İETT otobüsüne molotof kokteyli atması sonucu vücudunun yüzde 35’i yanan kızın babası, ''Yavrum hemşire olup insanlara yardım etmek istiyordu. Bunu yapanlar insan olamaz'' dedi.
Orhan Cemal Fersoy Lisesi son sınıfa devam eden Serap Eser (17), üniversite sınavlarına hazırlanıyordu. İstanbul Zeytinburnu’ndaki bir dershaneye devam eden genç kız, Pazar günü ders çıkışında babasını arayarak kendisini evlerinin yakınındaki otobüs durağından almasını istedi.
Baba Zübeyr Eser sonrasını Vatan'a şöyle anlattı: ”Durağa geldiğimde 5-6 kişilik bir grup ateş yakmış etrafında oturuyordu. Otobüs yaklaşınca bir anda koşmaya başladılar ve ellerindeki şişeleri attılar. Otobüsün kapısı açıktı. Arka kapının orada birisi yanmaya başladı. Hemen müdahale ettim ellerimle. Yanan kişinin üzerini söndürmeye çalıştım. Baktım ki kızım. Neye uğradığımı şaşırdım. Kızım gözümün önünde yanıyordu. Ceketimi çıkardım ama söndürmek ne mümkün. Birisi otobüsün yangın tüpünü getirdi ama boştu. O sırada bir araba durdu onun yangın tüpüyle söndürebildik. Ama biricik kızım yanmıştı.”
Kızının gözbebeği olduğunu belirten baba Eser, “İki de oğlum var. Hepsini seviyorum ama kızımın yeri bambaşka. Omuzlarımda otururdu küçükken. Ailesine çok düşkündü. Çok çekingen kendi halindeydi. Başarılı bir öğrenci bu sene sınavlara girecekti. Hemşire olup başkalarına yardım edeceğini anlatırdı” dedi.
Üç ay önce evlerine gece vakti bir hırsız girdiğini, kızının bundan dolayı çok korktuğunu belirten baba şöyle konuştu: “Hiç tek başına kalmak istemezdi. Mutlaka annesiyle ya da benimle birlikteydi. Okula bile annesi götürürdü ben de akşamları dershane çıkışında gider alırdım. Hırsızlık olayından çok korkmuştu. Şimdi de böyle bir şey yaşadı. Doktorlar iyi olacağını söylüyor ama önümüzde bir sürü ameliyat var. Hepsini bir an önce atlatıp kızımın sağlığına kavuşmasından başka isteğim yok.”