Politika

Baykal: Gübredeki KDV yüzde 1 olmalı

CHP lideri Baykal, gübredeki KDV'nin yüzde 1'e indirilmesi gerektiğini belirterek, "Çiftçi perişan olursa, devlet de perişan olur" dedi.

23 Mart 2009 02:00
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, gübredeki KDV'nin yüzde 1'e indirilmesi gerektiğini savundu. "Çiftçi perişan olursa, devlet de perişan olur" diyen Baykal, emeklilerin de kahveye çıkıp çay bile içemez hale geldiğini söyledi.

Baykal, partisince Bilecik'teki Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Bilecik'in alanı ve nüfusu küçük, ancak önemi ve değeri çok büyük bir kent olduğunu söyledi.

Sanayinin çok önemli bir kesiminin bu topraklardan güç aldığını belirten Baykal, Bilecik'te de alandakilerin halini, keyfini, ekonomik durumunu sordu.  Alandakilerden "hayır" yanıtını alan Baykal, "Yani dertlisiniz. Bilecik deyip geçmeyeceksin, orada duracaksın. Mermerin en önemli kentlerinden biri Bilecik. Bozüyük, sanayinin merkezi. Bozüyük'te dur" diye konuştu.

Toprak Mahsulleri Ofisi'nin kara gün dostu olduğunu, ancak üzerine düşeni yapmadığını savunan Baykal, "Bu yıl alım yaptı mı? devreden çıktı gitti, istasyonları kapattı, tüccara teslim etti gitti" dedi.

Baykal, Hükümetin, Rusya'dan, Romanya'dan buğday getirilsin diye tüccara yetki verdiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Bizim köylünün buğdayını almasını engelledi, diğer ülkelerin köylüsünün buğdayını alma yetkisi verildi. Buğdaylar dövizle alındı. Döviz nereden bulundu? Borçla bulundu. Yani borç yedik. Kendi çiftçimizin alın terini bir kenara bıraktık, dudak büktük, önemsemedik, dışardan satın almayı tercih ettik" diye konuştu.

‘Çiftçinin boynu bükük olursa yüzü güler mi?’

Çiftçinin Türkiye'nin her yerinde bunalımda olduğunu iddia eden Baykal, şunları söyledi:
"Bu yıl alt gübresini atabildi mi çiftçi? Yüzde 70'i atamadı. Şimdi üst gübre atılıyor. Atabiliyor mu çifti? Ne olacak? Tarım ve çiftçi göz göre göre bir kenara itilmiştir. Halbuki kalkınma bir bütündür ve tabandan başlar. Temel sağlam olmazsa bina yapılamaz. Kalkınmayı toprağın, köylünün, çiftçinin üzerine oturtacağız. Dünyanın her yerinde tarım kalkınmanın temeli. Hele Türkiye gibi tarım ülkesinde ister istemez kalkınmanın temeli çiftçi olacak. Burayı sahipleneceksin. Toprağın bereketinin hakkını vereceksin. Toprağa sırtını dönmeyeceksin. Türkiye'de iktidarlar uzun süredir bunu yaptılar. Çiftçi gitti. Çiftçinin boynu bükük olursa, tarlısına, traktörüne haciz gelirse esnafın yüzü güler mi? Çiftçi, esnaf batık olursa onun üzerine sanayi kurulur mu? Sanayi batık olursa bankacılık kurulur mu?

Sen varsa yoksa bankacılık dersen, her şeyi dövizdi, repoydu, krediydi, bankacılıktı diye anlatırsan, bankacılığı desteklersen, bir süre sonra toprak ve tarım taşıyamazsa iş adamı, esnaf taşıyamazsa o bankalar ayakta kalır mı? Şimdi böyle bir sıkıntı ile karşı karşıyayız. Kalkınmanın temeli toprak olacak."

‘Çiftçi perişan olursa devlet de perişan olur’


CHP Genel Başkanı Baykal, sulama yapan çiftçinin elektriği sanayiden daha pahalı kullandığını belirterek, şöyle devam etti:
"Köylü fabrikatörden daha pahalı elektrik kullanıyor Türkiye'de. Bu yanlış bunun değiştirilmesi lazım. Çiftçiye sahip çıkılması lazım. Girdi fiyatlarını indirilmesi lazım. Gübreden KDV'yi en yüksek oranda almaya devam ederseniz olmaz. Gübredeki KDV'yi yüzde 1'e indireceksiniz. Yani çiftçinin kullandığı maldan vergi alan, masrafımı oradan karşılayacağım diyen bir devlet çiftçiye perişan eder. Çiftçi perişan olursa devlet de perişan olur. "

‘Emekli kahvede çay içemiyor’

Türkiye'nin rakamların büyüsüne kendini kaptırdığını savunan Deniz Baykal, şöyle konuştu:
"Mali şişkinliği zenginlik zannetti. Çiftçi ve esnaf şikâyetçi. Emekliler hayatından memnun mu? Emeklinin bu ortamda ayakta kalması mümkün mü? Emeklinin yükü zaten artmış. Eskiden emekli kendi ve eşini geçindirirdi, şimdi emeklinin oğlu işten atıldı onun eşi ve üç çocuğu var. Onlara da bakma ihtiyacı var. Emekli şimdi sadece eşine ve kendine bakmıyor.

Dünyanın her yerinde emekliler uçakla dünya gezisi yapıyor, bizimkiler kahveye çıkıp çay içemiyor. Acaba yanıma biri gelir ona da çay ısmarlamak zorunda kalır mıyım diye. İnsanların hali bu değil mi? İnsanlara iş vermek en önemli iş değil mi?"

(Sürecek)