Almanya'nın Bonn kentinde düzenlenen ve iki hafta sürecek olan BM İklim Değişikliği Konferansı'nın ilk günü geride kaldı. Etkinlik boyunca 195 ülkeden 25 bine yakın kişinin katılması beklenen konferansın ilk gününde, Dünya Meteoroloji Örgütü'nün açılış oturumunda açıkladığı rapor ön plana çıktı.
Raporda, 2017'nin kaydedilen en sıcak üç yıl arasında yer alacağı uyarısında bulunulurken; El Nino etkisinde geçen 2016'nın ise tarihin en sıcak yılı olarak kalmaya devam etmesinin beklendiği duyuruldu.
Dünya Meteoroloji Örgütü'nün aynı gün açıkladığı bir başka veri ise küresel sıcaklık artışına ilişkindi. Örgüt, küresel sıcaklık ortalamasının, sanayi devri öncesine kıyasla 1.1 derece arttığını belirtti.
Bonn'daki konferansa katılan hükümet temsilcileri, 2015'teki Paris İklim Anlaşması'nda koyulan hedeflere ulaşılması için izlenmesi gereken yol haritası üzerinde çalışıyor. Paris Anlaşması'nın en önemli maddesi ise küresel sıcaklık artışının sanayi devri öncesine kıyasla 2 derecenin altında tutulmasını öngörüyor. Ancak hem Dünya Meteoroloji Örgütü'nün hem de BM'nin açıkladığı raporlar, sera gazı salınımlarını azaltma sözü veren ülkelerin mevcut vaatlerini yerine getirmeleri hâlinde dahi 2 derece hedefinin çok uzağında kalınacağına işaret ediyor.
Fiji seçimiyle dünyaya mesaj
Dünyanın küresel ısınma bakımından karşı karşıya olduğu tablonun karanlıklığını ortaya koyan bu veriler ışığında başlayan etkinliğin bu yılki başkanı Fiji.
İklim değişikliği nedeniyle yükselen su seviyesi yüzünden tehdit altında olan takımada ülkesi Fiji'nin başkan olarak belirlenmesi ise dünyaya verilen bir mesaj olarak yorumlanıyor.
Bonn'daki Dünya Konferans Merkezi'nin girişindeki Fiji kanosuyla da "Hepimiz aynı gemideyiz" fikrine atıfta bulunuluyor.
Fiji Başbakanı Frank Bainimarama da açılış oturumunda yaptığı açıklamada, "Nerede yaşarsak yaşayalım, hepimiz savunmasızız ve harekete geçmeliyiz" dedi ve ekledi:
"Bu yüzden girişe de okyanusta giden bir Fiji kanosu koyduk. İnsanlığın karşı karşıya olduğu en büyük zorluğa göğüs germek için birlikte göstereceğimiz kararlılıkla bu kanonun yelkenlerini doldurmamız gerektiğini herkese hatırlatmak istedik."
Bonn "yabancı" değil
BM iklim konferansları genellikle, bu etkinliklere başkanlık eden ülkeler tarafından düzenleniyor. Ancak Fiji'nin maddi imkânsızlıkları ve altyapı yetersizlikleri, bu Pasifik ülkesinin 25 bin kişilik bir konferansa ev sahipliği yapmasına engel oldu. Fiji'nin imdadına ise "teknik ev sahibi" rolüne soyunan Almanya yetişti ve konferans BM İklim Değişikliği Sekreterliği'nin de bulunduğu Bonn kentine alındı.
Daha önce 2001 ve Almanya Başbakan Angela Merkel'in çevre bakanlığı yaptığı 1995 yıllarında da bu zirveye ev sahipliği yapan 330 bin nüfuslu Bonn, aylar süren çalışmalar neticesinde konferansa hazırlandı.
Almanya'nın 117 milyon Euro bütçe ayırdığı konferans, mümkün oldukça çevre dostu bir nitelikte düzenlenmeye çalışılıyor.
Sekiz futbol sahası büyüklüğünde bir çadır kent dahil geniş bir alana yayılan konferans merkezleri arasındaki ulaşım için elektrikli ya da hibrit otomobil ve otobüsler kullanılıyor. Konferansta, arzu ettiği noktaya giderken spor da yapmak isteyen katılımcılar unutulmamış. Organizasyon yönetimi, katılımcılara ücretsiz olarak 600 bisiklet de sunuyor. Ancak hem ilk günün acemiliği ve yol bilmezlikten hem de Bonn'da zaman zaman 4-5 dereceye kadar düşen hava sıcaklığının etkisinden, katılımcılar genellikle bu bisikletler yerine diğer araçları tercih etti.
Bonn'daki hava sıcaklıkları, önümüzdeki birkaç gün daha bu seviyelerde seyredecek. Ancak küresel ısınmayla ilgili tartışmalar, özellikle de konferansın ikinci haftasında üst düzey hükümet yetkililerinin katılımıyla hararetlenecek.
© Deutsche Welle Türkçe
Cengiz Özbek / Bonn