Film yapımcıları, dağıtımcıları, yatırımcıları, sinema salonu sahipleri ve festival yöneticilerini bir araya getiren Avrupa Film Pazarı’na (European Film Markt-EFM) bu yıl 73 ülkeden yaklaşık 9 bin ziyaretçi katıldı. Martin-Gropius Binası ile Marriott Hotel’de kurulan standlarda ise 540 civarında firma ve kuruluş, film ve televizyon dizilerini tanıttı. Yaklaşık 800 filmin gösterimi yapıldı.
Avrupa Film Pazarı Direktörü Matthjis Wouter Knol “burada filmler sinema, televizyon veya online platformlarda gösterilmek üzere satın alınıyor” diyor. Knol, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “pazarda finansal olarak desteklenebilecek yeni projelerin, fikirlerin, senaryoların tanıtılmasının da önemli” olduğunu söyledi.
Avrupa Film Pazarı’nın farklı bölümleri
Avrupa Film Pazarı’nda filmlerin tanıtılarak, alınıp, satılmasına ve yeni işbirliklerinin doğmasına yardımcı olmak için farklı bölümler bulunuyor. Bu bölümler, sektörün farklı alanlarına odaklanıyor. Direktör Matthjis Wouter Knol, son iki yıldır “Televizyon Dizileri Günleri” (Drama Series Days) düzenlediklerini söylüyor: “Film sektöründe televizyon dizilerinin yapımcılığını üstlenmek hatta bu dizilere yatırım yapmak isteyen insanlar bulunuyor. Çünkü artık daha kaliteli televizyon dizileri üretiliyor ve insanlar da bunları severek izliyor. Burada bir piyasa mevcut.” Böylelikle, ilgililer sadece televizyon dizilerine odaklanıyor. Geçen yıl hayata geçirilen bir diğer bölüm olan “Yapımcılar Ağı” (EFM Producers Hub) ise yapımcıların, yatırımcı ve filmleri satın alacak kişilerle biraraya gelmesini hedefliyor.
Bunun yanı sıra sektördeki yenilikleri tanıtan “EFM Startups,” Amerikan bağımsız filmlerinin tanıtıldığı “American Independents,” sinema sektöründeki gençlere destek olmayı ve onlara yön göstermeyi hedefleyen “Genç Yetenekler Pazarı” (Berlinale Talents Market Hub), sadece belgesel filmlerle ilgilenenlere yönelik “Belgesellerle Buluşma” (Meet the Docs) gibi bölümler bulunuyor.
Türkiye’nin tanıtımı
Avrupa Film Pazarı’na katılan sektörün temsilcileri, standları gezerek farklı ülkelerin sinemaları hakkında bilgi alma şansına da sahip. Bu yıl Türk sineması Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği kurulan bir standta tanıtıldı. Türk standının yöneticisi ve Ankara Sinema Derneği Başkanı Ahmet Boyacıoğlu “yoğun ilgiyle” karşılaştıklarını söylüyor. DW Türkçe’ye açıklamalarda bulunan Boyacıoğlu, “Türkiye’de film çekmek isteyen, Türkiye’den ortak yapımcı arayan, Türkiye’deki film çekimlerinde yardımcı şirket arayan kişilere, Türkiye hakkında bilgi almak isteyen festival yöneticilerine, sinema yazarlarına ya da çeşitli kuruluşların temsilcilerine bilgiler verdiklerini” anlattı. Uzun metrajlı konulu filmler ile kısa ve belgesel filmleri tanıtan iki katalog hazırlandığını belirten Boyacıoğlu, bilgi isteyenlere bu katalogların yanı sıra bazı filmlerin DVD’lerini verdiklerini söyledi.
Boyacıoğlu, bunların yanı sıra Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ilk kez pazarda 10 filmin tanıtımını yaptığını vurguladı. Berlin Film Festivali kapsamında gösterilen Ahu Öztürk’ün “Toz Bezi,” Ümit Köreken’in “Mavi Bisiklet,” Barış Kaya ve Soner Caner’in “Rauf,” Mete Gümürhan’ın “Genç Pehlivanlar” adlı filmlerinin yanı sıra altı film daha görücüye çıktı. Bu filmler ise Tolga Karaçelik’in “Sarmaşık,” Zeki Demirkubuz’un “Bulantı,” Mitsutoshi Tanaka’nın “Ertuğrul 1890,” Mustafa Kara’nın “Kalandar Soğuğu,” Çağan Irmak’ın “Nadide Hayat” ve Can Evronol’un “Baskın”ı. Aralarında “Kötü Kedi Şerafettin” gibi filmler ise yapımcıların kendi çabalarıyla gösterildi.
Almanya ile işbirliği
“Burada filmlerin satılmak için gösterildiğini” hatırlatan Avrupa Film Pazarı Direktörü Knol, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Türk filmlerinin de Alman televizyon kanallarına satılma potansiyeli var. Almanya’daki sinemalarda gösterilebilecek filmler de mevcut. Bu tabii ki otomatik olarak gerçekleşmiyor. Türk yönetmenlerin çektiği filmlerin, köşedeki sinemada gösterilebilmesi için Alman bir dağıtımcı bulunması gerekiyor. Bu dağıtımcı nasıl bulunur?” Avrupa Film Pazarı, Türk yapımcılara Almanya’da dağıtımcı bulma olanağı sağlayan seçenekler arasında bulunuyor. “Türkiye ile Almanya arasında sinema düzeyinde de sıkı ilişkilerin olduğunu biliyoruz” diyen Knol, “bir hareketlilik var, ama bu hareketlilik artabilir. Avrupa Film Pazarı olarak bu hareketliliği desteklemek ve buna yön vermek istiyoruz. Bu nedenle de burada temsil edilen Türk film endüstrisi ile ilişkiler ve işbirliği bizim için önem taşıyor” şeklinde konuştu. Hatta Türk dizilerinin de bir pazar oluşturduğuna işaret eden Knol, önümüzdeki yıllarda belki Avrupa Film Pazarı çerçevesinde Türk dizilerinin de tanıtabileceğini dile getirdi.