imza atmadığınız ya da yurt içinden bulup imzalamadığınız kaynaklarla yapacağımız harcamalara dur deyip, CHP'li belediyeleri üretmeyen belediyeler diye göstermeye kalkarsanız biz orada yokuz. Benim başkanlarım hiçbir bahaneye hiçbir engellemeye hiçbir çelme çakmaya mahal vermeden bahane üretmeden hizmet ettiler, hizmet edecekler. Engellemeye çalışanla milletimiz uğrunda hesaplaşırız. Genelgenin dikkat çeken bir tarafı 3 yıl boyunca emekli olan kadar yeni personel istihdamı. Yani atanmayan öğretmene "Bu sene 20 bin kişi emekli oldu, seneye 22 bin kişi emekli oldu 22 bin. Öyle benden çok atama beklemeyin diyor. Ayrıca dünya kadar işsiz var onlara kusura bakmayın ben kamu kaynaklarını KKM'ye verdim, beşli çeteye verdim, israfa verdim. Sana diploma verdim ama birazcık bekleyeceksin. 3 sene kamuda alım yok. Biz buna kökten itiraz ediyoruz. Mehmet Şimşek'in açıkladığı rakam toplamda 100 milyar TL edecek her şeye tam uyulursa, tam hayata geçerse. Bundan önce kimse uymadı bunların genelgeleri başta kendileri.
"Koca genelgede umudumu artıran bir cümle var..."
Asgari ücrete zam yapalım diyeceğiz, diyecekler bak biz bile tasarruf yapıyoruz. O yüzden bu oyuna gelmeyeceğiz. Ama şunu göreceğiz. İtibardan tasarruf olmaz diyenler milletin canı burnunda bu sefer sarayı da yazmışlar. Koca genelgede umudumu artıran bir cümle var. Vergide adalet. Mehmet Şimşek demiş ki; vergide adalet ve etkinlik sağlayacağız demiş. Tam zurnanın zırt dediği yer burası arkadaşlar. Vergi çok kazanandan çok, az kazanandan az, hiç kazanmayandan hiç alınmaz. Bu kadar net. Bizde kazan kazanma yüzde 65 vergi veriyor. E kalan yüzde 24 de geçinemiyor maaştan ne vergisi. Vergide adalet temel mücadelemizdir.
Özel, "hukuksuzluk" diye duyurdu, Kobani davası için adalet istedi
Kepez Belediye Başkanının tutukluluk halinin kaldırılmasını ve kendisinin önünde sonunda zaten beraat edeceğini biliyoruz.
Partisinin eş genel başkanıyken sayın Demirtaş'ı, sayın eş genel başkanları ve 108 siyasetçiyi aldılar 18'ini içeride tutuyorlar. Kamuoyunun bildiği adıyla Kobani davası. Ama esasen HDP'li DEM'li siyasetçilerin siyasetten uzaklaştırılma kayyıma bahane üretme ve kendilerine adil bir yargılama süreci yaşatılmaksızın suçlandıkları kamuoyunda seçimlerin manipülasyonu içinde algı yönetimine başvurulmuş bir dava. Bu dava perşembe günü görülecek. Bu davayı da güçlü bir ekiple takip edeceğiz. Bu davadan adalete uygun bir karar çıkmasını bekliyoruz. Davaya ilişkin 159 aydının imzaladığı bildiride vurgulanan "yargının siyasi otoriteden çıkması beklentisi Türkiye'deki her siyasi görüşten yurttaşımızın temennisi olarak iletildiğini biliyorum.