Radikal Gazetesi yazarı Türker Alkan bügünkü yazısında, Şair Yahya Kemal Beyatlı ve Nedim örneklerini ele alarak bayram şiirlerini irdeliyor.
Bayram’ deyince hemen aklımıza ‘eski zamanlar’ geliyor. Belki eski bayramlar çok da matah şeyler olduğu için değil, ama gençliğimizi özlediğimizden olmalı.
Ve ‘bayram yazısı’ denince de Yahya Kemal’in ‘Süleymaniye’de Bayram Sabahı’ şiiri geliyor pek çok yazarımızın aklına. Radikal yazarları da dahil olmak üzere bayram yazısı yazan köşe yazarlarının pek çoğu bu şiirden övgüyle söz ettiler.
Anlamadım, neden? Yahya Kemal iyi bir şairdir. Sık sık da şiirlerinden alıntı yaparım. ‘Kar Musikileri’, ‘Rintlerin Ölümü’, ‘Yol Düşüncesi’.. gibi şiirlerini severim. Pek çok şiiri de ezberimdedir.
Ama eğri oturup doğru konuşalım şimdi, ‘Süleymaniye’de Bayram Sabahı’ berbat bir şiirdir. Kötü bir manzumedir. Hamdır. Daha çok ideolojik bir mesaj verme hevesinde gibidir.
Şu mısralar Yahya Kemal’e yakışıyor mu: “...Ordu milletlerin en çok döğüşeni, en sarpı/Adamış sevdiği Allah’ına bir böyle yapı.../Görebilsin diye sonsuzluğu her yerden iyi,/Seçmiş İstanbul’un ufkundan bu kudsi tepeyi.../Yükselen bir nakaratın büyüyen velvelesi,/Nice tuğlarla karışmış bin at yelesi!../Hem büyük yurdu kuran hem koruyan kudretimiz,/Her zaman varlığımız, hem kanımız, hem etimiz;/Hem toprakta bugün, bizde kalan her yerde,/Hem de çoktan beri kaybettiğimiz yerlerde./Ulu mabetde karıştım vatanın birliğine,/Çok şükür tanrıya, gördüm, bu saatlerde yine/Yaşayanlarla berâber bulunan ervâhı.”
Büyük ozan Yahya Kemal ve hayranları kusura kalmasın, ama bu, şiir değil! Daha
çok bir iman deklerasyonuna benziyor.
Kafiye ve vezin uyduğu sürece ne söylersen söyle! Bayram şiiri mi istediniz? Alın size bayram şiiri. Hem de Yahya Kemal ve hayranlarının el üstünde tuttuğu Osmanlıdan!
“Sevdiğim cânım yolunda hâke yek-san olduğum/Îddir (bayramdır) çık naz ile seyrâna kurbân olduğum/Ey benim aşkında bülbül gibi nâlân olduğum/Îddir çık naz ile seyrâna kurban olduğum// Cümle yârân sana uşşak olduğun bilmez misin/ Cümlenin takatlerin taak olduğun bilmez misin/Şimdi âlem sana müştaak olduğun bilmez misin/ Îddir çık nâz ile seyrâna kurban olduğum// Kaplatıp gül pembe şalı ferve-i samuruna/Ol siyah zülfü döküp ol sine-ı billuruna/Itr-ı şâhiler sürüp ol gerdan-ı kâfiruna/Îyddir çık nâz ile seyrana kurban olduğum// Sen açıl gül gibi zâr ile hezâr olsun Nedîm/Bend bend olsun ham-ı zülfün şikâr olsun Nedim/Sen salın cânâ yolunda hâk-sâr olsun Nedîm/ Îddir çık nâz ile seyrâna kurban olduğum.”
Nedim’in döneminde bayramlara henüz siyaset bulaşmamış olmalı. Şair, bayramı sevgilisiyle buluşmak için vesile sayıyor. Recep Tayip Erdoğan işitmesin, dini bayramların tatil sayılmasına bile karşı değil mi sayın Başbakan?