Dahiler sadece kendi dönemlerine mi özgüydü? Nature dergisinde yayımlanan bir makale ‘modern bilimin çoktandır sahip olunan bilgilerin üzerinde inşa edildiği ve bildiğini düşündüğümüz kavramların yeterince sorgulanmadığı’ düşüncesini öne attı.
Nikola Kopernik, Charles Darwin, Albert Einstein gibi isimler doğru sanılan düşünceleri altüst etmeseydi bugün nasıl bir noktada olurduk? Peki bugünden sonra doğru sanılan ve fark edilmemiş binlerce yanlışı yıkacak isimler çıkmazsa ne yapacağız?
ABD’nin California-Davis Üniversitesi’nde psikololji profesörü olan ve dahilerin hayatını araştırmak için yıllarını harcayan Keith Simonton, ‘dahilerin dünyanın yüzünden silinmeye yüz tuttuğunu’ öne sürdü.
Popular Science’ın haberine göre, psikolog ve genetik bilimciler bir süredir moden toplumun ‘zeki’ insanların sayısında büyük bir sıkıntı çekmekte. Bu durumun nedeni olarak, genetik mutasyonlar, eğitim yetersizliği ve politika gibi faktörler gösteriliyor. Simonton bu habere karşıllık kaleme aldığı yazısında ortalamanın çok üstünde zeki insanları ele alıyor.
‘Bilimsel yaratıcılığı en üst düzeyde olan’insanlara değinen Simonton, bu insanların ‘zaten bilinen şeylerin üzerine ekleme yapanlar değil, tersine Rönesans döneminde yaşamış olanlar gibi, fikirleri ile dünya anlayışımızı tamamen değiştirebilecek kişiler’ olarak tanımladı.
Benzeri olmayan bilim insanları
Simonton, araştırmasında Albert Einstein (1879-1955), Nikola Kopernik (1473-1543), Charles Darwin1809-1882, Galileo Galilei (1564–1642), Isaac Newton (1642–1727) ve Marie Curie’nin (1867–1934), bulundukları alanı tamamen değiştirdiğini veya yeni bilimsel alanlar yarattıklarını belirtti. Simonton, bilim dünyasında bu tür gelişmelerin artık yaşanmadığını söyledi.
ABD’li profesör, “Ne zaman birisi ders kitaplarını tamamen baştan yazmak zorunda bıraktı? Veya bir çizikten tamamen yeni bir alanı ortaya çıkardı? DNA’nın keşfinden bu yana aklınıza kimse geliyor mu?” ifadesini kullandı. Simonton, ünlü İngiliz fizikçi Stephen Hawking için, “yaptığım tanıma göre Hawking’in dahi olduğunu zannetmiyorum. O sadece oldukça yetenekli bir bilim insanı” dedi.
Simonton günümüzde insanların aptallaşmadığını ya da bilim insanlarının eskiye kıyasla da az zeki olmadıklarını belirtti. Ona göre sorun, bilim insanlarının örneğin Kopernik’e kıyasla çok daha fazla ham bilgiye sahip olması. Bunun nedeni alanlarında çok fazla tecrübe ve bilgiye sahip olmaları. Bu da üretkenliği olumsuz etkiliyen bir faktör olarak beliriyor.
Simonton, “Bir zamanlar büyük bir bilim insanı olmak için üniversiteye gitmeniz gerekmezdi. Yüksek okul çıktığında üniversite, üniversite olduğunda doktora gerekmezdi... Gereken eğitimi uzattıkça, uzmanlık alanı o kadar daralıyor. ‘Her şeyi bileceğim’ düşüncesi, gerçekten bilgili olmanın giderek önüne geçiyor” ifadesini kullandı.
Dünya’nın Güneş’in etrafında dönmesi, madde ve enerji arasındaki ilişki, yaşamın yapı taşları gibi keşiflerin artık yapılmadığını belirten Simonton, “Nasıl Olimpiyat sporcuları saliselerle rekor kırmaya çalışıyorsa, bilim insanları da bilinen bir şeye ekleme yapmaklar uğraşıyor” dedi.
İki bilimin bir araya gelmesi gibi büyük adımlar atılması gerektiğini ifade eden Simonton, 20’nci yüzyılda ‘astrobiyoloji, astrofizik, biyokimya ve benzeri alanların doğduğunu, yeni bir bilim keşfedilmesi halinde bir veya birden fazla bilim alanında devrim yaratabileceğini” belirtti.
Cevap bekleyen sorular
Makalesinde birçok bilim alanında çözümlenmemiş krizler bulunduğunu vurgulayan Simonton, örnek olarak hayatın başlangıcı sorunsalını gösterdi:
“Kendilerini kopyalayabilen hücreleri oluşturan proteinleri meydana getiren amino asit zincirlerini ne tetikledi? Fizikte ise yerçekimini doğanın üç diğer kuvvetiyle bir araya getiremek en büyük sorunlardan biri.”
Simonton, “Belki de doğanın güçlerini bir araya getirmenin yolu, fiziği baştan inşa etmektir” dedi. ABD’li araştırmacı, düşüncelerinin doğru olmaktan uzak olduğunu ümit ederken, “Sadece yeni bir bilimsel dahi beni yanıltabilir” dedi.
(ntvmsnbc)