Politika

BDP'li Kışanak, İmralı görüşmeleri için yasal güvence istedi

Abdullah Öcalan'ın Nevruz'da yaptığı çağrıya vurgu yapan BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, '21 Mart nevruzu, Kürt inkarının iflas ettiği bir tarihtir' dedi

25 Mart 2013 13:38

BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, Oslo görüşmelerinde MİT Müsteşarı ve MİT görevlilerine açılan soruşturma ve kendileri hakkında hazırlanan fezlekeleri hatırlatarak, İmralı'da yürütülen görüşmelere de bir savcının çıkıp dava açabileceğini söyledi.

Kışanak, "Mevcut yasalarda Öcalan 'Yasa dışı bir örgüt lideri' olarak görülüyor. Bir savcı çıkıp dava açarsa ne yapacağız. Bunun için yasal güvence istiyoruz, sürecin yürümesi için bu çok önemlidir" dedi. BDP'li Kışanak, 21 Mart tarihi ile Kürt imha ve inkarının iflas ettiğini de belirterek, "Asıl konuşmamız gereken silahlar değil, demokratikleşmedir.

Biz özgür demokratik bir gelecek istiyoruz. Buna var mısınız, yok musunuz. Buna varsanız silahlar sorun olmaktan çıkar" dedi.BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kaşanak, Avrupa'da PKK çizgisinde yayın yapan Nuçe TV'nin canlı yayınına çıkarak çözüm sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Abdullah Öcalan'ın 21 Mart'taki çağrısının bütün Ortadoğu halklarına yeni bir gelecek vaad ettiğini belirten Kışanak, "Öcalan, manifestosunda, 'Hepimiz demokratik bir gelecek kurarak özgürce birlikte yaşayabiliriz' dedi. Bu kadar egemen güçlerin bulunduğu bir coğrafyada tarihten silinmekte olan Kürt halkı bir mücadele yürüttü, başta Ortadoğu olmak üzere herkese yeni bir seçenek sundu, yeni bir gelecek vaat ediyor. Bu nedenle çok büyük bir heyecan uyandırdı" dedi.

Kürtler'in tarih sahnesinden silinmek istendiğini, kimliğinin inkar edilip dilinin yasaklandığını ve 20 yüzyıl boyunca Kürtlere katliamlar dayatıldığını ileri süren BDP Genel Başkan Yardımcısı Kışanak, şöyle konuştu:

"Son 30 yılda verilen mücadele ile Kürtler var oldu, kimliklerini kazandı, kendilerine olan güvenleri arttı. Kendilerini bir irade ve güç olarak tarih sahnesine çıkartılar. Stratejik olarak başka bir alternatif yarattılar. Yani demokratik, eşitlikçi ve özgür bir yaşam mümkün. Şu anda Ortadoğu'daki bütün politik güçlerin dikkate almak zorunda kaldığı bir güç haline geldi. Kürt halk önderi sayın Öcalan'ı uluslararası güçler aldılar bir komplo ile Türkiye'ye teslim ettiler. Ama, bu komployu düzenleyen uluslararası güçler, 21 Mart'ta ekranların başına kitlendi ve sayın Öcalan'dan gelen mesajı büyük merakla bekledi. Sonra bu mesajı selamlamak zorunda kaldı. İşte tarih yazmak budur. Kürtler tarih yazıyor, bunun farkına varmak lazımdır.

21 Mart nevruzu, Kürt inkarının iflas ettiği bir tarihtir. PKK'ya terörist damgası vurmak isteyenlerin iflas ettiği bir gündür. Uluslararası komplonun iflas ettiği bir gündür. Kürt halkı bunun heyecanını ve coşkusunu yaşaması lazımdır."Kışanak, silahlı güçlerin çekilmesi ve silahın ne zaman bırakılacağı konularına odaklanması halinde bu çıkışın anlaşılamayacağını ifade ederken, şöyle konuştu:"Bu çıkışın tamamı Ortadoğu'daki halklara 'gelin demokratik mücadelemizi birlikte yapalım' diyen çok güçlü bir deklarasyondur. Kendine ve mücadelene güvenmezsen 'Hükümet ne verecek, ne yapacak' diye odaklanırsan bir çok konuda kaygılar artar. Tabi ki bir tarafta hükümet ve devlet var, ama onları etkileme gücü bizde var artık. Biz onların tutumunu ve davranışını değiştirebiliriz. Demokratik bir yaşama onları evriltebiliriz. AKP hükümeti, tasfiye için siyasi ve askeri olanakları sonuna kadar kullandı. Süreci doğru anlamaz isek süreç doğru ilerlemez. Bu güçlü demokratik mücadele yürüteceğimiz bir süreç olacaktır."


'Konuşulması gereken demokratikleşmedir'


Kışanak, asıl konuşulması gerekenin silahlar değil, demokratikleşme olduğunu, birlikte yaşamın nasıl olacağına dair devletin ve hükümetin konuşması gerektiğini ifade ederken, "Özgür, demokratik bir gelecek istiyoruz. Buna var mısınız, yok musunuz? Buna varsanız silahlar sorun olmaktan çıkar. Bunun için çok net çağrı ve açıklamalar var. Onun için artık hükümetin silah meselesini konuşma hevesinden vazgeçip asıl konuşması gerekenleri yapması lazımdır. Bu süreçte üzerine düşeni yaparsa AKP de demokratikleşecektir. Kendisi net bir politika izlerse CHP kışkırtan bir tavırdan vazgeçecektir. AKP 'Bu sorunu demokratik yollarla çözmeye hazırım' derse, CHP fazla karşı çıkamaz ve çözümden yana olan CHP'lilerin eli güçlenir. CHP'nin kendini demokratik çözüm sürecine katması lazımdır. AKP'nin bir çok anti demokratik uygulamalarını eleştirebiliriz ama, AKP çözümden yana, CHP karşısında görünüyor. CHP'nin bundan bir an önce çıkması lazımdır" dedi.


'İmralı görüşmelerine yasal güvence lazım'


Gültan Kışanak, Oslo görüşmelerinde MİT müsteşarı ve bu kurumun yöneticilerine açılan soruşturma ve kendileri hakkında hazırlanan fezlekeleri hatırlatarak, İmralı'da yürütülen görüşmelere de bir savcının çıkıp dava açabileceğini anlattı. BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak şöyle devam etti:"Mevcut yasalarda Öcalan yasa dışı bir örgüt lideri olarak görülüyor. Bununla kim niye görüşüyor diye bir savcı çıkıp dava açarsa ne yapacağız. Bunun için yasal güvence istiyoruz, sürecin yürümesi için bu çok önemlidir...

BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, Oslo görüşmelerinde MİT Müsteşarı ve MİT görevlilerine açılan soruşturma ve kendileri hakkında hazırlanan fezlekeleri hatırlatarak, İmralı'da yürütülen görüşmelere de bir savcının çıkıp dava açabileceğini söyledi.

Kışanak, "Mevcut yasalarda Öcalan 'Yasa dışı bir örgüt lideri' olarak görülüyor. Bir savcı çıkıp dava açarsa ne yapacağız. Bunun için yasal güvence istiyoruz, sürecin yürümesi için bu çok önemlidir" dedi. BDP'li Kışanak, 21 Mart tarihi ile Kürt imha ve inkarının iflas ettiğini de belirterek, "Asıl konuşmamız gereken silahlar değil, demokratikleşmedir.

Biz özgür demokratik bir gelecek istiyoruz. Buna var mısınız, yok musunuz. Buna varsanız silahlar sorun olmaktan çıkar" dedi.BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kaşanak, Avrupa'da PKK çizgisinde yayın yapan Nuçe TV'nin canlı yayınına çıkarak çözüm sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Abdullah Öcalan'ın 21 Mart'taki çağrısının bütün Ortadoğu halklarına yeni bir gelecek vaad ettiğini belirten Kışanak, "Öcalan, manifestosunda, 'Hepimiz demokratik bir gelecek kurarak özgürce birlikte yaşayabiliriz' dedi. Bu kadar egemen güçlerin bulunduğu bir coğrafyada tarihten silinmekte olan Kürt halkı bir mücadele yürüttü, başta Ortadoğu olmak üzere herkese yeni bir seçenek sundu, yeni bir gelecek vaat ediyor. Bu nedenle çok büyük bir heyecan uyandırdı" dedi.

Kürtler'in tarih sahnesinden silinmek istendiğini, kimliğinin inkar edilip dilinin yasaklandığını ve 20 yüzyıl boyunca Kürtlere katliamlar dayatıldığını ileri süren BDP Genel Başkan Yardımcısı Kışanak, şöyle konuştu:"Son 30 yılda verilen mücadele ile Kürtler var oldu, kimliklerini kazandı, kendilerine olan güvenleri arttı. Kendilerini bir irade ve güç olarak tarih sahnesine çıkartılar. Stratejik olarak başka bir alternatif yarattılar. Yani demokratik, eşitlikçi ve özgür bir yaşam mümkün. Şu anda Ortadoğu'daki bütün politik güçlerin dikkate almak zorunda kaldığı bir güç haline geldi. Kürt halk önderi sayın Öcalan'ı uluslararası güçler aldılar bir komplo ile Türkiye'ye teslim ettiler. Ama, bu komployu düzenleyen uluslararası güçler, 21 Mart'ta ekranların başına kitlendi ve sayın Öcalan'dan gelen mesajı büyük merakla bekledi. Sonra bu mesajı selamlamak zorunda kaldı. İşte tarih yazmak budur. Kürtler tarih yazıyor, bunun farkına varmak lazımdır.

21 Mart nevruzu, Kürt inkarının iflas ettiği bir tarihtir. PKK'ya terörist damgası vurmak isteyenlerin iflas ettiği bir gündür. Uluslararası komplonun iflas ettiği bir gündür. Kürt halkı bunun heyecanını ve coşkusunu yaşaması lazımdır."Kışanak, silahlı güçlerin çekilmesi ve silahın ne zaman bırakılacağı konularına odaklanması halinde bu çıkışın anlaşılamayacağını ifade ederken, şöyle konuştu:"Bu çıkışın tamamı Ortadoğu'daki halklara 'gelin demokratik mücadelemizi birlikte yapalım' diyen çok güçlü bir deklarasyondur. Kendine ve mücadelene güvenmezsen 'Hükümet ne verecek, ne yapacak' diye odaklanırsan bir çok konuda kaygılar artar. Tabi ki bir tarafta hükümet ve devlet var, ama onları etkileme gücü bizde var artık. Biz onların tutumunu ve davranışını değiştirebiliriz. Demokratik bir yaşama onları evriltebiliriz. AKP hükümeti, tasfiye için siyasi ve askeri olanakları sonuna kadar kullandı. Süreci doğru anlamaz isek süreç doğru ilerlemez. Bu güçlü demokratik mücadele yürüteceğimiz bir süreç olacaktır."


'Konuşulması gerek demokratikleşmedir'


Kışanak, asıl konuşulması gerekenin silahlar değil, demokratikleşme olduğunu, birlikte yaşamın nasıl olacağına dair devletin ve hükümetin konuşması gerektiğini ifade ederken, "Özgür, demokratik bir gelecek istiyoruz. Buna var mısınız, yok musunuz? Buna varsanız silahlar sorun olmaktan çıkar. Bunun için çok net çağrı ve açıklamalar var. Onun için artık hükümetin silah meselesini konuşma hevesinden vazgeçip asıl konuşması gerekenleri yapması lazımdır. Bu süreçte üzerine düşeni yaparsa AKP de demokratikleşecektir. Kendisi net bir politika izlerse CHP kışkırtan bir tavırdan vazgeçecektir. AKP 'Bu sorunu demokratik yollarla çözmeye hazırım' derse, CHP fazla karşı çıkamaz ve çözümden yana olan CHP'lilerin eli güçlenir. CHP'nin kendini demokratik çözüm sürecine katması lazımdır. AKP'nin bir çok anti demokratik uygulamalarını eleştirebiliriz ama, AKP çözümden yana, CHP karşısında görünüyor. CHP'nin bundan bir an önce çıkması lazımdır" dedi.


'İmralı görüşmelerine yasal güvence lazım'


Gültan Kışanak, Oslo görüşmelerinde MİT müsteşarı ve bu kurumun yöneticilerine açılan soruşturma ve kendileri hakkında hazırlanan fezlekeleri hatırlatarak, İmralı'da yürütülen görüşmelere de bir savcının çıkıp dava açabileceğini anlattı. BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak şöyle devam etti:"Mevcut yasalarda Öcalan yasa dışı bir örgüt lideri olarak görülüyor. Bununla kim niye görüşüyor diye bir savcı çıkıp dava açarsa ne yapacağız. Bunun için yasal güvence istiyoruz, sürecin yürümesi için bu çok önemlidir...