Bilim / Teknoloji

Bilim ve sanat, senfonik konserde aynı sahnede buluşacak

Bilkent Senfoni Orkestrası'nın Dünya Uzay Haftası kapsamında düzenleyeceği "Gezegenler" isimli konserde, NASA'dan Türkiye'ye gelen astrofizikçi Dr. Umut Yıldız'ın anlatımları yer alacak

04 Ekim 2024 11:40

T24 Kültür Sanat

Bilkent Senfoni Orkestrası'nca Dünya Uzay Haftası kapsamında NASA'dan Türkiye'ye gelen astrofizikçi Dr. Umut Yıldız'ın uzay anlatımları eşliğinde düzenlenecek "Gezegenler" isimli konserde, bilim ve sanat aynı sahnede buluşturulacak.

İngiliz besteci Gustav Holst'un, Dünya'dan görülen Güneş Sistemi'nin bilinen tüm gezegenlerini ve Jüpiter ve Mars da dahil olmak üzere ilgili astrolojik karakterlerini temsil ettiği "The Planets" isimli eseri, Dünya Uzay Haftası kapsamında şef Romain Dumas yönetiminde ve astrofizikçi Dr. Umut Yıldız anlatımıyla icra edilecek. Konserde, NASA'nın uzay görüntüleri de ekranlardan seyircilere yansıtılacak.

Konser, yarın Bilkent Odeon'da saat 20.00'de başlayacak.

"1 yıldır üzerinde titizlikle çalışıyoruz"

Umut Yıldız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk halkının uzaya son dönemdeki ilgisinin çok iyi bir boyuta ulaştığına işaret ederek, "Dünya Uzay Haftası dolayısıyla yeni bir projeye imza atıyoruz. Bilkent Senfoni Orkestrası ile ortak yaptığımız ve dünya genelinde ilk olacak projemizde uzaydan esinlenerek bilim ve sanatı buluşturacağımız yenilikçi bir gösteri sanatı icra edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

Bilkent Senfoni Orkestrası Kurumsal İletişim Sorumlusu Özlem Seçkin ise "Gezegenler" eserinin özel bir içerikle Türkiye'de ilk kez sahnede izleyicilerle buluşmasına az bir süre kala heyecanlı olduklarını dile getirdi.

Bilkent Senfoni Orkestrası Müzik Direktörü Nusret İspir önderliğinde bir yıla yakın bir zamandır bu proje üzerinde titizlikle çalıştıklarını belirten Seçkin, Dünya Uzay haftası kapsamında Bilkent Üniversitesi ve Bilkent Senfoni Orkestrası olarak bilimle sanatı böyle özel bir projede birleştirmekten mutluluk duyduklarını sözlerine ekledi. (AA)


 

'Gecenin Kıyısı'nda taraf tutmanın anlamsızlığı üzerine bir hikâye