CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, yeniden yapılmak ve tadilattan geçirilmek üzere 2020'de boşaltılan 71 okulun yeni eğitim-öğretim yılına da yetiştirilemediğini, bu okullardaki öğrencilerin başka okullarda, 60-70 kişilik sınıflarda eğitim almaya devam edeceğini belirterek, “Bu dönem kapılarını çaldığımız vatandaşlarımızın, hangi ilçede yaşarsa yaşasın, hangi sosyo-ekonomik seviyede olursa olsun kapıları açan kadınlar ve erkeklerin birincil gündemi, çocuklarını eğitime gönderirken onların eğitim masraflarını karşılamadaki sorunları” dedi.
Canan Kaftancıoğlu, yeni eğitim-öğretim yılı öncesinde eğitimde yaşanan sorunlara dikkat çekmek amacıyla Eyüpsultan’daki Haydar Akçelik Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin önünde bugün basın açıklaması yaptı.
“Madem okullar hazırlanamadı, o zaman çocuklara ücretsiz servis temin edilsin"
Açıklama öncesinde Kaftancıoğlu’nun söz verdiği iki çocuk annesi olan Hülya isimli bir kadın, “Malum, mahallemizde bulunan Haydar Akçelik Mesleki ve Teknik Anadolu Lisemiz ve hemen arkasında olan Yunus Emre İlköğretim Okulu’muz çok uzun bir süredir kapalı. İnşaat hâlâ daha devam ediyor. Bizler, bu mahallenin sakinleri ve velileri olarak çok fazla sıkıntı çekiyoruz. Büyük kızım liseli, küçük oğlum ilköğretime bu sene başladı. Her ikisinin de servisle gitmeleri gerekiyor. Eğitim giderlerine, 750 artı 750, bin 500 lira aylık servis ücretleri bindi. Devletimizden beklentimiz, mademki bu okullar bu eğitim-öğretim yılına hazırlanamadı, o zaman çocuklarımıza servis temin etsin. Çünkü kırsal kesimlerde, bir çocuk, iki çocuğun olduğu yerlerde dahi servis, ücretsiz olarak çocukları köylerinden alıp okullarına götürüp getiriyor. Biz, bu konuda mağduruz” dedi.
"Çocuklara zihin açıklığı; ailelerine dayanma gücü diliyorum"
CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu, görevde oldukları 5 yılda eğitim-öğretim ile ilgili süreçleri, yaşanan sıkıntıları yakından takip ettiklerini belirterek şunları söyledi:
"Yeni bir eğitim-öğretim dönemi daha başlıyor. Bu eğitim-öğretim dönemine de aslında velilerin nasıl başladığının somut örneği, Hülya Hanım'ın biraz önce anlattıkları. Biz, yeni başlayacak olan eğitim ve öğretim döneminde bu çocuklarımıza zihin açıklığı ve ailelerine de dayanma gücü diliyoruz. CHP İstanbul örgütü olarak, vatandaşın birincil ve öncelikli sorunlarından olan, İstanbul'da yaşayan vatandaşlarımızın eğitim sorunlarını 5 yıldır takip ediyoruz.
"Ailelerin birincil gündemi, eğitime erişimdeki zorluklar"
Bu dönem kapılarını çaldığımız vatandaşlarımızın, hangi ilçede yaşarsa yaşasın, hangi sosyoekonomik seviyede olursa olsun kapıları açan kadınlar ve erkeklerin birincil gündemi, İstanbul gibi bir metropolde çocuklarının, eğitime, fırsat eşitliği zaten yok, ona hiç girmiyorum bile, erişimdeki zorlukları ve çocuklarını eğitime gönderirken onların eğitim masraflarını karşılamadaki sorunları. Geçen yıl eğitim dönemi başladığında, 3 Eylül 2021 ve 27 Eylül 2021’de, yine CHP örgütleri olarak basın açıklamaları yapmıştık. Birini Bayrampaşa'da bir okulun önünde ‘ne kadar eğitim verilecek’ diye, diğerini Beşiktaş'ta, aynen arkanızda gördüğünüz gibi yıkılan ve geçen yıl eğitime yetiştirilmesi sözü verilen ama bugün hâlâ yapılmamış olan Gazi Mustafa Kemal Okulu’nun önünde yaptık. İstanbul'da yaptığımız çalışmalarda, eğitim ve öğretim dönemindeki okullar ne kadar koronavirüs gerçekliğine uygun, ne kadar derslik ihtiyacı var, İstanbul'da ne kadar öğretmen ihtiyacı var, eğitimdeki fırsat eşitsizliği ne durumda ve yenisi yapılmak üzere yıkılan ya da tadilatı yapılan okullar söz verildiği tarihte eğitim öğretime açılmış mı diye baktık.
"Okullar üzerinden de elde edilmeye çalışılan bir rant var"
Yine bugün, Eyüp'te yıkılan ve bu yıl eğitim-öğretim dönemine yetiştirilmek üzere duyurusu, ihalesi yapılan ve inşaatına başlanılan bir okulun önündeyiz. İş bitim tarihi aslında geçmiş, çocuklarımız bu eğitim döneminde bu okula gitmesi gerekiyorken ne yazık ki bulundukları yerdeki yapılamayan okula değil, çevredeki uygun okullara gönderilip, aileler ayrıca servis ücreti ödemek zorunda bırakılıp, 60-70 kişilik sınıflarda eğitim görmek zorundalar.
Siyasetin görevi nedir? Siyasetin görevi, boş işlerle uğraşmak değil. Siyasetin görevi, vatandaşın sorunlarını çözmektir. Vatandaşın sorunlarını çözmedikleri gibi CHP'li belediyelerimizin, İBB'nin eğitime verdiği desteği de engelleyen bir anlayış var. Örneğin, Büyükçekmece'de yıkılan okulun bahçesinde prefabrik okul yapılıyor. Belediyemiz, 'Bize yer gösterin, belediye kaynaklarıyla okul yapalım, çocuklarımız gitsin' diyor. Ama belediyemize okul yapılması için herhangi bir yer gösterilmiyor. Kağıthane'de 'Tadilat yapacağız' diye bir okul yıkılıyor. Şimdi bu okulu yeniden yapmalarını bir kenara bırakın, ne yapılacağı belli olmaz şekilde Kağıthane Belediyesi'ne tahsis ediliyor arsa. Okullar yapılmadığı gibi bu işler üzerinden de elde edilmeye çalışılan bir rant var.
"Çocuklarımıza gidebilecekleri okulların kapılarını açın, biz ona razıyız"
Biz, bugün bu basın toplantısını inşaatı süren okulun bahçesinde yapacaktık; ama kapılar, alınan bir talimatla kapatılmış. Bizlere kapıların kapanması önemli değil, çocuklarımıza gidebilecekleri okulların kapılarını açın, biz ona razıyız. Eğitim-öğretim döneminde vatandaşlarımızın yanında olmak için her türlü okullardan gelen talepleri ilçe belediyelerimiz ve İBB karşılıyor. Ne yazık ki ilçe eğitim müdürlüklerine talimatlar gidiyor, bunu biliyoruz. 'Ola ki CHP belediyelerinden ya da İBB'den bir talepte bulunmayın' diyorlar. Yani 'belediyelerden hizmet talep etme hakkını engelleyin' diyorlar.
"İstanbul'da 146 okuldan gelen talepleri karşıladık"
Buna rağmen şu ana kadar İstanbul'da 146 okuldan gelen talepleri karşıladık. Kartal Cevizli Anadolu İmam Hatip Lisesi'nden Sultangazi Orhangazi Ortaokulu'na, Ataşehir'den Çatalca’ya kadar İstanbul'un bütün okullarına İBB, yarattığı kaynakla tadilatlarını, ihtiyaçlarını karşılayarak, milyonlarca liralık bütçe ayırarak iktidarın yapmadığı, Eğitim Bakanı'nın görmediği, Milli Eğitim Bakanı'nın da umurunda olmadığı okullara hem öğrencilerimiz daha iyi eğitim görsün hem de orada çalışan öğretmenler, müdürler daha iyi hizmet versinler diye okullarımıza milyonlarca liralık kaynak aktarımında bulunuyorlar.
Verileri bile saklayan İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü'nün sitesine girin, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü'nün sayfasında hangi okullar tadilatta, ne zaman açılacak, en ufak bir resmi bilgiye ulaşamadığımız gibi şu an anlattığımız gerçekler umurlarında olmadığı için haberleri yok.
"CHP iktidara geldiğinde herkesin eşit bir şekilde eğitime ulaşmasının yolunu açacağız"
Buradan Milli Eğitim Bakanı’na bir kez daha seslenmek istiyorum. İstanbul'da kapılarını çaldığımız her ailede her kadın, çocuğunu hakkı olan okula gönderememekten şikayetçi. Gönderecek bir okulu varsa da ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumda. Yeni kayıt yaptıracaklardan kayıt parası istenmesini geçiyorum. Hani bir de diyorlar ki 'Kayıt parası alınmayacak’. Müdürler ne yapsın? 'Yeterince kaynak gelmeyince velilerden bunu istemek zorundayım’ diyor.
Yani eğitimciyle veli arasında sorunu çözen değil, bütün sorunu hem eğitimciye hem de veliye yıkan ama asıl mağdurun öğrencilerimiz olduğu bir eğitim-öğretim gerçekliğindeyiz.
Son olarak biz CHP olarak, iktidar değişinceye kadar belediyelerimiz aracılığıyla, örgütlerimiz aracılığıyla vatandaşlarımızın yanında olacağız, elimizden geldiğince katkıda bulunacağız. CHP iktidara geldiğinde herkesin eşit bir şekilde eğitime ulaşmasının yolunu açacağız.”
"Sorunları yok sayan bir anlayışla karşı karşıyayız"
CHP İstanbul İl Başkanlığı tarafından geçen yıl yapılan eğitim çalışması ve eğitim raporlarının TBMM’deki yansımaları ve verilen soru önergeleri hakkında bilgilendirme yapan CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir ise şunları söyledi:
“İstanbul'un merkezinde, önemli ilçelerde; işte Eyüpsultan, Beşiktaş, Bayrampaşa, Avcılar, Güngören, Başakşehir, Büyükçekmece ve otoyolun hemen yanında merkezi mahallelerde çocuklar okula erişim sorunu ile karşı karşıya kaldı ve gördük ki değerli anneler, özellikle kadınlar çocuklarını nitelikli eğitim almak bir kenara, ‘Biz çocuklarımızı gönderecek okul bulamıyoruz’ dediler ve ciddi bir ulaşım masrafıyla karşı karşıya kaldıklarını ilettiler. Evet, İstanbul’da deprem gerçekliğine karşı okullar yıkıldı ama çocuklarımızı gönderecek başka okullar çok uzakta ve okulların da hızlı bir şekilde tekrar inşası da çok geç ve hatta tamamlanmıyor. Biz, İstanbul milletvekilleri olarak bu sorunları sorduk. Hangi okullar yıkıldı? Neden yıkıldı? Ne zaman yıkıldı? Ne gerekçeyle yıkıldı? Ne zaman tamamlanacak? Bu çocuklar hangi okullara gidecek? İkili eğitime muhtaç, yani mağdur bu çocuklar. Kalabalık sınıflara ve uzak okullara gitmek zorunda. Bu soruların hiçbirine cevap yok. Bu sorunları yok sayan bir anlayışla karşı karşıya kaldık. Bunları kabul eden, bunları çözmeye dönük bir anlayış yok karşımızda. Biz, ısrarla bunları gündeme getiriyoruz. Özellikle ulaşım masraflarının karşılanması, çocuklarımızın okullara erişimi konusunda neler yapılabilir? Bunlara da bir cevap yok. Prefabrik okullarla karşı karşıya kaldık. İstanbul'un merkezinde, ilçelerde, mahallelerde prefabrik, yaz ve kış okumanın mümkün olmadığı okullar gördük.”