Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in "Türkiye’de asgari ücret düşük değil" sözlerine, “Sen gel bakayım bu ücretle bir ay yaşa, bırak bir ayı ben kendisine bir haftalığına asgari ücret veriyorum, haftalık asgari ücret al da yaşa bakalım. Bu parayla geçinebilir misin, mümkün değil” diyerek karşılık verdi.
BTP lideri Hüseyin Baş, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in 'başardık' paylaşımına ve asgari ücrete ilişkin açıklamalarına tepki gösterdi. Şimşek'in 'milletle dalga geçtiğini' savunan Baş, şunları söyledi:
Mehmet Şimşek’in ‘Başardık’ paylaşımına cevap
“Mehmet Şimşek Türk milletinin alım gücünü düşürmeyi başardı, Türk devletinin sahip olduğu zenginlikleri satmayı başardı. Mehmet Şimşek’in bir şeyleri başardığı kesin ama ne adına başardığı, kimin adına başardığı, kimin menfaatine başardığı tartışma konusu. Ekonomiye milletin ümüğünü sıkalım, kemer sıkma adı altında boğazını sıkalım mantığıyla bakarsan birçok şeyi başarmış oluyorsun. Evet, başardınız millet fakir, emekliler geçinemiyor bunu da başardınız, enflasyon yüzde yüze yakın bunu başardınız, başarılan şeyler ortada! Ama başarılamayan şeyler var. Başarılamayan şeyler de bu milletin refahı, bu milletin yarınlarını garanti altında görmesi…
“Gri listeye sanki ben soktum”
Mehmet Şimşek gri listeden çıktık diye ‘başardık’ diyor. Gri listeye sanki ben soktum onları. Neyi başardın? Sen gri listeye girmeyi başardın. Dünyada çok az ülkenin girebildiği bir listeye girmeyi başardın ve çıkınca da başardık diyorsun. Asıl başarı o listeye girmekti! Bence Erdoğan'ı alkışlamak lazım, nasıl soktun ülkeyi o listeye? O listeye girişte Soylu’nun da çok payı var tabii.
Vatandaşa şükür – sabır
Şükür dediğin şey aslında Allah'ın sana verdiği nimetlere şükürdür. Allah'ın sana verdiği nimetleri senin önünden çekip alan insanların yaptıklarına karşı şükretmek gibi bir dini sorumluluk yok hatta bu nokta din sana, ‘buna tepki göster çünkü senin hakkın gasp ediliyor’ der. Ekonomide başarılan şey toplumun imkânlarının elinden alınması, toplumun zenginliklerinin gasp edilmesidir, fakirleştirilmesidir.
“Şimşek bu milletle dalga geçiyor”
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, 'Asgari ücret Türkiye'de düşük değil’ diyor. ‘Asgari ücret Türkiye'de düşük değil’ demek bu milletin bilinciyle, zekâsıyla, hayatıyla, karakteriyle, kişiliğiyle, tarihiyle her şeyiyle dalga geçmektir. Bakan, ‘asgari ücret düşük değil’ diyor. Sen gel bakayım bu ücretle bir ay yaşa, bırak bir ayı ben kendisine bir haftalığına asgari ücret veriyorum, haftalık asgari ücret al da yaşa bakalım. Sen bırak aylığı, bir ay boyunca o parayla geçiren ailelerin - kişiler değil bak ailelerin - olduğu bir ülkede sana ‘sen al bu parayı bir hafta geçin’ diyorum. Bu parayla geçinebilir misin, mümkün değil. Dolayısıyla buna ‘düşük değil’ diyor. Sen bu milletle dalga geçiyorsun, bu milleti tanımıyorsun, bu milletin içinde değilsin, bu milletin koşullarının farkında değilsin. Bu millet faturasını ödeyemiyor, bu millet kredi kartını ödeyemiyor, bu millet market alışverişini yapamıyor, bu millet çoluğunun çocuğunun ihtiyaçlarını karşılayamıyor.
“Ekonomi Fitch’in gözünde düzeliyor çünkü istediklerini alıyorlar”
Biz böyle bir durumdayız ama hala ‘ekonomiyi kalkındırıyoruz, düzeltiyoruz’ vs. deniyor. Ekonomi Fitch’in gözünde düzeliyor, S&P’nin gözünde düzeliyor. Neden? Çünkü onlar istediklerini alıyorlar senden. Onların gözüne girmek için, onlara yaranmak için bir ekonomi oluşturuyorsunuz. İşte borsamız iyi, ne yapayım borsan iyisi ise! Sevinsin borsadaki, bana ne kardeşim senin borsan iyiyse benim maaşım kötü.
“Kredi notumuz yükseldikçe maaşlar düşüyor”
Neden hep bizim kredi notumuz yükseldiğinde maaşlarımız düşüyor? Millet olarak bunu sormamız lazım. Kredi notumuz her yükseldiğinde bizim alım gücümüz düşüyor. Bizim alım gücümüzle kredi notlarımız arasında ters orantı var. Bu saçma bir şey, böyle bir şey olur mu? Küresel emperyalist sistemin kurduğu ekonomik düzen ve düzenin mantalitesi bu. İnsanlar aç kalsın, insanlar geçinemesin ve o insanların alması gereken parayı belli odaklarda toplayalım… Küresel emperyalist ekonomik sistem zaten bu. Bu sistem şu anda Türkiye'de bu hard bir şekilde uygulanıyor. Türkiye'de kapitalizm yoktur, liberalizm yoktur, neoliberalizm yoktur. Türkiye'de hard Kapitalizm vardır yaşanan bu.
“Bu tablo tercihlerimizin sonucu”
Şimdi tatil dönemindeyiz, hemen itirazlar başlar, ‘işte milyonlarca insan tatile gidiyor vs.’ Bakın daha önce söyledim bunu, gitsin 8 milyon insan tatile gitsin. Bu ülkenin yüzde 10’nu bunlar. 8 milyon Yunanistan'ın nüfusundan fazla. Benim o 8 milyona bir lafım yok, onun parası var, imkânı var, gücü var, her şeyi var bunda bir sorun yok, biz kalan 77 milyonu ne yapacağız, ben bunu soruyorum. Bu tablo bizim siyasi tercihlerimizin sonucu, tercihlerimizi değişmek durumundayız, değişmediğimiz sürece bu hep böyle gider.”