Uğur Biryol / T24
Çamlıhemşin’in çeşitli köylerinde yaşayan vadililer, Fırtına Vadisi’nin bu en önemli gününde, vadilerine sahip çıkmak için merkezde buluştu. Pazar’dan, Ardeşen’den, Fındıklı’dan, Hopa’dan, Arhavi’den ekolojist oluşumlar ve bireysel olarak katılanlar da eyleme destek verdi. Çamlıhemşin’in Habak köyünden başlayıp Amokta (Şenköy) sınırlarına kadar uzanan; dağ bölgesindeki eski çayırlık alanların birinci dereceden SİT alanı statüsünün; 3’e düşürülmesi ve bu alanların da yapılaşmaya açılmak istenmesine karşı tepkiler büyüyor.
Fırtına Vadisi, ülke coğrafyasının Karadeniz bölgesindeki en müstesna vadilerinden biri. Sahip olduğu biyolojik çeşitlilikle, dünyada korumaya alınmış 100 ekolojik bölgeden biri. Fırtına vadisi öyle bir biyolojik çeşitliliğe sahip ki Kaçkar Dağları ile birlikte 537 odunsu bitki, 136 kuş, 30 memeli, 21 sürüngen ve 116 endemik bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Tüm bölge aslında birçok kanunla korunuyor; Bern sözleşmesine taraf olan Türkiye bölgeyi koruma altına alacağını çok önceden taahhüt etmiş durumda. Ayrıca Türkiye yine imzaladığı AB katılım çerçevesinde; ‘Avrupa’nın yaban hayatı ve doğal yaşama ortamlarının korunması’ sözleşmesi ile endemik ve doğal yaşamı korumakla yükümlü. Kendi kanunlarımızla doğal kültür turizm varlıkları açısından bölge birinci derece doğal sit alanı ilan edilmiş durumda.
Zaten hayli yüksek bir yapılaşma ve kitle turizmi yükü ile karşı karşıya olan vadi, 1998’den bu yana HES’ler, taş ocakları, Yeşil Yol projesi, gelişigüzel yapılaşma, tüneller, TOKİ’nin Ayder’i dönüştürmesi gibi onlarca sorunla yıllardır uğraşıyor. Ancak bu sefer verilecek olan karar, daha evvel yapılaşmaya açılmamış olan çok önemli bir doğa alanını kapsıyor. Anıt ağaçların, doğal yaşlı ormanların, kadim patikaların, eski yayla yollarının bulunduğu son derece bakir bir bölgenin imara açılması vadililerin tepkisine neden oldu. 200 kişi bu konuyla ilgili yürütmeyi durdurma davası açtı. Vadili daha evvel HES’le ilgili Danıştay 6. Dairesinin vermiş olduğu, “Üstün kamu yararı, çevrenin korunmasıdır” kararı doğrultusunda.
Konuyla ilgili basın açıklamasında konuşan dava avukatlarından Yakup Okumuşoğlu, şöyle konuştu: “Bir vadi düşünün. Yüzlerce yıldır dallarının altında nice hayatların soluklandığı yaşlı ormanlar, sabah sisleriyle örtülen alüvyonal topraklar, dağlardan kopup gelen berrak dereler… Fırtına Vadisi, bu toprakların kalbi, bu coğrafyanın ruhu. Ama şimdi, bu ruhu yok etmek isteyen bir el uzanıyor vadinin yeşiline. Birileri, doğanın her köşesinde yankılanan o sessiz armoniyi bozmak istiyor. Yeşilin yerine griyi, ormanların yerine betonu, sisin yerine soğuk duvarları koymak için adım adım ilerliyorlar. Vadinin kalbinde, 1. derece sit alanı statüsündeki bu kutsal topraklar 3. dereceye düşürüldü.
Peki, kim verdi bu kararı? Yani doğanın bu eşsiz mirasını betona boğmak için bürokrasiyi kimler tetikledi? Kimler uçuyor helikopterlerle bu vadinin üzerinden? Bu cennet köşeyi kimler gözüne kestirdi? Fırtına Vadisi’ni otellerle, yollarla, binalarla boğmak isteyen kim? Vadi de her ağaç, her su damlası, her rüzgâr, hayatın sesi oysa. Bu sesi susturmak isteyenler kimler? Kimler için bu vadinin koruma statüsünü düşürüp vadinin en değerli ve görkemli alanlarını yapılaşmaya açmak istiyorlar.”
"Geri dönüşü yok"
Verilecek olan olumsuz bir kararın, geri dönüşü olmayan zararlara neden olacağının altını çizen Okumuşoğlu, “Bizler, yaklaşık 200 kişi bunlara ve bu karara karşı çıktık ve dava açtık. Çünkü Fırtına Vadisi yalnızca bugünün insanlarına ait değil. Bu vadi, bizden sonrakilere de bırakılacak en büyük miras. Bu dava da yalnızca bir toprak parçası için değil. Bu dava, çocuklarımızın geleceği, bizim bu vadiye, bu dünyaya olan borcumuz için. Fırtına Vadisi’ni Fırtına yapan değerleri, o doğal yaşlı ormanları, dağların derin sessizliğini, derelerin berrak akışını savunmaz isek kendi kendimize ihanet etmiş olacağız çünkü. Çünkü eğer bugün sessiz kalırsak, yarın bu vadide yankılanan tek sesin beton duvarların soğuk yankısı olacağını biliyoruz” dedi. Basın açıklamasının ardından dava keşif heyeti, avukatlar ve halk, derecesi düşürülen alanları görmek ve durum tespiti için, alandan ayrıldı.