Son bir haftada 17 kişinin sahte içki nedeniyle yaşamını yitirmesinin ardından Türkiye'deki sahte içki sorunu yeniden gündeme geldi.
Sözcü'den Sibel Gülersöyler, son günlerde artan sahte içki ölümlerinin ardından "kaçak içki üretimindeki artışın nedenlerini, vücutta ne gibi zararlara sebep olduğunu" araştırdı.
Alkolün en pahalı olduğu 3. ülke: Türkiye
Son yıllarda vergilerin artışı, yakalanan yüklü miktardaki kaçak içkiler, etil alkole uygulanan yasaklar ve sık sık rast geldiğimiz sahte içki üretimi haberleri gündemi oldukça meşgul ediyor.
Eurostat verilerine göre, Türkiye Avrupa'da alkollü içkinin en pahalı olduğu 3’üncü ülke. Yüksek fiyatların nedeni ise vergiler. Bayi satış fiyatı 160 TL olan 70'lik rakıda, satış fiyatının 70,2'si vergilerden oluşuyor. Aynı ölçekteki rakının 2002 yılındaki fiyatı ise 8,25 liraydı.
Emniyet ise her yıl bir öncekinden daha fazla kaçak içkiyi ele geçiriyor
2014'te Emniyet tarafından, 27 bin 428 litre olan kaçak alkollü içki yakalanırken 2018'de bu rakam 1 milyon 48 bin 645 litre seviyesine kadar yükseldi. Bu dönemde resmi kayıtlara göre, 228 kişi “metil alkol zehirlenmesi” sonucu hayatını kaybetti.
Alkol zehirlenmesi belirtileri
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Taner Has, Sözcü'ye yaptığı açıklamada metil alkol zehirlenmesi yaşayan kişilerin karaciğer fonksiyonlarının yitirdiklerini aynı zamanda da körlük riski ile karşı karşıya kalabildiklerini söyledi. Has, “Normalde tüketilen alkol etil alkoldür. Sanayide kullanılan ve kolonyada da bulunan alkol ise metil alkoldür. Kişi, bunu tükettiği zaman karaciğerinde parçalanıyor ve tüm vücuda yayılıyor ve kullandığı dozda da etkileri değişiyor. Belirtileri arasında, körlük, görme bozuklukları yer alıyor. Kişinin karaciğer fonksiyonlarını bozuyor bu da ölüme sebebiyet verebiliyor" ifadelerini kullandı.
"Tek çözüm acilen hastaneye başvurmak"
Yeditepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Eczacılık Fakültesi Farmasotik Toksikoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Aydın, sayının artmasının ve ani yaşam kaybıyla sonuçlanmasının sebebinin, metil alkolün herhangi bir şekilde ayırt edilememesi olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Ahmet Aydın şunları söyledi:
"Sahte içki zehirlenmesindeki en önemli faktör, yapıldığı yerin hijyeni ve şartlarından ziyade kullanılan alkoldür. Alkollü içecekler etil alkolle hazırlanır. Ancak sahte içkilerin üretiminde kullanılan alkol ise genellikle metil alkoldür. Son derece zehirli, ölümcül bir maddedir. Alkolün etkisi ister etil, ister metil olsun bir sarhoşlukla başlar. Derecesine ve içilen içkinin miktarına göre, artan şekilde sarhoşluk devam eder.
Etil alkol içildiği zaman kişi sarhoşluk yaşar, geçer. Ancak, içerisinde metil alkol bulunan bir içki içildiği zaman, kişide yaptığı etki zehirlenmeye götürür. Bir kişi içki içmeye başladıktan bir süre sonra, sarhoşlukla beraber görme bulanıklığı yaşar. Normalde insanlar sarhoşken de bulanık görmeye başladığından, bu bulanıklığın, içindeki sahte içkinden mi yoksa alkolden mi kaynaklandığı ayırt edilemez. Dolayısıyla “ben içtiğimi anlarım” söylemi doğru değildir, böyle bir ihtimal yoktur. Asıl tehlike de buradadır. Fark edilebilme ihtimali olmadığından ve fark edildiği anda da iş işten geçmiş olacağından, son derece tehlikelidir."
"Kusmak çözüm değil"
Kişilerin, metil alkol zehirlenmesi yaşadıklarını anladıkları anda, derhal bir sağlık kuruluşuna gitmesini tavsiye eden Prof. Dr. Ahmet Aydın, “Bu durumu ilk fark ettiklerinde acilen bir sağlık kuruluşuna gitmeleri gerekir. Çünkü içki artık kana karışmış durumdadır. Alkolün mideden kana karışması çok hızlıdır. Bu yüzden kusmak bir çözüm olmaz. Kana karışan bir maddenin, kişinin kendi kendine yapacağı müdahaleyle vücuttan uzaklaşması söz konusu değildir” diye konuştu.
TIKLAYIN - İzmir'de sahte içkiden ölenlerin sayısı 10'a yükseldi