Britanya Dışişleri Bakanı'na Chomsky ve Corbyn imzalı 'Leyla Güven' mektubu: Serbest bırakılmasını sağlamak için adım attığınızı görmek için sabırsızlanıyoruz

TIKLAYIN - Milletvekilliği düşürülen HDP'li Leyla Güven'e 22 yıl 3 ay hapis cezası

Leyla Güven,  “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” gerekçesiyle Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davada 22 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. 2 gün önce Diyarbakır'daki evinde gözaltına alınan Güven, tutuklandı. 

Güven’e 22 yıl 3 ay hapis cezası verilmesi ve ardından tutuklanmasına ilişkin aralarında dünyaca ünlü dilbilimci ve aktivist Noam Chomsky ve eski İşçi Partisi Lideri Jeremy Corbyn'in de bulunduğu bazı isimler, sendikacılar ve milletvekilleri, Britanya Dışişleri Bakanlığı’nın hareket geçmesi için bir mektup kaleme aldı. Mektupta, "Güven'in derhal serbest bırakılmasını sağlamak için adım attığınızı görmek için sabırsızlanıyoruz" denildi.

Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre; Britanya Dışişleri Bakanı Dominic Raab için yazılan mektup şöyle:
 
“Sayın Dışişleri Bakanı,
 
21 Aralık Pazartesi günü bir Türk mahkemesi tarafından 22 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven'in tutuklanmasından duyduğumuz büyük endişeyi dile getirmek için yazıyoruz. Özerkliği ve Kürt haklarını destekleyen bir Kürt örgütleri koalisyonu olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı, bir terör örgütünün yönetimi de dahil olmak üzere bir dizi suçla suçlandı.
 
DTK bir terör örgütü değildir. Türk hükümeti, örgütü ülke için yeni ve güncellenmiş bir Anayasa geliştirme amaçlı müzakerelere katılmaya davet ederek bir aşamada tanımıştı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 22 Aralık Salı günü ayrı bir duruşmada, DTK'nin yasal bir örgüt olduğunu belirterek, DTK tarafından düzenlenen faaliyetlere katılmanın terör örgütü üyeliğinin kanıtı olarak değerlendirilemeyeceğine hükmetti ve Güven'in derhal serbest bırakılması için çağrıda bulundu.

"Gerçekte ömür boyu hapis cezasıdır"

Bu, Kürt siyasetçi Güven'in Türkiye devleti tarafından ilk hedef alınışı da değil. Haziran ayında Güven'in milletvekilliği düşürüldü ve kısa bir süreliğine tutuklandı. 2018 yılında ise Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyindeki Afrin'i işgali ile ilgili yaptığı bir konuşma nedeniyle tutuklanmış ve kendisi hapishanedeyken HDP'den Hakkâri Milletvekili olarak seçilmişti. Güven'in 22 yıldan fazla bir hapis cezası ile cezalandırılması gerçekte ömür boyu hapis cezasıdır. Kararın onanması halinde, hayatını özgürlük, barış ve adalet davasına adamış olan Güven, tecavüzcüler, katiller ve İslamcı teröristlerden daha uzun bir süre cezaevinde kalacaktır.

"HDP ağır baskı altında"

Türkiye'de artık bağımsız bir yargıdan bahsedilemeyeceği herkesin malumu. 2017'de tartışmalı bir Anayasa referandumunun ardından tüm atamalar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılmakta. Ülkenin mahkeme salonları, Erdoğan'ın taleplerine göre siyasi kararlar almakla suçlanıyor. Türkiye'nin 3’üncü en büyük siyasi partisi olan HDP kuruluşundan bu yana ağır baskı altında. 2015 yılından bu yana 16 binden fazla HDP üyesi ve destekçisi tutuklandı. Bu 6 bin kişiden 200'ü seçilmiş yetkili ve 7 tanesi ise milletvekilidir.

Geçen yıl yapılan yerel seçimlerden bu yana demokratik olarak seçilmiş 50'den fazla HDP'li belediye başkanı görevden alındı ve yerlerine hükümet tarafından kayyumlar atandı. Son aylarda polis operasyonlarında yüzlerce HDP üyesi ve temsilcisi gözaltına alındı.

"Güven'in serbest bırakılmasını sağlamak için adım attığınızı görmek için sabırsızlanıyoruz"

Bu, ikinci dünya savaşının sona ermesinden bu yana yasal bir siyasi partiye yapılan en büyük saldırı ve HDP tarafından siyasi bir soykırım olarak nitelendirildi. Bir NATO müttefiki ve Avrupa Konseyi üyesi olan Türkiye ile ilişkilerinizi makamınızın gerektirdiği gibi kullanmanızı, Güven'in derhal serbest bırakılmasını sağlamak ve demokrasi üzerindeki devam eden baskılar konusundaki derin endişelerinizi dile getirmek için kullanmanızı tavsiye ediyoruz.

Türkiye'ye uluslararası hukuka ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi dahil kurumların kararlarına uyma yükümlülüğü hatırlatılmalıdır. İngiltere, temel hakların Türkiye tarafından desteklendiğinden emin olmalı ve bunu yapamazsa ne tür adımlar atacağını düşünmelidir. Bu acil konuya hızlı bir şekilde yanıt vermenizi ve Bayan Güven'in derhal serbest bırakılmasını sağlamak için adım attığınızı görmek için sabırsızlanıyoruz.”