Politika

Erdoğan, '9 amaç, 50 hedef' içeren İnsan Hakları Eylem Planı'nı açıkladı: Hiç kimse, düşünce açıklamaları nedeniyle özgürlüğünden yoksun bırakılamaz

02 Mart 2021 14:11
Çiğdem Akbayrak

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, yargı reformu kapsamında hazırlanan İnsan Hakları Eylem Planı'nı açıklarken, "Eylem planında her bir faaliyetin arkasında geniş tabanlı istişare süreci var. Hazırlık sürecini yürüten arkadaşlarımız, ilgili tüm bakanlıklarımızla, kurumlarla, ekonomi ve iş dünyasıyla, STK temsilcileriyle, milletimizin her kesimiyle bir araya geldiler. Bu sürecin sonunda insan hakları eylem planı 9 amaç 50 hedef ve 393 faaliyeti içerin bir belge olarak ortaya çıktı" ifadesini kullandı. Eylem planının 2 yıllık bir zaman diliminde uygulanmak üzere hazırlandığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eylem planımızın nihai amacı, yeni ve sivil bir anayasadır" dedi.

Eylem planının 'Vizyonu özgür birey, güçlü toplum, daha demokratik bir Türkiye' olarak belirlendiğini ve 11 temel ilkeyle başladığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hiç kimse, başkalarının kişilik haklarına saygı göstermek suretiyle yaptığı eleştirileri veya düşünce açıklamaları nedeniyle özgürlüğünden yoksun bırakılamaz. Hukuk devleti hak ve özgürlükler ile adaletin teminatı olarak her alanda tahkim edilir. Haklarının ihlal edildiğini iddia eden herkes, etkili kanun yollarına zahmetsiz şekilde erişebilir. Adalete erişim, hak ve özgürlüklere saygının esasıdır" diye konuştu. 

Anayasa Mahkemesi'nde bireysel başvurunun kolaylaşacağının altını çizen Erdoğan, yargıda üst düzey görevlendirmeler için kıdem şartı aranacağını duyudu. Erdoğan, barolar, STK’lar ve üniversitelerden temsilcilerin katılımıyla bağımsız bir Ceza İnfaz Kurumları İnsan Hakları İzleme Komisyonu kurulacağını belirterek, "Hâkim ve savcılara coğrafi teminat sağlayarak, hem yargı teminatını güçlendiriyor, hem de kararların hızlanmasını temin ediyoruz. İdari yargıda gerekçeli kararın 30 gün içinde yazılmasını zorunlu kılıyoruz. Tüm ilk derece ve istinaf mahkemesi kararlarını, kişisel verileri koruma ilkesine uygun şekilde, kamuoyunun erişimine açıyoruz. İdareye yapılan başvurularda idarenin cevap verme süresini 60 günden 30 güne indiriyoruz" açıklamasını yaptı. 

"'Geç gelen adalet, adalet değildir' anlayışıyla vatandaşımızın talep ve sıkıntılarını daha hızlı ve şeffaf bir şekilde çözecek adımları atıyoruz" diyen Cumhurbaşkanı, İnsan Hakları Tazminat Komisyonu'nun, AYM'ye başvuruya gerek kalmaksızın uzun yargılama zararlarını karşılayacağını duyururken, katalog suçların kapsamının daraltıldığını belirtti. Erdoğan, "Katalog suçlarında, somut delile dayanma şartı getirerek, tutuklamanın istisnai bir koruma tedbiri olduğuna ilişkin ilkeyi tahkim ediyoruz" dedi. 

Erdoğan, "demokratik katılımı güçlendirmek için" Siyasi Partiler ve Seçim Mevzuatı'nda değişiklik yapmak üzere kapsamlı bir çalışmanın başlatılacağını duyurdu.

TIKLAYIN - İşte İnsan Hakları Eylem Planı'nın temel ilkeleri, amaçları ve öne çıkan başlıkları

Erdoğan'ın açıklamasından satır başları şöyle:

"İnsan Hakları Eylem Planı Tanıtım Toplantısının ülkemize, milletimize, adalet teşkilatımıza, tüm kurum ve kuruluşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Oldukça uzun süren ve çok emek verilen bir çalışma sürecinin sonunda bu belgeye nihai şeklini veren Adalet Bakanımıza ve ekibine teşekkür ediyorum. Hazırlık sürecinde değerlendirmeleriyle, tenkit ve teklifleriyle Eylem Planına katkı sağlayan tüm kurumlarımıza, tüm taraflara şükranlarımı sunuyorum. Yaklaşık iki yıl önce, yine bu mekânda, Yargı Reformu Strateji Belgesini milletimizle paylaşırken, bu belgenin aynı zamanda bir sonraki reform hazırlıklarının da başlangıcı olduğunu söylemiştik. Bugün, sözümüzü yerine getirmiş olmanın huzuruyla, Eylem Planımızı milletimize takdim ediyoruz.

"Hayatın bizatihi kendisinin kesintisiz bir değişim süreci olduğu gerçeği, her alandaki reformları kesintisiz sürdürmemiz gerektiğine işaret ediyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkeyi yönetme sorumluluğu üstlendiğimiz günden beri bu doğrultuda attığımız tarihi önemdeki adımların şahidi, bizatihi milletimizin kendisidir. Bugün açıklayacağımız Eylem Planı da değişim ve reform irademizin devam ettiğinin ve devam edeceğinin bir örneğidir. İnsan Hakları Eylem Planı, geçmişin muhasebesi ile geleceğin murakabesinin ürünü bir belgedir. Her maddenin hayata geçmesi için gereken adımları kararlılıkla atacağız. İnşallah önümüzdeki hafta da ekonomik reform programımızı milletimizle paylaşacağız.

"Tarih bize ne zaman adalete sarılmışsak o zaman yükseldiğimizi, huzurlu ve müreffeh bir toplum haline geldiğimizi gösteriyor. Yakın tarihimiz bize, yaşadığımız acı tecrübelerle mülkün temelinin adalet olduğunu, adaletin temelinde de haklarıyla onuruyla insanın olduğunu öğretmiştir. Bunun için, bizim adalet davamızın pusulası insandır. 

"9 amaç 50 hedef ve 393 faaliyeti içeren bir belge"

Biz bugüne kadar tüm reformları falan kuruluş dayattığı, filan teşkilat talep ettiği için değil, milletimiz bunlara layık olduğu için gerçekleştirdik. İnsan Hakları Eylem Planında da belirleyici milletimizin ihtiyaç ve talepleri olmuştur. Her reform daha çoğulcu demokrasiye uluşma konusunda milletimizle aramızdaki duygu ve düşünce birliğinin eseriydi. İnsanın onuruna, değerlerine, hayatına yönelik her türlü tehdit karşısında vatandaşlarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz. 

Eylem planda her bir faaliyetin arkasında geniş tabanlı istişare süreci var. Hazırlık sürecini yürüten arkadaşlarımız, ilgili tüm bakanlıklarımızla, kurumlarla, ekonomi ve iş dünyasıyla, STK temsilcileriyle, milletimizin her kesimiyle bir araya geldiler. Bu sürecin sonunda insan hakları eylem planı 9 amaç 50 hedef ve 393 faaliyeti içeren bir belge olarak ortaya çıktı. 

Eylem planı iki yıllık bir zaman diliminde uygulanmak üzere hazırlanmıştır. Her bir faaliyet için sorumlu ve ilgili kuruluşlar ile öngörülen zaman dilimine yönelik takvim de iki hafta içinde kamuoyunun bilgisine sunulacaktır. Bugün burada belgedeki ilke, hedef ve faaliyetleri ana hatlarıyla paylaşmak istiyorum.

"Eylem planımız 11 temel ilkeyle başlıyor"

'Vizyonu özgür birey, güçlü toplum, daha demokratik bir Türkiye' olarak belirlenen eylem planımız 11 temel ilkeyle başlıyor:

1- İnsan doğuştan sahip olduğu vazgeçilmez haklarıyla yaşar, devletin görevi de bu hakları korumak ve geliştirmektir.

2-İnsan onuru, bütün hakların özü olarak hukukun etkin koruması altındadır.

3- Dil, din, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, mezhep ve benzeri sebepler temelinde hiçbir ayrımcılık söz konusu olmaksızın herkes hukuk önünde eşittir.

4-Kamu hizmetinin herkesi eşit, tarafsız ve dürüst biçimde sunulması bütün idari faaliyetlerin temel özelliğidir. 

5- Mevzuat, tereddüt doğurmayacak şekilde açık ve öngörülebilir kurallar içerir, kamu otoriteleri de bu kuralları hukuk güvenliği ilkesinden ödün vermeden hayata geçirir. 

6- Sözleşme özgürlüğüne, hukuki güvenlik ilkesi ve kazanılmış ilkesi prensibine aykırı olarak hiçbir şekilde müdahale edilemez.

7-Devlet, girişim ve çalışma hürriyetini rekabete dayalı serbest piyasa kurallarıyla sosyal devlet ilkesi çerçevesinde korur ve geliştirir.

8-Adli ve idari işleyiş, masumiyet karinesi, lekelenmeme hakkı ve ceza sorumluluğunun şahsini ilkeliğini koruyan, gözeten ve güçlendiren bir yaklaşımı merkezine alır.

9-Hiç kimse, başkalarının kişilik haklarına saygı göstermek suretiyle yaptığı eleştirileri veya düşünce açıklamaları nedeniyle özgürlüğünden yoksun bırakılamaz.

10- Hukuk devleti hak ve özgürlükler ile adaletin teminatı olarak her alanda tahkim edilir.

11-Haklarının ihlal edildiğini iddia eden herkes, etkili kanun yollarına zahmetsiz şekilde erişebilir. Adalete erişim, hak ve özgürlüklere saygının esasıdır.

Eylem planımız, işte bu ilkeler çerçevesinde belirlediğimiz şu 9 amaçtan oluşuyor. İnsan hakları eylem planındaki 9 amaçtan ilki daha güçlü bir insan hakları koruma sistemidir.

Buradaki hedefimiz insan haklarına dayalı bir hukuk devleti anlayışının daha da güçlendirilmesidir. Mevzuat ve uygulamayı bu doğrultuda düzenli olarak gözden geçirecek ve gerekli tedbirleri alacağız. Böylece AB ile bilhassa vize serbestisi diyalogunda karşılanması beklenen hususlara yönelik çalışmalara da hız veriyoruz.

AYM'ye bireysel başvurusu sisteminin etkinliğini artırmayı hedefliyoruz. Demokratik katılımı  güçlendirmek için Siyasi Partiler ve Seçim Mevzuatı'nda değişiklik yapmak üzere kapsamlı bir çalışmayı başlatıyoruz. 

İnsan hakları kurumlarının etkinliğini artırıyoruz. Kamu denetçiliği kurumu ile Türkiye insan hakları ve eşitilik kurumunun kararlarını, kişisel verilerin korunması suretiyle kamuoyunun erişimine açıyoruz. 

"Uzun yargılama zararları karşılanacak"

'Geç gelen adalet, adalet değildir' anlayışıyla vatandaşımızın talep ve sıkıntılarını daha hızlı ve şeffaf bir şekilde çözecek adımları atıyoruz. İnsan hakları tazminat komisyonu, AYM'ye başvuruya gerek kalmaksızın uzun yargılama zararlarını karşılayacak. Ceza infaz kurumlarını insan hakları odaklı olarak denetim ve takip için barolar, STK'lar ve üniversitelerden temsilcilerin de katılımıyla bağımsız bir ceza insan kurumları insan hakları izleme komisyonu kuruyoruz. 

Eylem planı, sosyal devlet anlayışımızın gereği olarak mağdur haklarını da seslendiriyor. Kırılgan gruptakiler başta olmak üzere, suç mağduru olan vatandaşlarımıza adliyenin kapısından girdiği andan itibaren destek olarak bu insanlarımızın yeni mağduriyetler yaşamasının önüne geçmek istiyoruz. Bunun için, çocuklar, kadınlar, engelliler ve yaşlılar başta olmak üzere suç mağdurlarına yönelik sağlanan psiko-sosyal destek ve bilgilendirme hizmetlerinin etkinliğini artırıyoruz. Adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlükleri ve adli görüşme odalarını da yaygınlaştırıyoruz.

"İkinci amaç, yargı bağımsızlığı ve adil yargılanma hakkının güçlendirilmesi"

İnsan hakları eylem planımızın ikinci amaç başlığı, yargı bağımsızlığı ve adil yargılanma hakkının güçlendirilmesidir. Bu alanda bugüne kadar tarihi nitelikte pek çok adım attık. Devlet güvenlik mahkemelerini biz kaldırdık. HSK'nın yapısını demokratik temsil ilkesine göre yeniden şekillendirdik. Yargı teftişini de bu kurula bıraktık. Yargının bağımsızlığına tarafsızlık ilkesini ekledik. Hukuk devletinin ancak bağımsız, tarafsız ve insan haklarına saygılı mahkemelerin varlığı ile vücut bulacağı inancıyla bu kapsamda yeni adımlar atıyoruz. 

Kararların sadece adil olması yetmiyor, aynı zamanda makul bir zamanda verilmesi gerekiyor. Bunun için âkim ve savcılara coğrafi teminat sağlayarak hem yargı teminatını güçlendiriyor hem de kararların hızlanmasını temin ediyoruz. Terfi ve teftiş mekanizmasını, kararların yeterli gerekçeyle yazılıp yazılmadığı, isabet oranı ve insan haklarına duyarlılık gibi objektif performans kriterleri çerçevesinde yeniden yapılandırıyoruz.  

"İdari yargıda gerekçeli kararın 30 gün içinde yazılmasını zorunlu kılıyoruz"

Dünya dili Türkçe temasıyla bu yıl Yunus Emre'yi dünya çapında bir kez daha anarken, yargı kararlarında da dilimizin en yüksek temsilini bekliyoruz. Bunun için yargı kararlarının yeterli, ikna edici ve anlaşılabilir olmasına ilişkin meslek öncesi ve meslek içi eğitim faaliyetlerini artırıyoruz. Gerekçelerin sağlam, tutarlı ve tartışmaları bitiren mahiyette olması için HSK'nın denetim alanını genişletiyor, istinaf dairelerine de bozma yetkisi veriyoruz. Adalete güvenin temel unsurlarından olan masumiyet karinesini, koruyucu tedbirleri, lekelenmeme hakkının kapsamı başta olmak üzere her alanda genişletiyoruz. Adil kararın makul sürede verilmesi için yargıda hedef süre uygulamasını yaygınlaştırıyoruz. Yaklaşık 3 yıldır süren bu uygulamada geçtiğimiz yıl ortalama yüzde 81 oranında hedefin tutturulduğunu gördük. Bu oranı inşallah yüzde yüze çıkaracağız. Aynı uygulamayı istinaf yargılaması ve adli tıp raporları için de getiriyoruz. Bu kapsamda idari yargıda gerekçeli kararın 30 gün içinde yazılmasını zorunlu kılıyoruz. 

E-tebligat uygulamasına yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızı da dahil ediyoruz. Seri muhakeme ve basit yargılama usulleri, daha önce 2 yıl süren yargılama süreçlerini iki aya indirdi. Yargıya ve vatandaşlarımıza büyük kolaylık sağlayan bu usullerin kapsamını genişletiyoruz. İş davalarının daha hızlı sonuçlanmasını temin için; âkimlerin SGK'nın kayıtlarına bilişim sistemi üzerinden erişebilmesini sağlıyoruz. Adil yargılanma hakkının güçlendirilmesi bakımından tüm tarafların eşit imkanlara sahip olmasını önemli görüyoruz.

Eylem planıyla, iddianamelerin mağdur ve müştekilere tebliğ uygulamasını başlatıyoruz. İdari davalarda dosyaya sonradan giren belge ve belgelerin taraflara tebliğini de zorunlu hale getiriyoruz. Avukatların, takip ettikleri işlerle ilgili 'aslı gibidir' diye tastik ettikleri belgelerin belirli şartlarla adli ve idari merciiler tarafından işlemlere esas alınabilmesine imkan sağlıyoruz.   

Savunmanın ve savunma hakkının güçlendirilmesi kapsamında müdafiinin dosya inceleme yetkisine yönelik olarak verilen kısıtlama kararlarına üst süre sınırı koyuyoruz. Avukatların AYM'ye bireysel başvuraları elektronik ortamda yapabilmelerine imkan sağlıyoruz. Sosyal devlet ilkesinin gereği olarak maddi durumu yetersiz olan kişilere verilen adli yardım hizmetleri için avukatlardan alınan vergi oranını düşürüyoruz. 

Zorunlu müdafii ücretlerini iyileştirecek bir düzenleme de hazırlıyoruz.  Kamu avukatlarının çalışma esaslarını yeniden düzenliyor, özlük haklarını iyileştiriyoruz. Avukatlık stajı ile kişininin mesleğinin birlikte yapılmasına imkan sağlıyoruz.

"Dava, icra, noter harç ve masraflarını sadeleştiriyoruz"

Adalete erişimi güçlendirecek tedbirler ve eylem planının üzerinde hassasiyetle durduğu konulardan biri olmuştur. Dava, icra, noter harç ve masraflarını sadeleştiriyoruz. 

E-duruşma uygulamasını tüm hukuk mahkemelerine yaygınlaştırıyoruz. Adli yardıma, e-devlet üzerinden başvurulabilmesini sağlıyoruz.

Engelli, yaşlı ve yatağa bağımlı hasta vatandaşlarımıza bulundukları yerden görüntülü iletişim teknolojileri vasıtasıyla ifade ve benzeri işlemleri yapabilme kolaylığı getiriyoruz. Adliyelerde halkla ilişkiler büroları kuruyor, ön bürolar ve danışma masalarını yaygınlaştırıyoruz. 

"Üçüncü amaç, hukuki öngörülebilirlik ve şeffaflık"

Eylem planımızın üçüncü amacı, hukuki öngörülebilirlik ve şeffaflıktır. Hiç şüphesiz bu amacın üzünde hukuk güvenliği ilkesi vardır. Hukuk, kişilerin makul ve haklı beklentilerini öngörülebilir kurallarla karşıladığı ölçüde güven verir. Dolayısıyla mevzuatımız hem kişiler, hem idare yönünden herhangi bir tereddüde yer vermeyecek şekilde açık, net ve anlaşılır ve uygulanabilir olmalıdır. Ayrıca hukuk kamusal işlemlerde keyfi uygulama iddialarına karşı da vatandaşımızı koruyucu bir takım güvenceleri hayata geçirmelidir.

Yönetimde şeffaflık, hükümetlerimizde ilk günden beri titizlikle uyguladığımız ilkeler arasında yer almıştır.  Bilgi edinme hakkını anayasal güvenceye kavuşturmak dahil, bu çerçevede güçlü bir yasal ve kurumsal altyapıyı oluşturduk. 

Eylem planıyla idarenin iş ve işlemlerinde öngörülebilirliği ve şeffaflığı daha da güçlendiriyoruz. Bunun için idareye yapılan başvurularda, idarenin cevap verme süresini 60 günden 30 güne indiriyoruz.

AB'nin doğrudan yabancı yatırımların izlenmesi hakkında çerçeve kararıyla uyumlu, hukuki düzenlemele yapıyoruz. Kişilere, idari mekanizmalar nezdinde iş yapma kolaylığı sağlayacak tüm adımları atıyoruz. Sözleşme ve teşebbüs hürriyetine ilişkin mevzuat ve uygulamaları öngörülebilirlik, kazanılmış hakların korunması ve şeffaflık ilkeleri temelinde yeniden değerlendiriyoruz. Bu ilkelere aykırı gördüğümüz hükümleri yürürlükten kaldırıyor, adli süreçlerin de basit, sade ve anlaşılabilir olmasını temin ediyoruz. 

Adli ve idari yargıda itiraz, istinaf ve temyiz gibi kanun yollarına başvuru sürelerini yeknesak hale getiriyoruz. Buna göre, istinaf ve temyize başvurma süreleri, gerekçeli kararın tebliği ile başlayacak. Tüm ilk derece ve istinaf mahkemesi kararının, kişisel verileri koruma ilkesine uygun şekilde kamuoyunun erişimine açıyoruz. 

Yargının, hizmet ve meslek yönüyle kalitesinin artırılması da değişmeyen hedeflerimizden biridir. Eylem planıyla yargıtay ve danıştay üyeliğine seçilebilmek için en az 45 yaş ile birinci sınıf olmanın yanında belli bir kıdem şartı da getiriyoruz. Yargıdaki ünvanlı görevler için de kıdem şartı aranacak. 

âkim ve savcı yardımcılığını sisteme kazandırıyoruz. Tüm icra dairelerinde kağıtsız ofis ortamına geçiyoruz.

Her geçen gün değişen, gelişen, karmaşıklaşan sosyal ve ekonomik hayat karşısında yargıda ihtisaslaşma giderek önemli hale geliyor. Finans, sendika, imar ve kamulaştırma gibi alanlar ile vergi ve bilişim suçlarında ihtisas mahkemeleri kuruyoruz. Adliyelerde âkimlere destek olacak mahkeme uzmanı kadrosu ihtas ediyoruz. Kadastro gibi ihtisas mahkemelerinde yeni görev yerlerinin belirlenmesinde davaların tamamlanma ve başarı düzeyinin dikkate alınmasını sağlıyoruz. Gerçek ve tüzel kişler ile devlet arasındaki uyuşmazlıkları en hızlı ve en az maliyetle çözmek için idari sulh usulünü getiriyoruz. 

İdare ile yatırımcılar arasındaki uyuşmazlıkları gidermek için, bağımsızlık ve tarafsızlık esasıyla çalışacak, hızlı karar alabilecek yatırım ombudsmanlığı kuruyoruz.

Hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuğun kapsamı genişletiyor, arabuluculuğun farklı alanlarda ihtisaslaşmasını sağlıyoruz. Yargı hizmetinin niteliğini artırmaya ilişkin faaliyetleri bilir kişilik hizmetleri ile yakından ilgili görüyoruz. Bilirkişilik bölge kurullarını yeniden yapılandırıyoruz. Yetersiz ve hatalı raporları alışkanlık haline getiren ya da etik ilkelere aykırı davrandığı tespit edilen bilirkişileri derhal sicilden çıkarıyoruz. Bilirkişilere, dosyaların sırasına göre otomatik tenzih edilmesini sağlıyoruz. Bilirkişi görevlendirmelerinde kanunun aradığı şartlara gösterilen hassasiyeti terfi ve teştif kriterleri arasına dahil ediyoruz.

"Dördüncü amaç, ifade örgütlenme ve din özgürlüklerinin korunması ve geliştirilmesi"

Eylem planımızın dördüncü amacı, ifade örgütlenme ve din özgürlüklerinin korunması ve geliştirilmesi. Bu 3 özgürlük alanı bugüne kadar en çok düzenleme yaptığımız konulara arasındadır. Herkesi eşit değer ve önemde gören insan odaklı bir yönetim anlayışıyla hareket ediyoruz. İfade özgürlüğü arasında 2012-13 yıllarında yapılan temel mevzuat değişikliklerini birinci yargı paketiyle güçlendirdik. Şimdi bu özgürlüklerin alanını daha da genişletiyoruz. Mevzuatı ve uygulamayı ifade özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının en geniş şekilde teminat altına alınması doğrultusunda gözden geçiriyoruz. Diğer insanların haklarına saygılı şekilde yapılan eleştirlerin ve düşünce açıklamalarının soruşturma konusu olmaması için âkim, savcı ve kolluk görevlilerine düzenli olarak eğitim verilmesini temin ediyoruz.

Basın, yayın ve internet yoluyla işlenen suçlarda muhakeme şartı olan süreleri, ifade özgürlüğünü güçlendirmek amacıyla yeniden ele alıyoruz. İfade ve basın özgürlüğüne ilişkin standartları yükseltmek için gazetecilerin mesleki faaliyetlerinin kolaylaştırılmasına yönelik tedbirler geliştiriyoruz. Hangi dine mensup olursa olsun, kamu ve özel sektör çalışanlarıyla öğrencilerin kendi dini bayramlarında izinli olmalarını sağlıyoruz. 

Gayrimüslim, cemaat vakıfları yönetim kurullarının oluşturulması ve seçimine ilişkin vakıflar yönetmeliğini yeniden düzenliyoruz. Milletimizin ortak tarihine ve kültürüne ve medeniyetine dayanan çoğulcuk anlayışını geliştirmek gayesiyle ayrımcılık ve nefret suçuna karşı güçlü bir mücadele iradesi ortaya koyuyoruz. Nefret suçuna ilişkin soruşturma kılavuzları hazırlıyoruz. İstatistik ve veri toplama işlemlerinin daha sağlıklı yapılması için eğitim ve altyapıyı güçlendiriyoruz. 

"Beşinci amaç, kişi özgürlüğü ve güvenliğinin güçlendirilmesi"

Eylem planının beşinci amacı, kişi özgürlüğü ve güvenliğinin güçlendirilmesidir. Bu temel hak çerçevesinde pek çok yeniliği zaten hayata geçirdik. Tutuklamanın bir koruma tedbiri olduğu, istisnai olarak başvurulması gerektiği yönünde mevzuatta önemli değişiklikler yaptık. Tutuklamanın süresi, kapsamı gerekçesi konusundan ceza muhakemesi konusunda yapılan değişiklikler, bu alanda önemli bir iyileşme sağlamıştır. İktidara geldiğimiz 2002'de cezaevlerinde bulunanların yüzde 41'i tutukluyken, bugün bu oran yüzde 17'ye gerilemiştir. Ceza muhakemesinin temel ilkesine uygun şekilde bu anlayışı daha da güçlendiriyoruz. Bunun için, tutuklamada ölçülülük ve orantılılık ilkeleri doğrultusunda katalog suçların kapsamını daraltıyoruz. Katalog suçlarında, somut delile dayanma şartı getirerek, tutuklamanın istisnai bir koruma tedbiri olduğuna ilişkin ilkeyi tahkim ediyoruz.

Sulh ceza âkimliklerinin tutuklama ve diğer koruma tedbirlerine ilişkin kararlarına karşı dikey itiraz usulleri getiriyoruz. Adli kontrol tedbirlerini de üst süreye bağlıyoruz. Müdafii ile görüşme hakkını kısıtlayan kanun hükümlerini, özgürlükler lehine bir yorumla gözden geçiriyoruz.       

Konutu terk etmeme, adli kontrol tedbirinde geçen sürenin sonuç cezanın infazından mahsubuna yönelik değişiklik yapıyoruz. Konuya mevzuat yönüyle bakmıyor, uygulamadan kaynaklanan aksaklıları da gündemimize alıyoruz.

Vatandaşımızın sırf ifade almaya yönelik yakalama kararları yüzünden özgürlüğünden mahrum kalmasını istemiyoruz.

Eylem planıyla; sadece ifade vermek için mesai saati dışında yakalayıp gözaltına alma, otelde gecenin yarısı bulup gözaltına alma gibi uygulamalara son veriyoruz. İfade alma işlemleri artık yedi gün 24 saat yapılabilecek.   

Şikâyete bağlı suçlarda açıklamalı davetiye tebliğine rağmen mazeretsiz olarak duruşmaya gelinmemesi halinde, davanın düşürülmesine ilişkin değişiklik yapıyoruz. Böylece bu tür davalarda yıllarca açık duran dosyaları, sürüncemede kalan yargılamaları ortadan kaldırıyoruz.

"Altıncı amaç, kişinin maddi ve manevi bütünlüğü ile özel hayatının güvence altına alınması"

Eylem planımızın altıncı amacı, kişinin maddi ve manevi bütünlüğü ile özel hayatının güvence altına alınmasıdır.

Bilindiği gibi, kişilerin maddi ve manevi varlığının bütünlüğü ile kastedilen fiziksel ve manevi dokunulmazlığıdır. İnsan onur ve haysiyetini korumak, devletin en önemli varlık sebebidir. Bunun için, ‘işkence ve kötü muameleye sıfır tolerans’ anlayışını istisnasız bir şekilde hayata geçirdik. Geçmişte hep tartışılan sistematik işkence ya da kötü muamele iddiaları, artık geride kalmıştır. İşkenceyi, en ağır yaptırımlarla soruşturan Türkiye, bu konuda zamanaşımını kaldıran dünyadaki ender ülkelerden biridir. Bu alandaki kazanımlarımızı korumak için, kolluk görevlileri ile çarşı ve mahalle bekçilerine zor ve silah kullanımı ile kötü muamele teşkil edebilecek hususlar hakkında düzenli olarak eğitim veriyoruz. İşkence iddialarıyla ilgili disiplin soruşturmalarında da zamanaşımını kaldırıyoruz. Hastanelerde adli muayeneye özgü birimleri ve fiziki mekânları yaygınlaştırıyoruz. Görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle bir hak ihlaline sebebiyet veren kamu görevlileri hakkında rücu ve disiplin işlemlerinin etkinliğini artırıyoruz. Soruşturmaların etkili bir şekilde yürütülmesini temin etmek amacıyla, iddianameyi hazırlayan Cumhuriyet Savcısına, yargılama sonucunun bildirilmesini sağlıyoruz. Yine bu kapsamda, olay yeri inceleme, adli arama ve fiziki el koyma işlemlerinin dijital olarak kayıt altına alınması zorunluluğunu getiriyoruz.

Kişi güvenliğini sağlamaya yönelik mücadelenin en önemli unsurlarından biri de aile içi şiddetle ve kadına karşı şiddetle mücadeledir. Ülkemizde 2012 yılında yürürlüğe giren 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, kendi alanında çok ileri bir düzenlemedir. Tek bir kadının dahi şiddet mağduru olmadığı güne kavuşana kadar kurumlarımızın, sivil toplumun, medyanın ve toplumun tüm kesimlerinin işbirliğiyle, bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Eylem Planımızla, kadına karşı şiddet suçlarını etkin bir şekilde soruşturmak amacıyla kurulan özel soruşturma bürolarını ülke genelinde yaygınlaştırıyoruz. Eşe karşı işlenen suçlarla ilgili öngörülen ağırlaştırıcı sebebi, boşanmış eşi de kapsayacak şekilde genişletiyoruz. Tek taraflı ısrarlı takip fiillerini ayrı bir suç olarak düzenliyoruz. Şiddet mağduru kadınlara avukat görevlendirilmesini sağlıyoruz. Eylem Planında, kişilerin fiziksel şiddet yanında onur ve haysiyetlerinin korunması da ayrıca düzenlenmiştir. Bu kapsamda, kişinin, dava konusu olayla ilgisi bulunmayan hususlardaki mahremiyet alanının korunması için gereken tüm tedbirler alıyoruz.

İletişimin tespiti ve dinlenmesi şeklindeki koruma tedbiriyle elde edilen kayıtların, beraat kararı verilmesi halinde de yok edilmesini sağlıyoruz. Üst ve beden aramalarının, insan onurunu zedelemeyecek şekilde yapılmasına yönelik kararlılığımız doğrultusunda, kolluk ve infaz kurumu personeline düzenli eğitimler vermeye devam edeceğiz. Ceza infaz kurumlarında dijital dönüşümü tamamlıyoruz. Bu çerçevede, hükümlü ve tutukluların yakınları ile görüntülü görüşebilmeleri yanında, mektup alıp gönderme, dilekçe verme ve sağlık durumunu takip gibi işlemlerde de teknolojiden yararlanılacak. Denetimli serbestlik yükümlülerinin meslek edinmelerini sağlamak için halk eğitim merkezleri, İŞKUR, yerel yönetimler ve özel sektör işbirliğiyle programlar düzenliyoruz. Kamuya yararlı bir işte çalışma yükümlülüğünün, bu kurslarda yerine getirilebilmesini sağlıyoruz.

Bu başlık altındaki bir diğer önemli hedefimiz olan kişisel verilerin işlenmesinde özel hayatın korunmasını sağlamak için, Kişisel Verileri Koruma Kanunu’nu Avrupa Birliği standartları ile uyumlu hale getiriyoruz. Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun idari para cezası kararlarına karşı sulh ceza hâkimlikleri yerine idari yargıya başvuru imkânı da sağlıyoruz.

"Yedinci amaç, mülkiyet hakkının daha etkin korunması"

Eylem planındaki amacımızın yedinci maddesi mülkiyet hakkının daha etkin korunmasıdır. Mülkiyet hakkı, vatandaşımızın sosyal ve ekonomik yönden gelişimini temin eden temel bir haktır. Doğuştan kazanılan bu hakkı korumak, devletin öncelikli vazifelerinden biridir. Kamu idareleri, mülkiyet hakkını kullanmayı zorlaştıracak uygulamalardan büyük bir hassasiyetle kaçınmak mecburiyetindedir. Bu anlayışla, acele kamulaştırmaya ilişkin hükümleri de içerecek şekilde, kamulaştırmayla ilgili tüm mevzuatı yeniden ele alıyoruz. Kamulaştırmasız el atmaya karşı valilikler nezdinde idari bir başvuru yolu getiriyor, bu hususta kusuru bulunan kamu görevlilerine de idari yaptırım yolunu açıyoruz.

Aynı şekilde, kamulaştırmasız el atma eylemlerinden kaynaklı davaların öncelikle görülmesini sağlıyoruz. İcra takibi ve yargılama süreçlerinden kaynaklı mağduriyetlerin önüne geçmek için, İcra ve İflas Kanunu ile ilgili yönetmeliği, mülkiyet hakkının en geniş şekilde korunmasını sağlayacak şekilde yeniden düzenliyoruz. İdari yargıda mülkiyet hakkını etkileyen hususların ivedi yargılama usulüyle hızlı biçimde çözümüne imkân sağlıyoruz.

İmar planı izleme, değerlendirme ve denetleme sistemi oluşturuyoruz. Yine, imar planlarında parselasyon işlemlerinden doğan mağduriyetleri gidermeye yönelik çalışma yapıyoruz. Kamu idarelerinin taraf olduğu aynı nitelikteki uyuşmazlıklarda ‘pilot dava’ usulü getiriyoruz. Pilot davada verilecek kararın aynı konudaki uyuşmazlıklar bakımından bağlayıcı olmasını temin ederek, gereksiz vakit kayıplarının ve kaynak israflarının önüne geçiyoruz. İdarenin, haklı olduğu belli olan vatandaşa ‘git davanı aç, kazan öyle gel’ şeklinde özetleyebileceğimiz tavrına son veriyoruz. Yerleşik yargı içtihatlarının idare tarafından düzenli olarak takip edilmesini sağlayarak, başvuruları kabul etme ve davadan vazgeçme gibi konularda kurumların yetkilerini artırıyoruz. Tapu siciline idareler tarafından konulan kamusal kısıtlamaları da elektronik ortamda malik ve ilgililerin erişimine açıyoruz.

"Sekizinci amaç, toplumsal refahın güçlendirilmesi ve kırılgan kesimlerin korunması"

İnsan Hakları Eylem Planı’nın sekizinci amacı, toplumsal refahın güçlendirilmesi ve kırılgan kesimlerin korunmasıdır.

“Bu amaç altındaki hedeflerimize çocuk haklarıyla başlıyoruz. Çocuğun üstün yararı ilkesi doğrultusunda bugüne kadar mevzuat ve uygulamada gerçekleştirdiğimiz reformları, bu çalışmayla derinleştiriyor, güçlendiriyoruz. Çocukların fiziki ve ruhi gelişimlerinin desteklenmesi için onların dijital riskler, siber zorbalık ve internet bağımlılığından korunmasına yönelik çalışmaları en üst seviyeye çıkarıyoruz. Uluslararası koruma ve geçici koruma kapsamındaki kimsesiz çocukların bakım ve gözetiminin daha etkin sağlanabilmesi için tüzel kişi vesayet sistemini hayata geçiriyoruz. Çocuk adaleti uygulamalarını da güncelliyoruz. Çocuk mahkemelerindeki duruşma salonlarını, çocuk dostu olacak şekilde tasarlıyor, duruşmalara hâkim, savcı ve avukatların cübbe giymeksizin katılımına imkân sağlıyoruz. Aile mahremiyeti ve çocuğun üstün yararının daha iyi korunabilmesi amacıyla aile ve çocuk mahkemelerinin müstakil bir kampüs içinde bulunacağı yeni bir adliye mimarisi modeli geliştiriyoruz. Denetimli serbestlik müdürlüklerinde çocuk büroları kuruyoruz. Suça sürüklenen çocukların adli süreçlerinin her aşamasını, bu bürolar vasıtasıyla takip ediyoruz.

Eylem Planımızda gençlik hakları da güçlü bir şekilde yer alıyor. Amacımız, gençlerimizin karar alma süreçlerine ve kamu hizmetlerine katılımını, liyakat ve eşitlik temelinde güvence altına almaktır. Gençlerin toplumsal ve demokratik hayata katılımını artırmak için orta öğretim müfredatına ‘Gönüllülük Çalışmaları’ koyuyor ve bunu üniversitelerde de yaygınlaştırıyoruz. Dijital dünyada kariyer yapmak isteyen gençlerimizin, uluslararası alanda geçerli sertifika programları yoluyla, yazılım sektörüne kazandırılmalarını sağlıyoruz. Gençleri aile kurmaları yönünde teşvik için evlilik yardımının kapsamını genişletiyoruz. Yine, gençlerin iş gücü piyasasına aktif katılımları için ‘genç istihdamı ulusal strateji belgesi’ hazırlayarak, staj imkânlarını geliştiriyoruz. İstanbul’da bir Birleşmiş Milletler Gençlik Merkezi kurulmasına yönelik çalışmalara hız veriyoruz. Böylece, Birleşmiş Milletler 2030 Gençlik Stratejisi’nin etkin bir şekilde uygulanması hedefine de katkıda bulunmak istiyoruz.

"Hayatını tek başına idame ettiremeyen hükümlüler için denetimli serbestlik uygulaması genişletilecek"

Desteklemeye ve özel politikalar geliştirmeye devam edeceğimiz bir diğer grup da engelli ve yaşlı vatandaşlarımızdır. Engelli bireylerin üst kademe kamu yöneticiliği ile mesleklerine uygun kamu görevlerinde istihdamını zorlaştıran hükümleri tespit edip kaldırıyoruz. Sağlık raporlarında engellilik oranı ve haline ilişkin kriterlere bir standart getirerek, bu konuda yaşanan sorunları gideriyoruz. Engelli ve yaşlı vatandaşlarımızın oy kullanma süreçlerine tam katılımını sağlamak ve kolaylaştırmak için yeni tedbirler alıyoruz. Ayrıca, engelli öğrencilerimizin yurtlarda ücretsiz barındırılmasını sağlıyoruz. Sosyal ve insani politikalar açısından, cezaevlerinde bulunan-bulunmayan gibi bir ayrımı doğru bulmuyoruz. Özel infaz usullerinin kapsamını genişletmeye devam ederek, ağır hasta, yaşlı veya engelli hükümlülerin cezalarının konutlarında infazının imkânlarını artırıyoruz. Yaş veya sağlık sebebiyle ceza infaz kurumunda hayatını tek başına idame ettiremeyen hükümlüler için denetimli serbestlik uygulamasının alanını genişletiyoruz.

Uluslararası koruma ve geçici koruma kapsamındaki yabancıların rehabilitasyonu ve adalete erişimlerinin güçlendirilmesi için de çalışmalar yapıyoruz. Geri gönderme merkezlerindeki barınma şartlarına ilişkin şikâyetleri incelemek üzere etkili bir başvuru yolu oluşturuyoruz. Yabancılar için hazırlanan şüpheli, sanık ve mağdur hakları formlarını yaygın dillere tercüme ederek, ilgililerin kolayca ulaşımına açıyoruz. İnsan ticaretine ilişkin suç ve cezaları, Avrupa Konseyi İnsan Ticaretine Karşı Eylem Sözleşmesi ve GRETA tavsiyeleri çerçevesinde yeniden ele alıyoruz. Toplumsal refahın güçlendirilmesi için sağlıklı ve yaşanabilir çevrenin korunması vazgeçilmez öneme sahiptir. Bunun için çevrenin, doğanın ve özellikle ormanların korunmasına yönelik olarak yürüttüğümüz iletişim kampanyalarına devam ediyoruz.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanım oranını artırıyoruz. Tabiatı ve çevreyi beraber paylaştığımız hayvanları ‘mal’ olarak değil ‘can’ olarak gören bir anlayışla mevzuat değişikliği yapıyoruz. Gıda güvencesinin sağlanması için tüketici örgütleri temsilcilerinin de bulunduğu bağımsız bir mekanizma oluşturuyoruz. Toplum sağlığının korunması kapsamında uyuşturucu ile mücadeleye kararlılıkla devam ediyoruz. Önleme ve tedavi görevlerini yürüten ÇEMATEM ve AMATEM’lerin, sayılarını, kapasitelerini ve etkinliğini artırıyoruz. Uyuşturucu kullanımından ilk kez denetimli serbestlik kararı alanların rehabilitasyon ve tedavilerinin ara kontrollerle izleneceği, beş yıl süreli ‘bağımlılık takip modeli’ kuruyoruz. Fiziki çevrenin korunması ve çevre sağlığının geliştirilmesi kadar, dijital mecralarda da insan haklarını koruyacak tedbirler getiriyoruz. İfade özgürlüğü dengesini bozmayacak şekilde bireylerin kişilik haklarının sosyal medya üzerinden ihlaline yönelik fiillerle mücadeleyi artırarak sürdürüyoruz.

"Dokuzuncu amaç, insan hakları konusunda üst düzey idari ve toplumsal farkındalık"

Eylem planımızın dokuzuncu ve son amaç başlığı, insan hakları konusunda üst düzey idari ve toplumsal farkındalıktır. Eylem planının tüm hatlarıyla uygulamaya geçirilmesinin, ancak insan hakları duyarlılığıyla meselelere yaklaşılmasıyla mümkün olduğuna inanıyoruz. Bu kapsamda, kamudan başlayarak toplumun tamamında insan hakları duyarlılığının artırılması için faaliyetler planlıyoruz. Sosyal, siyasal ve kültürel alanda ‘insan odaklı’ ve ‘insan haklarına duyarlı’ uygulamaların geliştirilmesini sağlayacak hazırlıklar içindeyiz. İnsan haklarına duyarlı çalışmalarıyla, emsallerine göre öne çıkan kamu görevlilerini ödüllendiriyoruz. Kolluk görevlilerinin eğitim faaliyetlerinde, temel insan hakları konularına daha etkin şekilde yer veriyoruz. Hâkim, savcı ve avukatlara yönelik eğitim faaliyetlerinde, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarını da içerecek şekilde, insan hakları konusunu merkeze alıyoruz. Yüksek mahkeme kararlarının, başvuruya konu kararı veren ve kanun yolu incelemesini yapan hâkim ve savcılara iletilmesini sağlıyoruz. Hâkim, savcı ve avukat adaylarına Anayasa Mahkemesi’nde staj imkânı getiriyoruz. Hâkim ve savcılar ile kamu görevlileri için sosyal medya etik ilkelerini, ‘tarafsızlık’ anlayışını esas alarak belirliyoruz.

İnsan hakları farkındalığını idarenin kapalı devre bir faaliyeti olarak görmüyor, bu işi vatandaşlarımızla etkileşim içerisinde yapıyoruz. Bu anlayışla, her yıl ‘Türkiye İnsan Hakları Raporu’ hazırlanmasını ve kamuoyu ile paylaşılmasını sağlıyoruz. Vatandaşımızın yargısal süreçler ve insan haklarını ilgilendiren işlemler hakkında hızlı ve doğru bilgilenebilmesi için adliyelerdeki basın sözcülüğünü daha etkin hale getiriyoruz. Birleşmiş Milletler İş Hayatı ve İnsan Hakları Rehber İlkeleri dikkate alınarak, iş ve çalışma hayatına ilişkin ulusal rehber ilkeleri hazırlıyoruz. Her iş gibi, insan haklarının temelinde de eğitim bulunuyor. İnsan hakları bilincinin küçük yaşlardan itibaren yerleşmesi amacıyla, ilk ve ortaöğretimde bu konuları içeren ders programları geliştiriyoruz. Kamu Personeli Seçme Sınavı, Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı, Hâkim ve Savcı Adaylığı Sınavı gibi sınavlarda, adayların insan hakları hukuku alanındaki bilgilerini daha etkin şekilde ölçüyoruz. Böylece insan hakları noktasında duyarlı, bilinçli ve bilgili insan kaynağımızın da gelişeceğini düşünüyoruz. Hukuk eğitiminin kalitesinin artırılması bunun için çok önemlidir. Yargı Reformu Stratejimiz kapsamında hukuk fakültelerine giriş için gereken başarısı sırasını 190 binden önce 125 bine, sonra 100 bine çekmiştik. Yine aynı kapsamda hukuk fakültelerinde öğrenim süresini beş yıla çıkarıyoruz.

Hukuk fakültelerinin kontenjanlarını da daha nitelikli eğitim verilmesini sağlayacak şekilde gözden geçiriyoruz. Adalet meslek yüksekokullarının sadece örgün eğitim vermesini sağlıyoruz. ‘Üst Düzey İdari ve Toplumsal Farkındalık’ amacımızın önemli bir parçası olarak, uluslararası insan hakları mekanizmaları ile işbirliğini geliştiriyoruz. Bunun için insan hakları alanında henüz taraf olmadığımız uluslararası sözleşmelerin ve ek protokollerin imza ve onay süreçlerini gözden geçiriyoruz. Bu alanda yeni bir kurumsal yapı olarak ‘Hukuk Araştırmaları Enstitüsü’ kuruyoruz. Bu enstitü insan hakları hukukuyla ilgili tüm uluslararası gelişmeleri takip edip, toplumsal talep ve ihtiyaçları dikkate alarak yeni politika önerileri geliştirecektir. Ayrıca insan hakları eğitimini teşvik etmek için yurt dışındaki insan hakları eğitim programlarına yönelik İnsan Hakları Araştırma Bursu’ hazırlıyoruz.”

"Eylem planımızın nihai amacı, yeni ve sivil bir anayasadır"

Eylem planımızın nihai amacı, yeni ve sivil bir anayasadır. Böylece 9 amaç başlığı altında, toplam 50 hedef ve 393 faaliyeti kapsayan İnsan Hakları Eylem Planı belgemizi özetlemiş olduk. Elbette, İnsan Hakları Eylem Planı bir dilek ve temenni belgesi değildir. Bu belgede yer alan hususların amaçlandığı şekilde hayata geçebilmesi için devletin tüm kurumlarına ve siyasete büyük iş düşüyor. Eylem Planında yer alan hususlardan yasal düzenleme gerektiren konuların muhatabı Türkiye Büyük Millet Meclisidir. İdari tasarruf gerektiren konuların muhatabı ise Cumhurbaşkanlığı ve Bakanlıklar ile ilgili kurum ve kuruluşlardır. Şüphesiz bu planda öngördüğümüz faaliyetlerin tam anlamıyla hayata geçmesi, öncelikle ve esas itibarıyla anayasa konusudur. Bunun için Eylem Planımızın nihai amacı, yeni ve sivil bir anayasadır."

"Anayasada yaptığımız her değişiklik, daha güçlü demokrasi yolunda atılmış değerli birer adımdır"

"Çünkü anayasa, hak ve özgürlükleri koruyup geliştirecek toplumsal iradenin en güçlü ve korunaklı zeminidir. Anayasalar, en genel tanımları itibariyle, vatandaşla devlet arasındaki ilişkileri belirleyen, temel hak kategorilerini düzenleyen, ‘toplumsal sözleşme’ niteliğindeki belgelerdir. Bununla birlikte ülkemizdeki yeni anayasalar genellikle darbe dönemlerinde yapılmıştır. Mevcut 1982 Anayasamız da darbe dönemi şartlarında hazırlanan anayasalardan biridir. Bu anayasa milletin doğrudan veya dolaylı iradesiyle birçok kez değiştirilmiş olsa da hazırlık sürecindeki dinamiklerin ürünü olan ruhun tortuları, attığımız her adımda kendini hissettirmektedir. Anayasada yaptığımız her değişiklik, elbette daha güçlü demokrasi yolunda atılmış değerli birer adımdır. Buna rağmen, özgürlükler konusunda geneline hâkim olan mütereddit ve istisnası bol üslubu anayasamızı, bu ruhtan hala arındırabilmiş değiliz. Biz, geleceğe emin adımlarla yürümemizi temin edecek ve milli iradeyi tam anlamıyla yansıtacak yeni ve sivil bir anayasaya olan ihtiyacımızı her fırsatta dile getirdik. Bilhassa son 10 yıldır bunun mücadelesini her zeminde verdik. Başlattığımız girişimler, çeşitli sebep ve saiklerle akamete uğratıldı. Milletimize taahhüt ettiğimiz şekilde, hak ve özgürlükler temelinde hazırlanmış, yeni ve sivil bir anayasayı henüz ülkemize kazandırabilmiş değiliz. Türkiye'nin demokratik ve ekonomik kalkınma mücadelesinde kat ettiği mesafe ve yükselen toplumsal talep, yeni anayasa ihtiyacını artık ertelenemez hale getirmiştir. Bunun için, geçtiğimiz haftalarda yeni ve sivil anayasa teklifimizi yeniden milletimizin takdirine sunduk. Milli iradenin üstünlüğü esasına göre hazırlanacak yeni bir toplumsal sözleşme metnini, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını karşılamaya hazırlandığımız şu dönemde ülkemize kazandırmanın, tarihi sorumluluğumuz olduğuna inanıyoruz."

İşte bu sebeple, devleti yaşatmanın ancak insanı yaşatmakla mümkün olacağı anlayışı üzerine bina edeceğimiz yeni anayasa hedefimizi, İnsan Hakları Eylem Planımızın nihai amacı olarak belirledik. Yeni anayasa, herkesin anayasası olacaktır. Bunun için tüm siyasi partilerimizi, kurumlarımızı, sivil toplum kuruluşlarımızı, akademimizi, ülkemizin geleceği konusunda sözü olan herkesi, yeni anayasa yapım sürecine katılmaya davet ediyoruz.

Cumhur İttifakı olarak biz kendi çalışmamızı elbette yapıyoruz, yapacağız. Diğer partilerin ve kesimlerin teklifleriyle nihai şeklini vereceğimizi ümit ettiğimiz yeni anayasayı, milletimizin takdirine sunarak, Türkiye’nin önünde aydınlık bir dönemin kapılarını açmak istiyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi’nin kıymetli genel başkanı Sayın Devlet Bahçeli başta olmak üzere, yeni anayasa çalışmasına destek veren ve verecek olan herkese şimdiden teşekkür ediyorum. Bu düşüncelerle bir kez daha İnsan Hakları Eylem Planımızın hayırlı olmasını diliyor, hazırlanmasında emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum."