Politika

BDP İmralı'ya gitmeye hazırlanıyor, işte gündemdeki konular

Kandil ve Avrupa’dan dönen BDP’lilerin, bu hafta içinde Öcalan’la görüşmek için Adalet Bakanlığı’na başvuru yapmaya hazırlandıkları öğrenildi

22 Mayıs 2013 14:45

Helin Alp /Ankara

 

İmralı’da Abdullah Öcalan ile MİT arasındaki görüşmeler devam ederken BDP heyetlerinin de Kandil’e ve Avrupa’ya gittiği öğrenildi. İmralı’ya en son 14 Nisan’da giden BDP, altıncı defa Öcalan’la görüşmek için bu hafta içinde Adalet Bakanlığı’na başvuru yapmaya hazırlanıyor.

PKK’nın 8 Mayıs'ta sınır dışına çekilmeye başlamasıyla barış ve çözüm sürecinde ikinci aşamaya geçildi.

Çekilmenin sorunsuz şekilde devam etmesiyle birlikte hükümetin yeni anayasa ve demokratikleşme adımlarını atması bekleniyor.

Türkiye, yeni anayasa ve referandumu, 2014 yılında yapılması muhtemel üç seçimi ve AKP’nin gündeme soktuğu başkanlık sistemini tartışırken, BDP de Kandil ve Avrupa’ya giderek değerlendirmelerde bulundu.

BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ve beraberindeki heyetin Avrupa’ya giderek PKK yöneticileri ile görüştüğü, İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in de Kandil’e gittiği öğrenildi.

Önceki gün dönen BDP’li milletvekillerinin hem Kandil hem de Avrupa ile çekilme sürecinin sorunsuz atlatılması ve atılacak yeni adımlara ilişkin değerlendirmelerde bulundukları belirtiliyor.

 

İmralı’ya altıncı tur

 

Kandil ve Avrupa’dan dönen BDP’lilerin, bu hafta içinde Öcalan’la görüşmek için Adalet Bakanlığı’na başvuru yapmaya hazırlandıkları öğrenildi. İmralı’ya en son 14 Nisan’da giden BDP, başvurusu kabul edildiği takdirde altıncı defa Öcalan’la görüşmüş olacak.

İmralı’ya giderek Öcalan’la görüşecek olan BDP heyetinde Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş ile ikinci heyetten beri Öcalan’la görüşmelerde bulunan Grup Başkanvekili Pervin Buldan ve İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in olması bekleniyor.

 

BDP’nin çantasında ne var?

 

İmralı’ya gidecek BDP heyetinin Abdullah Öcalan’la barış ve çözüm sürecinin ikinci aşamasını değerlendirmesi bekleniyor. BDP kulislerinde, Öcalan’la yapılacak görüşmede ilk olarak PKK’nın sınır dışına çekilmesinin değerlendirileceği ve yeni anayasanın geleceğinin masaya yatırılacağı konuşuluyor. Görüşmede hükümetin ikinci aşamada atacağı demokratik adımlar ve AKP’nin önerdiği ‘partili cumhurbaşkanlık’ sisteminin de ele alınması bekleniyor.

 

Yeni yol haritası belirlenecek

 

Kulislerde, referandumda AKP ile olası bir işbirliğine gidilmesi durumunda, BDP’nin özellikle anayasanın tartışmalı maddeleri olan ‘vatandaşlık’ ve ‘anadilde eğitim’ konusunda Öcalan’ın görüşlerini alarak yeni yol haritasını belirleyeceği değerlendirmeleri yapılıyor. AKP’nin Uzlaşma Komisyonu’na sunduğu anayasa önerisinde ‘nötr’ vatandaşlık önerisinde bulunmasına rağmen, başlangıç bölümünde ‘Türk Milleti’ ifadesini sık sık kullanması nedeniyle BDP’nin kendi içinde farklı formülasyonları tartıştığı biliniyor. BDP’lilerin, vatandaşlık kavramına “Türk vurgusu yapılacaksa bunun yanına ‘Türkler, Kürtler, Ermeniler, Lazlar ve diğer etnik kimlikler de bu ülkenin vatandaşıdır’ ifadesinin de yer alması gerekiyor” şeklindeki parti içi görüşü de Öcalan’a iletmesi bekleniyor. Abdullah Öcalan, BDP ile daha önce yaptığı görüşmelerde vatandaşlık tanımı ile ilgili olarak ‘nötr’ bir ifade kullanılması yönünde görüşlerini bildirmişti. BDP’nin Abdullah Öcalan’la yeni anayasa sürecinde görüşeceği konulardan biri de ‘anadilde eğitim’. Öcalan’ın bu konuda BDP’den ısrarcı olunmasını istediği biliniyor. Ancak,  AKP’nin anayasa önerisinde anadilde eğitim konusunda yasakların kaldırılması yer alırken eğitim hakkının kullanılması yer almıyor. BDP’nin olası referandum öncesi Öcalan’la anadilde eğitimin anayasada tanımlanması konusunda da görüş alışverişinde bulunacağı belirtiliyor.

 

Öcalan partili cumhurbaşkanlığa soğuk bakmıyor

 

BDP heyetinin Öcalan’la yapılacağı görüşmede hükümetin ikinci aşamada atacağı demokratik adımlar ve AKP’nin önerdiği ‘partili cumhurbaşkanlık’ sisteminin de gündeme geleceği belirtiliyor. Kulislerde, Abdullah Öcalan’ın Amerika’daki gibi bir başkanlık sistemini istediği ancak ‘partili cumhurbaşkanlığı’ sistemine de büsbütün soğuk bakmadığı konuşuluyor.