Sağlık

Bebekler niye ağlıyor?

Araştırmalar, ağlamanın da bir beden dili olduğunu gösteriyor. Bebekler acıktığında başka türlü, yorulduğunda başka türlü ağlıyor

12 Nisan 2009 03:00
Akay Hastanesi Pediatri Uzmanı Şükran Yıldırım, bebeklerin sıkıntı ve ihtiyaçlarına göre değişik şekillerde ağladıklarını söyleyerek, “Araştırmalar, ağlamanın da bir beden dili olduğunu gösteriyor. Bebekler acıktığında başka türlü, yorulduğunda başka türlü ağlıyor” dedi.

Akay Hastanesi Pediatri Uzmanı Şükran Yıldırım, yaptığı açıklamada, bebeklerin sıkıntı ve ihtiyaçlarına göre değişik şekillerde ağladıklarını söyledi. Yıldırım, araştırmaların, ağlamanın da bir beden dili olduğunu gösterdiğini belirterek, “Bebekler ihtiyaç ve sıkıntılarını ağlayarak anlatıyor. Araştırmalar bebeklerin günde ortalama 1-4 saat ağladıklarını ortaya koyuyor. Doğuştan sorunlu olan çocuklar daha fazla ağlıyor” dedi. Bebeğin oldukça sessiz olmasının bir rahatsızlığa işaret edebileceğini kaydeden Yıldırım, “Ağlama şekilleri belli gruplara ayrılıyor. Bebekler acıktığında başka türlü, yorulduğunda başka türlü ağlıyor. Bebeklerin bu şifreli ağlama türlerinin bilinmesi anneliği de kolaylaştırıyor” diye konuştu. Pediatri Uzmanı Yıldırım, bebeklerin ağlama türlerini ve ne anlatmak istediklerini şöyle sıraladı:
-Acı çektiğinde; keskin bir feryat, nefes almadan devam eden kısa periyod bir çığlık, içe doğru çekilerek ağlama.
-Acıktığında; düşen ve yükselen ses tonuyla kısa ağlama. Bebekler parmaklarını emer, yanaklarına vurur, annesi tarafından kucağa alınıncaya kadar bu ağlamasını kesmez.
-Yorulduğunda; uykusu geldiği zaman yumuşak şekilde, tıpkı şarkı söyler gibi ritmik bir şekilde ağlar.
-Sıkıldığında; yankı yapan bir ses tonu. Bu durumda ağlamasını kucağa alınıncaya kadar kesmez.
-Rahatsız olduğunda; huysuz ve aksi bir ses tonu. Bu ağlama türünde bebeğin altını ıslattığı, üşüdüğü, terlediği mesajları alınabilir.”

"Altı temiz mi karnı tok mu?"

Pediatri Uzmanı Şükran Yıldırım, bu ağlama durumlarından herhangi biriyle karşılaşıldığında ise yapılması gerekenlere ilişkin de bilgi verdi. Yıldırım, “En son ne zaman beslendi? Ona bakmamız lazım. Aç olduğunu düşünmek için son beslenmeden sonra en az 2-3 saat geçmiş olmalıdır, anne sütü alan 3 ayın altındaki bebekler için bu süre 1 saattir. İlk 6 ay emme ve arama bir reflekstir, her zaman açlığı göstermez” dedi. Yıldırım diğer yapılması gerekenlere ilişkin olarak ise şunları söyledi:
-Altı temiz mi? Bebeğin altı her beslenme öncesi ve sonrası mutlaka kontrol edilmelidir.
-Burnu tıkanık mı? Bebekler ağızdan nefes almayı bilmedikleri için burun tıkanıksa çok ağlarlar ve emmekte güçlük çekerler.
-Son iki gün içinde aşı yapıldı mı? Özellikle karma ve zatürre aşısından sonra 2 gün avutulması zor ağlamalar olabilir. Aralıklı ağrı kesici vermek gerekir.
-Bebeğe kim bakıyor? Bebeğe bakan bizzat anne değilse bebeğin göz önünde olmadığı sürede düşmüş, bir yerini incitmiş olabilir. Bebeğin tüm vücuduna çıplakken bakılmalı, bir şişlik, kızarıklık olup olmadığına, kol ve bacaklarını eşit hareket ettirip ettirmediğine dikkat edilmelidir.
-Gazı var mı? Özellikle 3 ayın altındaki bebeklerin en sık ağlama nedeni gazdır. Gazı olan bebeğin karnı şiştir, ayaklarını karnına çekerek ağlar. Ikınır veya hıçkırır. Gaz olan bebekte karın masajı, karna ılık havlu koymak, omza alınarak sırtı bebek geğirene kadar pışpışlamak, kolikli bebeklere özel yapılan müzik dinletmek, araba da gezdirmek faydalı olabilir.

Mutsuz annenin bebeği de huzursuzdur

Uzman Yıldırım, bebekle yeterince konuşmak, sevgi göstermek, ona yalnız olmadığını hissettirmenin de oldukça önemli olduğunu vurguladı. Hava koşulları uygunsa temiz havada gezdirmenin bebeğin gece rahat uyumasını sağlayacağını ifade eden Yıldırım, “Bebekler sandığımızdan daha duyarlıdır, aile içi gerginlikleri hissederler. Mutsuz bir annenin bebeği de huzursuzdur” dedi. Bebeğin yanında yüksek sesle konuşmamak, kavga etmemek ve gerginliği hissettirmemeye çalışmak gerektiğinin altını çizen Yıldırım, “Ağlayan bir bebeğe panik içinde yaklaşmak da bebeğin huzursuzluğunu artırır. Bebekle birlikte ağlanmamalıdır, bebeğe bakan kişi mümkünse sakin bir yaklaşım göstermelidir” diye konuştu.