Uzun yıllar Koç Holding bünyesinde çalışan iş insanı Can Kıraç’ın eşi İnci Atav Kıraç hayatını kaybetti.
Can Kıraç, eşinin ölümünün ardından sosyal medyada paylaştığı mesajda, “İNCİ Sultan! 65 yıllık beraberlikten sonra benden ayrılıyorsun! Bana AŞK duygusunu yaşattığın için sana minnettarım. Ve şimdi buluşacağımız günü bekliyorum!” İfadesini kullandı.
İnci Atav Kıraç’ın cenaze namazı, 12 Ağustos Pazartesi günü İstanbul Bebek Camii’nde öğle namazına müteakip kılınacak ve Aşiyan Kabristanı’nda toprağa verilecek.
Can Kıraç, 2003 yılında Alzheimer'a yakalanan İnci Atav Kıraç'la ilgili olarak 2013 yılında hem hastalığı hem de neler yaşadıklarını anlatan bir yazı kaleme almıştı:
Son yıllarda birçoğumuzun evlerinde, genellikle yaşlanmış yakınlarımızın, çaresiz bir hastalıkla mücadele ettiklerini biliyoruz. Eskilerin “bunama” diye adlandırdıkları bu hastalık artık “demans” veya “Alzheimer” olarak hayatımıza karışmış bulunmaktadır. Ben, on yıldır Alzheimer hastası olan, 58 yıllık eşimle yaşayan bir kocayım. Eşim İnci bu hastalığa yakalandığı zaman 72 yaşındaydı. Bugün eşim 82, ben 85 yaşındayız. Bellek kaybı, sözcük bulamamak, unutkanlıklar, anahtarların gözlüklerin yerini unutmak, bir olayı tekrar tekrar anlatmak, bazı kelimeleri yanlış kullanmak, kızım yerine oğlum demek, ekmek yerine su istemek, yakın geçmişi unutmak, randevuları karıştırmak, davetleri hatırlamamak, Alzheimer hastalığının önemli işaretleridir. Doktor desteği alınarak, ilaçların katkısı ile bu hastalığın gelişmesini yavaşlatmak mümkün olmaktadır. Ancak, şimdilik kesin tedavi mümkün değil.
Bu durumda, hastaya gösterilecek ilgi ve tedavi şekli önem kazanmaktadır:
Hastanızı yaşamı boyunca yalnız bırakmayın,
Aile olanakları uygunsa, bir yardımcı tutun,
Hastanın günlük yaşamını programlayın,
İlaçlarını doktorunun belirlediği saatlerde verin,
Devamlı yatağa bağlı kalmasını önleyin,
Hastanın yaşadığı ortamı değiştirmeyin, (Karyola, masa, iskemle düzenini koruyun.)
Uyku ve istirahat saatlerini değiştirmeyin,
Vücut temizliğine önem verin,
Tuvalet düzeninin muntazam olmasına dikkat edin,
Yemek menülerinin sağlıklı olması için doktorunun önerilerine uyun, aşırı kilo almasına mani olun,
Yürümek en yararlı hareketlerin başında gelmektedir; yürümeyi, hava şartlarına göre dışarda veya ev içinde yapmayı programlayın. Herhangi bir sebepten dolayı düşmesine mani olun, (Kemik erimesi yeni sorunlar çıkarabilir.)
Fiziksel ve mental egzersizler yanında; obezite engellenmeli, kan basıncı ve kan şekeri kontrol edilmelidir. (Kalp sağlığına zarar veren herşey beyin fonksiyonları için zararlıdır.)
Okumak ve yazı yazmak alışkanlıklarını unutmaması için, haftalık programlar yapın,
Alzheimer hastası eski olayları anımsar. Bunları hatırlaması için hazırlıklı olun. Bildiği şarkıları, şiirleri, anıları onunla paylaşın,
Hastanız, zaman içinde konuşmayı unutacaktır. Bu durumda bile siz onunla konuşmaya önem verin. Onu güzel sözlerle karşılayın; giysilerinin ona yakıştığını hatırlatın, bakımlı olmasını övün. Ona sarılarak sevginizi hissetmesini sağlayın.
Alzheimer hastalığı, hastanın kendi aile bireylerini yoğun şekilde etkisi altına alan bir yaşam sürecidir. Bu süreç özveri ve sabır istemektedir. Bu süreci aile içinde paylaşabilmek için neler yapabileceğinizi açıkyüreklilikle tartışınız ve gerekli kararları alınız. Bu konuda benim en büyük destekçim kızım Aslı Kıraç’tır. Ona ve hemşirelerimize şükranlarımı sunuyorum. Bu süreci aile içinde yaşayamayacağınızı anlarsanız, hastanızı bir Alzheimer Bakım Evi’ne yerleştirmeyi düşününüz. Toplumun giderek yaşlanması önümüzdeki yıllarda Alzheimer’lı hastaların sayısının daha da çoğalacağı ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Bugün dünyada en az 250 milyon Alzheimer’lı hasta bulunmaktadır.
Ailesinde Alzheimer bulunan herkesin yine Alzhemier hastası olacağı düşünülmemelidir. Alzheimer bulaşıcı bir hastalık değildir. Bu deneyimimi sizinle paylaştıktan sonra, önümüzdeki yılları sağlık içinde geçirmenizi diliyorum.