BirGün gazetesi yazarı Attila Aşut, Hürriyet gazetesinde 9 yıl boyunca ombudsmanlık yazılarını kaleme alan, işten çıkarılmasının ardından sitesinden gazetelerin ve haber sitelerinin hazırladığı haberleri medya etiği açısından değerlendiren Faruk Bildirici'nin 'medya ombudsmanlığını kurumsallaştırma' çalışmasına ilişkin olarak, "Şimdiye değin bireysel düzlemde yürütülen 'Okur Temsilciliği' çalışmaları, Faruk Bildirici'nin girişimiyle kurumsal bir yapıya kavuşmuş olacak" yorumunu yaptı.
Aşut yazısında, "Hürriyet gazetesinde başladığı “Medya Ombudsmanlığı” görevini daha sonra sanal ortamda başarıyla sürdüren değerli meslektaşımız Faruk Bildirici, bu çalışmasını geçen hafta yeni bir aşamaya taşıdı. Şimdiye değin bireysel düzlemde yürütülen “Okur Temsilciliği” çalışmaları, bu girişimle kurumsal bir yapıya kavuşmuş olacak. Faruk Bildirici, artık BirGün’ün de aralarında yer aldığı ve yeni katılımlarla genişleyecek basın yayın organları için üstleniyor bu görevi. Kendisiyle “Medya Ombudsmanlığı” sözleşmesi imzalayan her yayın kuruluşu bu hizmetten yararlanabilecek. Faruk Bildirici, hakemliğini kabul eden yayın organlarını etik açıdan denetlerken bu kurumların okurlarıyla ilişkilerini de düzenlemeye çalışacak. Böylece gazete, televizyon ve haber sitelerinin “medya etiği” ilkeleri doğrultusunda yayın yapmaları sağlanmış olacak..." düşüncesini dile getirdi.
Aşut şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye’nin ilk “Medya Ombudsmanlığı” sözleşmesi sayılabilecek “Basın Ahlak Yasası” ve buna bağlı “Basın Şeref Divanı”, 1960 yılında Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi öncülüğünde yaşama geçirilmişti. İsveç Basın Konseyi örnek alınarak oluşturulan ve uzunca bir süre basında özdenetim görevi yapan “Basın Şeref Divanı”, sonraki yıllarda medyanın nitelik değiştirmesiyle işlevini yitirip sönümlendi. Bu boşluktan yararlanan siyasal iktidar, medyayı denetlemek için tümüyle kendisine bağlı bir kurum olarak RTÜK’ü oluşturdu.
Faruk Bildirici’nin yeni girişimi, “Basın Şeref Divanı”ndan kimi farklılıklar taşısa da sonuç olarak “Medya Ombudsmanlığı” da basın ahlak kurallarının yayın alanında sağlıklı işleyişini amaçlıyor.
Bu önemli girişim keşke tez zamanda finans ve kadro sorununu çözerek kalıcı bir yapıya dönüşse de özlemini çektiğimiz bağımsız/ yansız gerçek bir basın denetim kurumuna kavuşsak!
İşte o zaman RTÜK denen iktidar sopası Medya Komiserliği’nin ülkemiz için ne denli gereksiz, hatta sakıncalı bir kurum olduğu daha iyi anlaşılacaktır."
Ne olmuştu?
Hürriyet gazetesinde 9 yıl boyunca ombudsmanlık yazılarını kaleme alan, işten çıkarılmasının ardından sitesinden gazetelerin ve haber sitelerinin hazırladığı haberleri medya etiği açısından değerlendiren Faruk Bildirici, “medya ombudsmanlığı” modelinin yaratılması için gazeteci ve medya kuruşlarına çağrı yaptı. Bildirici, "Medya sahipleri ve editoryal yöneticileri, adı geçen gazetelerin hiçbirinde ombudsmanların tam anlamıyla 'editoryal bağımsızlığa' kavuşmasına izin vermediler. Artık bu aşamada medya kuruluşları ile anlaşarak, bu kuruluşlar tarafından tanınan, kararları ve okur/izleyici ile yaşanan sorunlarda hakemlik rolü kabullenilen bir özdenetim mekanizması haline dönüşmeyi amaçlıyorum. Kabul eden medya kuruluşlarına dışardan ve bağımsız olarak ombudsmanlık yapacağım." demişti.
Faruk Bildirici kimdir?
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni bitirdi. Gazeteciliğe, Haziran 1980’de Cumhuriyet’te başladı. 12 Eylül askeri döneminde sıkıyönetim ve eğitim muhabirliği, 1983 seçimlerinden sonra da Başbakanlık, ANAP ve parlamento muhabirliği yaptı. Bir süre haber müdürlüğü görevinde bulunduğu Cumhuriyet’ten, Nisan 1992’de ayrıldı.
Sabah Gazetesi’nde beş ay süren parlamento muhabirliğinden sonra Ekim 1992’de Hürriyet’e geçti. Yaklaşık beş yıl Hürriyet Ankara Büro Şefi olarak görev yaptı. Bu dönemde yazı dizileri hazırladı; portre yazıları kaleme aldı. Araştırma kitapları yayınladı.
Bir süre yine Hürriyet’te araştırmacı-yazar olarak çalıştıktan sonra Mart 2002’de Ankara Temsilci Yardımcılığı’na getirildi. 2002-2003 yıllarında Tempo dergisinde “Kırlangıç Yuvası” köşesinde yazdı. 31 Ağustos 2004- 14 Mart 2005 tarihleri arasında “Anlatsam Roman Olur” başlığıyla Hürriyet gazetesinde gerçek yaşam öyküleri kaleme aldı. Bu dizide kaleme alınan öykülerden hareketle hazırlanan aynı adlı televizyon programı Kanal D’de yayınlandı.
TV8’de “Çuvaldız” (1999-2001), Cine-5’te “Üç artı Bir”, Tv 8’de “Nerede kalmıştı?” (2009) adlı programlar yaptı. Hürriyet Pazar’da “Puzzle portreler” başlığıyla yayınlanan portre söyleşileri hazırladı. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nda, üç dönem "Araştırmacı gazetecilik" dersleri verdi. Konuk öğretim görevlisi olarak Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde de iki dönem (2014-2015) "Parlamento muhabirliği" dersine girdi. Başkent Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde de üç dönemdir “Medyanın güncel sorunları” dersi veriyor.
19 Nisan 2010 tarihinden itibaren de yaklaşık dokuz yıl Hürriyet’in Okur Temsilciliği (Ombudsman) görevini yürüttü.
TIKLAYIN | T24: Faruk Bildirici’nin ‘Medya Ombudsmanlığı’nı tanıyoruz