Politika

BBP Genel Başkanı Destici'den Telafer ve Tazehurmatu açıklaması 

Can Mert ŞİMŞEK/ Ankara, 27 Eylül (DHA) BÜYÜK Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Telafer ve Tuzhurmatu’nun ivelidilikle vilayet yapılması gerektiğini söyledi

27 Eylül 2017 18:44

Can Mert ŞİMŞEK/ Ankara, 27 Eylül (DHA) BÜYÜK Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Telafer ve Tuzhurmatu’nun ivelidilikle vilayet yapılması gerektiğini söyledi. Genel Merkez Binasında haftalık basın toplantısında konuşan Destici, Diyarbakır\'da PKK’lılarla girilen çatışmada şehit olan Uzman Çavuş Hatip Çağlar’a Allah’tan rahmet, aynı çatışmada yaralananlara ise acil şifalar diledi. Hafta sonu Kuzey Irak’ta yapılan referandum ile ilgili de açıklama yapan Destici, “Türkiye’nin bu referandum ile ilgili bazı kararları ve yaptırımları var. Örneğin, Rudaw’ın Türksat’tan çıkarılması, pazar günü Erbil’e giden Kürdistan Demokrat Partisi\'nin (KDP) temsilcisine geri dönme denmesi. Bunlar çok küçük adımlar” dedi.

Yaptırımların Mesud Barzani’yi korkutacak ve sindirecek adımlar olmadığını dile getiren Destici, “Türkiye’nin çok daha büyük, güçlü ve kararlı adımlar atması gerekir. Büyük Birlik Partisi olarak bizim somut olarak, devletimiz tarafından atılması gereken adımlarla ilgili önerilerimiz, tavsiyelerimiz ve beklentilerimiz şunlardır, Kara sınırlarımız derhal kapatılmalıdır.  Hava sahamız derhal kapatılmalıdır, tüm uçuşlar durdurulmalıdır. Hala Kuzey Irak\'ın hava yolu şirketi ve bizim şirketimiz oraya uçuş gerçekleştirmektedir, bu kabul edilemez. Siyasi, ekonomik tüm ikili ilişkiler askıya alınmalı ve kesilmelidir. Barzani\'nin yani KDP’nin Türkiye temsilciliği kapatılmalı ve bizim oradaki temsilcilerimiz de geri çağırmalıdır. Petrol vanası derhal kapatılmalıdır. Habur Sınır Kapısı kapatılıp, Habur Irak\'tan gelen askerlere teslim edilmelidir. Bunun yerine Türkiye Arap ve Türkmen bölgelerinin karşısında Telafer Ovaköy Mevkisinde ikinci bir sınır kapısı açmalıdır. Irak’la, Ortadoğu’yla ticaretini ve giriş çıkışını da buradan sağlamalıdır. Böylece Kerkük’e gidecek bir koridorda oluşturulmuş olur\" diye konuştu.

\"Türkmenler ivedilikle silahlandırılmalıdır\"

Irak Merkezi hükümeti ile sıkı bir diyalog içerisine girilmesi gerektiğini vurgulayan Destici, \"Kerkük konusunda Irak Merkezi hükümetiyle bir karar alınmalı ve Kerkük Peşmerge\'den temizlenmelidir. Telafer ve Tuzhurmatu ivedilikle vilayet yapılmalıdır. Telafer\'in nüfusu 351 bin Tuzhurmatu’nun nüfusu 150 bindir. Vilayet olmaları için gerekli nüfus sayıları vardır ve artık orada Türkmeneli bölgesinde Türklerin de en az 2 vilayeti olmalıdır. Türkmenler ivedilikle silahlandırılmalıdır. Dicle Kalkanı Harekâtı yapılmalı ve bu harekâtla Suriye\'nin kuzeyindeki PYD ile Kuzey Irak\'taki terör örgütleri arasındaki irtibat kesilmeli. Bu şekilde birbirlerine destek vermelerinin önüne geçilmelidir. Bunlara ilave olarak Bölgesi\'nin temsilcisi olan Irak Türkmen cephesi lideri ve Türkmen koordinasyon kurulu Türkiye\'ye davet edilmeli ve onların görüşleri alınarak bütün bu belirlenecek yol haritalarında onlarla da istişare edilmelidir” ifadelerini kullandı.

“Referandumun en büyük tehdit ettiği yer Türkiye’dir”

 Türkiye’nin bu kararları ivedilikle açıklaması ve adım atması gerektiğini kaydeden Destici, “Çünkü bu referandumun ve Kuzey Irak’ta kurulacak devletin en büyük tehdit ettiği yer Türkiye’dir. Irak Merkezi Hükümeti ve İran’dan çok daha öncelikli olarak Türkiye’ye tehdittir. Kürt kardeşlerimizin de şunu bilmesi gerekir. Orada kurulan ve kurulmaya çalışılan masum bir Kürt devleti değildir. Arkasında kimin olduğuna baktıkların da Siyonist İsrail’i ve Emperyalist Amerika’yı göreceklerdir.  Tarihte Kürtlere onların ne yaptıkları ortadadır. Saddam ile birlikte Kürtleri nasıl katlettikleri, kimyasal gazla katliamlara tabii tutulduklarında kendilerine sahip çıkan tek ülkenin Türkiye olduğunu asla unutmasınlar. Bugün bizim bu çıkışımız, bu tavrımız sadece Türkmenler için değildir. Bölgede yaşayan Kürdü, Türkmen\'i, Arap\'ı bütün kardeşlerimiz içindir. Öncelikli olarak bunun iyi bilinmesi gerekir. Yarın orada bir iç çatışma çıktığında, Araplarla ,Kürtler, Kürtlerle ,Türkmenler, Şiilerle, Sünniler yani Müslümanlar birbirleriyle çatışacaklardır. Buna asla müsaade etmemiz gerekir. Bu oyuna gelmemiz ve Irak’ın toprak bütünlüğü içerisinde Arap, Kürt, Türkmen kardeşçe nasıl yaşar bunun yollarını hep birlikte bulmalıyız” açıklamalarında bulundu.

 “Barzani\'ye aklını başına almasını tavsiye ediyoruz”

 Barzani’nin Amerika ve İsrail\'e güvenmemesi gerektiğini dile getiren Destici, “Bugün Amerika’ya, İsrail’e güvenirsin yarın sonun Çarçıra Meydanı\'ndakiler gibi olur. Barzani samimi ise yaslanacağı yer İsrail ve Amerika değildir. Yaslanacağı yer Türkiye’dir. Yaslanacağı yer Arap ve Türkmen kardeşleridir. Aklını başına almasını tavsiye ediyoruz. Oradaki gelişmelerin öncelikli olarak konuşulması, gündeme alınması ve mutlaka oradaki PKK - PYD yapılanmasının sona erdirilmesi gerekir. Irak’ın Kuzeyindeki gelişmeler özellikle Barzani yönetiminin almış olduğu referandum kararı ve pazartesi günü gerçekleşen referandumda yine Türkiye açısından çok önemlidir.  Irak Merkezi Hükümeti\'nden daha çok bizi ilgilendirmektedir. Irak Merkezi Hükümeti\'ne deseniz ki, ihtilaflı bölgeler çıkılsın, Irak Bölgesel Yönetimi kendi bölgesinde bu bağımsızlığı ilan etsin deseniz herhalde razı olacaktır diye düşünüyorum. Ama biz her ikisine de rıza gösteremeyiz. Onun için Türkiye açısından bakıldığında Irak Merkezi hükümetinden oraya vereceği zararlardan daha çok Türkiye\'ye zarar verecektir. Bizim inancımız ve düşüncemiz budur” şeklinde konuştu.

 “Burada bir pazarlık var”

 Ankara Antlaşması’nın 5. Maddesine değinen Destici, şunları söyledi:

“Türkiye\'nin tarihteki birlikteliği, Osmanlı Devleti idaresinde orada yüzyıllarca birlikte yaşamış olmamız ve o süreçte Lozan, 1926, 1946\'da yapılan anlaşmalar Türkiye\'ye belli haklarda vermektedir. 1926 yılı Ankara Antlaşması\'nın 5. Maddesi, 1946 yılındaki anlaşmanın 8. maddesi Türkiye\'nin oradaki haklarını açıkça ifade etmektedir. Bugüne kadar maalesef Türkiye ne bu haklarının takipçisi olabilmiştir nede orada özellikle Türkmeneli bölgesinde Kerkük başta olmak üzere Türkmenlere katliamlar yapıldığı dönemlerde müdahale etme hakkı varken bu müdahaleleri yapmamıştır. 1. Körfez Savaşı sırasında eline çok büyük bir imkân gelmiş ve Rahmetli Turgut Özal Türk Silahlı Kuvvetleri\'ne Türkmeneli bölgesine girmesini emretmiş fakat asker bu emri yerine getirmemiştir. Orada büyük yanlış yapılmış ve büyük bir fırsat kaçırılmıştır. 2. Körfez Savaşı sırasında, 3 Mart tezkeresinde yine büyük bir hata yapılmıştır ve yine ele geçen fırsat ve imkân bir kere daha adeta tepilmiştir. Bütün bunlar neticesinde bugün bu manzarayla, bu sonuçla karşı karşıya kaldık. Bu referandumun ne Irak Anayasası\'na nede uluslararası hukuka uygun olmadığını ve bu yüzden de gayri meşru ve korsan bir referandum olduğunu bir kere daha ifade ediyor ve reddediyoruz. Kerkük başta olmak üzere ihtilaflı bölgelerde önce normalleşme sağlanacak, sonra sayım yapılacak ve ondan sonra referandum yapılacak diye karar alınmıştır. Ama Barzani yönetimi arkasına İsrail ile Amerika Birleşik Devletleri\'ni alarak bu yasayı çiğnemiş, bunu tanımamış ve kendi başına bir korsan, gayrimeşru referandum gerçekleştirmiştir. Burada bir pazarlık var. Bunlar ne derseniz? Bize göre petrol başta gelmektedir ve özellikle onun için ihtilaflı olan bölgeler bu referandum kapsamı içerisine alınmıştır. İhtilaflı bölgelerin kontrol edilmesi vardır. Peşmerge\'nin Irak gücü olarak kabul edilmesi. Irak Merkezi Hükümeti\'yle öyle zannediyoruz ki Peşmerge arasında Barzani arasında süren pazarlık da bu konular üzerine yoğunlaşmaktadır.”

Barzani\'nin aklını başına alıp tarihe dönüp bakmasını öneren Destici, \"İran\'da da1947\'de kurulan bir Mahabat Cumhuriyeti vardı, ömrü bir yıl sürdü.  Sonunda o referandumu gerçekleştirip orada güya sözde Mahabat Cumhuriyeti\'ni kuran Kadı Muhammed ve Baba Şeyh\'in Çarçıra Meydanı\'ndaki akıbetleri ne ise Barzani ve tarifesinin akıbeti de inşallah o olacaktır” İfadelerini kullandı.

(FOTOĞRAF)