Yaşam
BELEDİYE MECLİSİNDE NAZIM HİKMET TARTIŞMASI ANKARA (A.A)
16 Nisan 2011 13:48
-BELEDİYE MECLİSİNDE NAZIM HİKMET TARTIŞMASI ANKARA (A.A) - 16.04.2011 - Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi toplantısında, CHP grubunun ünlü şair Nazım Hikmet Ran'ın adının bir caddeye verilmesi yönündeki önergesi, tartışmaya neden oldu. Belediye Meclisinin Nisan ayı toplantısı, Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in başkanlığında yapıldı. EGO Genel Müdürlüğünün borç ve alacaklarının yapılandırılması, Büyükşehir Belediyesi, ASKİ ve EGO genel müdürlüklerinin 2010 yılı faaliyet raporlarının görüşüldüğü toplantıda, CHP Grup Başkanvekili Fazıl Güleken'in, Nazım Hikmet'in adının Ankara'da bir caddeye verilmesine ilişkin önergesi de görüşüldü. Gökçek, Çankaya'da zaten ''Şair Nazım'' adını taşıyan bir sokak bulunduğunu, sokağın adının ''Şair Nazım Hikmet'' olarak değiştirilebileceğini kaydetti. Önergenin yeni haline itiraz eden CHP grubu, ünlü şairin adının sokağa değil, bir caddeye verilmesinin daha uygun olacağını söyledi. Görüşmeler sırasında söz alan Büyükşehir Belediye Meclisi İsimlendirme Komisyonu Başkanı Ahmet Tunç, Şubat 1994'de Çankaya Belediyesinin, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin onayıyla Çankaya'da bir sokağa ''Şair Nazım'' adını verdiğini anımsatarak, şunları kaydetti: ''Tarih çok enteresan. CHP iktidarda, Büyükşehir ve Çankaya belediyeleri CHP'de. O dönemde 'Şair Nazım' olarak koyan CHP, bugün 'Hikmet'inin konulmasını bizden istiyor. Hikmetinden sual olunmaz, şimdi eksikliği tamamlamak bize düşüyor. Hem hükümettesiniz hem belediye sizde. Neden 'Hikmet'ini de koymadınız? Elimde bir gazete kupürü var. 12 Temmuz 1951 tarihli Cumhuriyet gazetesi. Gazetede Hikmet ile ilgili hoş olmayan ifadeler var. Hikmet'in Moskova'da çektirdiği bir fotoğrafını basan gazete, Hikmet için 'Bu fotoğrafı sütunlarımıza geçirirken, şair Eşref'in tavsiyesi aklımıza geliyor; resmini teksir ettirip dağıt ki millet doya doya yüzüne tükürsün' yazmış. 1951'de yine CHP iktidardı. Demek ki ülkemizde demokrasi, insan hakları ve özgürlüklerine ilişkin bayağı bir mesafe kat edilmiş ki bu karar da bize düşüyor.'' Konuşma sırasında bazı CHP grubu üyeleri, Nazım Hikmet'in uluslararası bir şair olduğunu, onun polemik konusu yapılmasından rahatsızlıklarını dile getirerek, Tunç'a, 1951'de CHP'nin değil, Demokrat Partinin (DP) iktidarda olduğu, Cumhuriyet gazetesinin de o tarihte DP'yi desteklediğini belirtti. -''ŞİMDİ CADDE KADAR MI OLDU?'' Salonda tartışmaların yaşanması üzerine Gökçek, önergede ısrar edilmesi durumunda, Nazım Hikmet'in ''tasvip etmediği'' bir şiirini internetten buldurarak, okuyacağını dile getirerek, ''İnanıyorum ki siz de bizimle birlikte daha değişik düşünürsünüz. Bu kadar söylüyorum. Israr ederseniz, gider o şiiri getirtir okurum. Yalnız getirttiğim zaman bir daha Nazım Hikmet diyemezsiniz. haberiniz olsun'' dedi. Gökçek, bir meclis üyesinin internetten bulduğu ve Hikmet'in 1920 yılında yazdığı bir şiiri okudu. Şiirde Nazım Hikmet'in Atatürk'e hakaret ettiğini öne süren Gökçek, ''Ne diyorsunuz bu şiire? Ben hiçbir yorum yapmıyorum. Nazım Hikmet'in şiiri bu. Mustafa Kemal'e hakaret eden birini savunuyor, tasvip ediyor musunuz? Nazım, Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret eden bir şair. O bakımdan adının verilmesi benim ağırıma gidiyor arkadaş ama buna rağmen önerge oylanırken, çekimser kalacağım. Sizin iktidarınızda değeri sokak kadarmış, şimdi cadde kadar mı oldu?'' diye konuştu. CHP grubunun bazı üyeleri de Nazım Hikmet'in adının bir caddeye verilmesi önergesine çekimser kaldı. -SEĞMEN KIYAFETLİ ANKARA KEDİSİ ''MİSKET''- Bu arada, 24 Nisan-1 Mayısta Ankara Büyükşehir Belediyesinin ev sahipliğinde gerçekleştirilecek ''Dünya Çocuk Oyunları''nın ''seğmen kıyafeti giymiş Ankara kedisi'' şeklindeki maskotu ''Misket'' de mecliste tartışmaya neden oldu. Seğmen kıyafeti giydirilmiş Ankara kedisinin Ankara'nın maskotu olmasına ilişkin maddenin görüşülmesi sırasında, CHP'li meclis üyesi Mehmet Yula, ''Seğmen kıoyafeti, Ankara'ya mal olmuş bir kıyafet. Bunu bir kediye nasıl giydiririz? Ankara seğmeninin kıyafeti bir üniformadır, bir hal kültürünü içermektedir. Üniformayı, bir kediyle, bir hayvanla bütünleştiremeyiz. Ankara seğmeninin kıyafetinin kediye giydirilmesi doğru değil'' dedi. CHP'li İsa Hayırlı da ''Seğmenler, Atatürk'ün Ankara'ya gelişiyle sembolize edilmiştir. Bunların evlerde fare yakalamakla meşhur olan kediyle sembolize edilmesiyle, küçültülmesi çok yanlış. Eğer giydireceksek ilkokul öğrencilerine giydirelim seğmen kıyafetini'' dedi. MHP'li bir üye ise ''Misket''in Ankara'nın maskotu olmasına, ''Misket bir kız ismidir. Kadınlara seğmen kıyafeti giydirmek mümkün değil. Seğmeni kediye giydirmek Ankaralıları yaralar'' sözleriyle karşı çıktı. Gökçek ise Karadeniz Oyunları'nın simgesinin hamsi olduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti: ''Hamsiye Karadenizlilerin kıyafetini giydirdiler. Bu şimdi kıyafetin başka tarafa çekilmesi mi oldu. Moskova'nın simgesi ayı. Bizim Ankara dendiği zaman akla gelen keçi, kedi ve tavşan... Biz Ankara kedisini kendimize zaten logo yaptık. Üzerine giydirdiğimiz kıyafet ne? Ankara'nın seğmen kıyafeti. Bütün dünyanın kedinin üzerinde bu kıyafeti sempatik olarak görmesinden daha güzel bir şey olabilir mi? Böyle bir felsefe olabilir mi? Konuşmaların ardından ''Misket''in Ankara'nın maskotu olması, oy çokluğuyla kabul edildi.