T24 Haber Merkezi
Anayasa Mahkemesi'nin ifade özgürlüğü ihlali kararı sonrasında, İstanbul Anadolu 7. Sulh Ceza Hakimliği, 12 Şubat 2020 tarihinde aldığı "Berat Albayrak'ın Kanal İstanbul güzergâhında arazi alması" konulu haberlere yönelik erişim engeli kararını kaldırdı.
Dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın, Kanal İstanbul güzergâhında arazi aldığı hakkındaki haberler, İstanbul Anadolu 7. Sulh Ceza Hakimliğinin 12 Şubat 2020 tarihli ve 2020/1032 sayılı kararıyla erişime engellenmişti. Engelliweb'in bildirdiğine göre; Anayasa Mahkemesi’nin ifade özgürlüğü ihlali kararının ardından, İstanbul Anadolu 7. Sulh Ceza Hakimliğinin 23 Ekim 2024 tarihli ve 2024/9689 sayılı kararıyla, 12 Şubat 2020’de erişime engellenen haberlerin erişim engeli kaldırıldı.
Ne olmuştu?Kanal İstanbul, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından 2011 yılındaki genel seçimler öncesinde kamuoyuna duyurulmuştu. Cumhuriyet’in haberine göre; Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın damadı, eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın, Kanal İstanbul güzergahında 12 dönüm arazi aldığı ortaya çıkmıştı. Habere göre; tarım arazisi statüsündeki söz konusu arsa, Kanal İstanbul projesinde yapılması planlanan ‘Yenişehir’ adlı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 1/100 binlik çevre düzeni planına eklediği bölgede ‘konut alanı’ olarak görünüyordu. "Yabancıya gitmesin diye aldım"Haberin ardından Berat Albayrak'ın avukatının yaptığı açıklamada şu ifadeler kullanılmıştı: “Bakan Albayrak’ın babası Sadık Albayrak tarafından 2003 yılında alınan köy tapulu arsada 1 adet prefabrik ev yer almaktadır. Söz konusu arsanın bitişiğindeki bir diğer arsa da 2012 yılında sahibi tarafından satışa çıkartıldığında, yabancı almasın düşüncesiyle imkanı olan her vatandaşın yapabileceği sıradan bir satın almayla sayın Berat Albayrak tarafından satın alınmıştır. Bu arsa üzerinde hiçbir inşaat olmadığı gibi arsanın niteliğini değiştirecek hiçbir girişimde de bulunulmamıştır. Bitişik arsa sayın bakanın babasının olduğu için arsa fiilen tevhid ile 2003 yılında alınan ve ranta dönük hiçbir hesap olmadan kullanılan arsa ile birleşmiş, arazi üzerindeki prefabrik yapı ve köy evi muhafaza edilmiştir. Evrensel gazetecilik değerlerinden nasibini almayan, somut vakayı sadece algıyla müvekkil aleyhine kamuoyu oluşturmak amacıyla kullanan ön yargılı muhabire, bakanlıktan yetkili bir kişi tarafından olayın gerçeği ve süreç anlatılmasına rağmen gerçekler bilinçli olarak bağlamından kopartılmış ve sözde haber art niyetli olarak kamuoyuna ‘Nasılsa alıcısı var’ mantığıyla servis edilmiştir.”
|