Yılmaz Güney’in Duvar filminde figüranlık yapan, 11 yaşında bitkisel hayata giren ve 17 yıl sonra ölümüne izin verilen Berivan’ın külleri İzmir’in Urla ilçesinde Ege Denizi’ne serpildi. Kızı Berivan için 17 yıl boyunca mücadele eden anne Meral Tüzün, "Kızımın huzur içinde ölmesini isterdim ama son nefesinde bile acı çekti" dedi.
Fransa’da bitkisel hayattaki kızının Leonetti Yasası çerçevesinde son yolculuğuna refakat eden Meral Tüzün, kızının hazin öyküsünü Hürriyet’e anlattı. 11 yaşında kızamık virüsünün beynine nüfuz etmesi sonucu bitkisel hayata giren kızına 17 yıl boyunca bakan Tüzün, "Berivan, düşündüğüm gibi huzur içinde ölmedi. İlaç gözlerinin etrafını morarttı, son nefesini vermeden ilaç onu boğmuş gibi oldu. Ben sonucun böyle olacağını düşünmemiştim" dedi.
Türkiye’de öğretmenlik yapan Meral Tüzün, 1980 darbesinden sonra eşi ve üç yaşındaki kızı Berivan ile Fransa’ya yerleşti. Berivan, 11 yaşındayken kızamık geçirdi. Bu sırada virüsün beynine sızması sonucu bitkisel hayata girdi. Tüzün, kızının gözleri önünde çektiği acıya tanık olurken 2005’te Fransa’da, "Çaresiz hastaların, ağrılarının dindirilmesi için verilen ilaçlar dışında tedavilerinin son verilmesine imkán sağlayan" Leonetti Yasası çıktı.
Tüzün, "Mayıs 2005’te değişik hastanelerin servis şefleri, doktor ve profesörlerden oluşan 20-30 kişilik ekibin aldığı karar sonucunda ’Ölüme doğru giden yolda hastaya eşlik etme’ manasına gelen ’Soin Palliatifs’i evimizde yapma kararı aldılar, böylece biricik kızımın ölümüne evde refakat etmiş oldum" dedi. Tüzün daha sonra bu acılı deneyimini, "Son Bir Sevgi Kanıtı: Kızım İçin Verdiğim Mücadele" isimli kitapta anlattı.
Tüzün, ölüm yolculuğunun nasıl başladığını şöyle anlattı: "Etik ekibi ile birlikte Berivan’ı ölüme hazırlamak için eve gelen doktor, midesinden beslendiği sonda ile verilen sıvı gıda ile suyunu keseceğini, acılarının dinmesi için de ilaç vereceğini belirtti. "Ben uyku ilacı ile uyutalım sakin bir şekilde uykuda gitsin, gözleri açık kalırsa ben rahatsız olurum" dedim. Doktor Leonetti Yasası’nın öngördüğü gibi, 10 Nisan 2007 günü Berivan’a sonda ile verilen gıda ve suyu kesti, bağladığı makineye başkası müdahale etmesin diye kodlar girerek ağrı kesici ve uyku ilacını verdi".
Kötü bir ölüm
13 Nisan’da Berivan’ın huzursuz bir uykuya daldığını anlatan anne Tüzün, "Düşündüğüm gibi huzur içinde gitmedi, ilaç gözlerinin etrafını morarttı, sanki son nefesini vermeden ilaç onu boğmuş gibi oldu. Doktorlar böyle olacağını anlatmamışlardı. Ben de böyle dramatik bir son beklemediğim için o anda bu olayın üstünü örtmeyeceğim diyerek Leonetti Yasası’nın çok kötü bir şey olduğunu anlatan bir kitap yazmaya karar verdim. Hastanın aç ve susuz susuz ölmeye bırakılması çok kötü bir şey, ben bunu yaşadım. İnsanlar buna benzer şeyler yaşamasınlar diye bu kitabı yazdım".
Kızının cenazesini Paris’te krematoryuma götürerek yaktıktan sonra küllerini İzmir’den Ege denizine serpiştirdiklerini belirten Pınar Tüzün, "Böylece Berivanı’mın ruhu deniz yoluyla tüm dünyaya açıldı" dedi.
'Duvar' filminin küçük figüranı
Max Malo yayınevi tarafından 5 Şubat günü satışa çıkarılan ve en çok satan 100 kitap arasında yer alan kitapta Meral Tüzün, Ankara’da yüksek öğrenim sırasında tanıştığı Erim isimli arkadaşıyla evlendiğini ve 13 Ocak 1979 yılında ’Berivan’ adını verdikleri kızlarının doğduğunu anlatıyor ve kızının Yılmaz Güney’in ’Duvar’ filminde rol aldığını ifade ediyor:
"Yılmaz Güney’le ailece görüşürdük, Duvar filminde Berivan’ı figüran olarak oynattı. O zaman dört yaşlarındaydı. Hapishaneye parmaklıklar arkasındaki babasını ziyarete giden küçük kız rolünü canlandırdı. Fakat sahne çekilirken ağlaması gerekiyordu. Yılmaz Güney onu elinden tutarak film setine götüren eşimi döver gibi yapınca ağlamağa başlamış, rol iyi olmuş ama sonra Yılmaz’ın üzerine yürüyüp, ’Ben senden korkmuyorum, babamı niye dövüyorsun’ diye vurmaya başlamış. Filmin Paris metrolarına yapıştırılan tanıtım afişlerinde de Berivan’ın fotoğrafı altta bir kare içinde yer almıştı."