Yaşam

"Cam kenarında oturanlar, koridordakilere göre 8 kat daha fazla damar hastalığı riski altında"

"70 yaşın üzerindeki 3 erkekten birinde damar sertliği var"

28 Ekim 2018 01:03

Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. A. Kürşat Bozkurt, uçak ve otobüslerde uzun süre pencere kenarında oturanların, hareketsiz kalmalarından dolayı koridorda oturanlara göre 8 kat daha fazla toplar damar hastalığına yakalanma riski taşıdığını bildirdi.

Dernek Başkanı Prof. Dr. Ahmet Rüçhan Akar, Serik ilçesi Belek turizm merkezindeki bir otelde düzenlenen Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği 15. Kongresi kapsamında düzenlediği toplantıda, Türkiye'de 2019'da kalp nakliyle ilgili uluslararası bir sempozyum yapılacağını söyledi.

Milli üretime destek vermek için, dernek üyelerinin medikal malzemelerin yerli üretimini desteklediğini belirten Akar, bu amaçla da ASELSAN ile protokol imzalayacaklarını ifade etti.

Kalp hastalarında kapak onarımı hakkında bilgi veren Akar, "Değiştirme yerine, onararak daha uzun sürede en az değiştirme kadar uzun süreli ve bir takım ilaçları almayı engelleyecek. Hamile kalacak genç kadınlarda kapak onarımları çok önemlidir. Günümüzde onarılması mümkünse onarıyoruz. Kapak hastalıkları çok yaygın" dedi.

Derneğin Genel Sekreteri Prof. Dr. A. Kürşat Bozkurt, Türkiye'nin en sağlıksız damar yapısına sahip ülkelerden biri olduğunu bildirdi.

Ayakta veya oturarak çok fazla sabit durmamak gerektiğini vurgulayan Bozkurt, şunları kaydetti:

"70 yaşın üzerindeki 3 erkekten birinde damar sertliği var. Bu oran Fransa'da, Almanya'da düşük. ABD bizimle yarışıyor. Japonlar çok daha sağlıklı. Türkiye damar sertliği açısından birinci ülke. Bunun nedenleri kötü beslenme, çok sigara kullanımı ve genetik eğilimidir. Çok yüksek bypass ameliyatı yapıyoruz. Uçak ve otobüslerde uzun süre pencere kenarında oturanlar, hareketsiz kalmalarından dolayı koridorda oturanlara göre 8 kat daha fazla toplar damar hastalığına yakalanma riski taşıyor".

Derneğin Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ali Özatik, hastalıklar noktasında toplumun bilgilendirilmesinin önemli olduğunu vurguladı.

Organ nakli konusunda alt yapı, hekim kalitesi olarak eksikliklerinin olmadığını anlatan Özatik, en önemli eksikliğin organ bağışı oranlarının düşük olması olduğunu dile getirdi.