Bayram tatilini memleketi Antalya'da geçiren CHP lideri Deniz Baykal, partisinin bayramlaşma töreninde yerel seçim ve küresel krizin yanı sıra Deniz Feneri vurgununa değindi. Baykal, Türkiye'nin, tarihinin en büyük yolsuzluk tablosuyla karşı karşıya olduğunu söyledi.
"Eskiden yolsuzlukları ahlaki standartları kuşkulu kişiler yapardı. Eline fırsat geçtiğinde ahlakını, ilkelerini satıveren, paraya pula dayanamayan bir takım insanlar yolsuzluk yaparlardı" diyen Baykal, "Şimdi teşkilat kuruluyor teşkilat. Şirket kuruluyor, ne şirketi? Halka yardım şirketi. (Millete yardım yapacağız) diye, halkı soymak üzere, dernek kuruluyor. Bunu yapanlar, sonra Bakanlar Kurulu'na gidip, (Kamuya yararlı şirket olduğumuza karar verin) diyorlar. Koca Bakanlar Kurulu, (Evet, el hak millete yardımcı olmak için kuruldunuz) diyor. Sonra yolsuzluk yapmak için kurulan şirkete (Vergiden muafiyet getirin) diyorlar" dedi.
Mehmetçik Vakfı'na tanınmayan muafiyetlerin bunlara tanındığını söyleyen Baykal, "Onlar gidiyor, Almanya'da Müslüman vatandaşların fitresine, zekatına göz dikiyorlar, fitre zekat topluyorlar, sonra geliyorlar burada AK Parti'yi desteklemek için televizyon kanalı kuruyorlar. Almanlar (Böyle rezillik mi olur?) diye dava açıyor. Tutukluyor adamları, mahkemeye veriyor, sonra bize yazı yazıyor, diyor ki, (Sizde de bakın şu, şu kişiler işin içinde, ben burada yaptığım incelemede gördüm, aman ihmal etmeyin) diyor" diye konuştu.
Baykal, "O kişiler nerede şimdi? Birisi devletin en saygın olması gereken kurumunun başında, diğerleri televizyon kanalında yöneticiler. Al gülüm, ver gülüm. İktidar iş başında. Başbakan seyrediyor, hükümet seyrediyor, Adalet Bakanı (Bana ne canım) diyor. Böyle bir tablo ortaya çıkabilir mi? Kim aday olursa olsun, hep beraber, hangi arkadaşımız geçiyor olursa olsun, sadece o arkadaşımızı destek için değil, bütün bu olumsuzlukların sorumlusu AK Parti'ye 'dur' demek için sandığa gideceğiz" ifadesini kullandı.
Bu seçimler örgüt sınavı
Baykal, seçmen kütüklerinin hazırlanışını da şöyle eleştirdi:
"Adrese Dayalı Nüfus Sayım Sistemi elbette Türkiye'de bütün insanların nüfusa geçirilmesini sağlamak için ortaya atılan bir proje. Bu projeyi kendi başına yanlış kabul etmek doğru değil. Ama bu projenin imkanlarını, kendi siyasi hesabı için kullanıp, (Ben adrese dayalı nüfus sayımı yapıyorum) deyip, oradan buradan seçmen bindirmesi yapıp, zayıf olduğunu düşündüğü yerlere seçmen yığmak için, orada haksız yazım yapmayı kabul etmek mümkün değil.
"Yanlış olan, Adrese Dayalı Nüfus Yazım Sistemi'ne geçilmesi, kütüklerde bunun esas alınması değil, bu prensibin siyasi iktidarlar için AK Parti'nin elinde haksız olarak, seçmen kaydırma, seçmen bindirme için kullanılmış olmasıdır. Bu yanlışa karşı elimizdeki yetkileri kullanarak hep birlikte mücadele etmeliyiz. Bu seçimler bu bakımdan da örgüt sınavıdır. Örgütümüz seçmene doğrudan doğruya ulaşmanın yollarını arayıp bulmalıdır."