Politika

Başsavcıya ‘tahrifat’ suçlaması

Anayasa Mahkemesi kararında, Yargıtay Başsavcısı Yalçınkaya’nın kapatma istemine gösterdiği 400’ü aşkın kanıttan bir bölümünün gazete veya internetteki

25 Ekim 2008 03:00
Anayasa Mahkemesi kararında, Yargıtay Başsavcısı Yalçınkaya’nın kapatma istemine gösterdiği 400’ü aşkın kanıttan bir bölümünün gazete veya internetteki halinden farklılaştırıldığı, eksik ya da parçalı aktarıldığı ileri sürüldü.
 
AKP’nin “laikliğe aykırı faaliyetlerin odağı haline geldiği”ne, ancak eylemlerin ağırlığının kapatma yerine Hazine yardımından yoksun bırakma yaptırımını gerektirdiğine hükmeden Anayasa Mahkemesi, AKP’ye yol haritası çizdiği gerekçeli kararında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’yı “tahrifat yapmak”la suçladı.
İddianamede, Yalçınkaya’nın kapatma istemine gösterdiği 400’ü aşkın kanıttan bir bölümünün gazete veya internetteki halinden farklılaştırıldığı, eksik ya da parçalı aktarıldığı vurgulanırken, AKP’nin odak sayılmasına türban, Kuran kursları ve imam hatiplerle ilgili 30 eylemin neden olduğu kaydedildi. Kararda “Dinsel duyguların siyasal mücadele aracı haline getirilmesi laiklikle bağdaşmaz” denildi.

400 delilden 30'u dikkate alındı

Resmi Gazete’de yayımlanan gerekçeli kararda, Yalçınkaya’nın iddianamesinde yer alan 400’ü aşkın delilden sadece 30’unun değerlendirmeye esas alındığı belirtildi. Başsavcılığın gösterdiği diğer delillerin tasnif dışı bırakılmasının nedenleri şöyle açıklandı:
- Öznel yorumlardan oluşması ve iddianamede yer almayan kitapların esas alınarak düzenlenmesi. (Ergenekon sanıklarından Ergun Poyraz’ın Patlak Ampul kitabı vs.)
- Bir kısmının yalnızca belirli bir yayın politikası olan gazete veya internet sitelerinde yer aldığı, ses ve görüntü kaydıyla desteklenmediği, karşıt gazete ya da sitelerde yer almadığı.
- Bir kısmının parti tarafından kabul edilmediği.
- Bir kısmının gazete veya internet sitelerinde yer aldığından farklılaştırılmış biçimde iddianameye alındığı ya da eksik ve parçalı aktarılmış olduğu.
- Bir kısmının vaki olmadığı ya da sübut bulmadığı.
- Bir kısmının ifade özgürlüğü kapsamında olduğu.

İşte 30 eylem

Mahkeme, AKP’nin “odak” sayılmasına yol açan 30 eylemi de şöyle sıraladı:
- Erdoğan’ın 12 ayrı açıklaması:
1- Kişiler laik olmaz.
2- Laiklik din olursa, aynı anda Müslüman olunamaz.
3- Tommiks - Teksas okumaya kimse mani olmuyor, ama kendi kitabını öğrenmesine niye mani oluyoruz? Benim tezgâhımdan geçmiş olanların ülkeme ne zararı var ki? (Türban konusunda) tayming önemli.
4- Özel üniversitelerde türbanla eğitimi serbest bırakalım.
5- Başörtüsü sorununun Kopenhag kriterleriyle açıklanması nasıl olur, merak ediyorum.
6- Kızlarım başlarını örttükleri için Türkiye’de okuyamadı.
7- Benim kızlarım ABD’de okuyor. Burada o özgürlük anlayışı var.
8- Eşim başörtülü, Başbakanlık Konutu’nda takabiliyor. Karşıda (Cumhurbaşkanlığı) takamıyor.
9- (Türban) konusunda söz söyleme hakkı din ulemasınındır.
10- Bunlar bu gidişle evin içine de karışacaklar. Ölümün nerede ne zaman geleceği belli mi? (Danıştay 2. Daire’nin türban kararı için)
11- Velev ki siyasi simge...
12- (Cumhuriyet mitingleri için) Gerilim taraftarı olsam, o meydanlara 10 katını biz toplarız.
Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç:
1- “Devlet dini inançların yaşanmasını engelliyor” sözleri.
2- “Sivil, dindar, demokrat cumhurbaşkanı istiyorum” açıklaması.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik:
1- İmam hatip lisesi mezunlarının katsayı engelini aşmak için yasal değişiklik çalışması yapması.
2- (Erdoğan’ın ulema açıklaması için) “Hâkim, hukuk kararlarıyla bunu yasaklayamaz” sözleri.
AKP kurucularından Cüneyd Zapsu:
1- “Korkulan ne şeriat? 700 sene Osmanlı şeriatla idare edilmiştir” sözleri.
2- “Türbanını çıkar demek, sokaktaki kadına donunu çıkar demekten farksızdır” açıklaması.
AKP Milletvekili İrfan Gündüz’ün “Türban konusunda Anayasa Mahkemesi fetva veren bir kurum mu” sözleri.
AKP Milletvekili Mehmet Çiçek’in “Türban tartışmasının çözümüne muhatap Din İşleri Yüksek Kurulu’dur” açıklaması.
AKP Milletvekili Abdullah Çalışkan’ın “Devrim ya kırmızıdır ya yeşildir. Ben yeşilden yanayım” sözleri.
Eski AKP milletvekili Resul Tosun’un “Oligarşik kurumların direnci toplumsal taleple kırılacaktır” sözleri.
- Danıştay 2. Daire’nin türban kararı konusunda AKP Milletvekili Selami Uzun’un “Ancak dehşet denebilir” sözleri.
- Aynı konuda AKP Milletvekili Hasan Kara’nın “Böyle bir karar infiale neden olur” açıklaması.
- Dinar Belediye Başkanı Mustafa Tarlacı’nın ramazan ayında 8 camide teravih namazı kıldırması.
- Isparta Belediye Başkanı Hasan Balaman’ın “Başörtülü bir kadın da belediye başkanı olabilmeli” açıklaması.
- MEB Merkezi Sınav Yönetmeliği’nden sınavlara başı açık gelinmesi koşulunun çıkarılması.
- MEB Açık Öğretim Lisesi Yönetmeliği’ne, imam hatiplilere çifte diploma verilmesi yolunun açılması.
- Alanya’da açık lise sınavlarına türbanla girilmesine izin veren müdürü rapor eden 3 öğretmen hakkında soruşturma açılması.
- Üniversitelerdeki türban yasağını kaldırmaya yönelik anayasa değişikliği.

12 isim yasaklanacaktı

Anayasa Mahkemesi’nin AKP’nin kapatılması kararı vermesi halinde, Başbakan Erdoğan, Arınç, Çelik, Gündüz, Çiçek, Çalışkan, Uzun, Kara, Zapsu, Tosun, Balaman ve Tarlacı’ya 5 yıl süreyle siyaset yasağı konulacaktı.

AKP’ye yol haritası

Kararda, bir oyla kapatılmaktan kurtulan AKP’ye şu uyarılarda bulunuldu:
- Laikliği reddeden düzenlemeler demokratik değildir.
- Siyasi partiler dinsel özgürlük talepleri konusunda politika geliştirebilir, ancak dinsel duyguları siyasal mücadele aracı haline getirerek ayrışmalara yol açmaları laiklikle bağdaşmaz.
- Dinsellik sadece siyasal mücadelede üstünlük sağlıyor diye siyasal alanda gerektiğinden fazla yer alamaz. Aksi durum, siyasal düzenin meşruiyetinin sorgulanmasına yol açar. Bu sakınca, iktidarı kullanan parti söz konusu olduğunda daha da artar.
- AKP başörtüsü yasağını, Kuran kurslarındaki yaş sınırını, imam hatiplerin katsayı sorunu konularındaki siyasal mücadeleyi laikliğe uygun yürütmemiştir. Ayrışma ve gerginlik yaratacak biçimde siyasetin temel sorunu haline getirilmiş, dinsel duyarlılıklar yalın siyasal çıkar amacıyla araçsallaştırılmıştır. Diğer sorunların siyasetin gündemine gelmesi güçleşmiştir.
- Ülkeyi tek başına yönetme sorumluluğu, sadece kendi tabanına yönelik kullanılamaz.
- Siyasal çözümlerin, mümkün olan en fazla uzlaşıyı sağlaması gereklidir.
- Basın özgürlüğü, demokratik siyasal iradenin ortaya çıkmasının güvencesidir.
- Çoğunluğun, azınlıkların özgürlüklerini korumayı kabullenmesi zorunludur.

Kapatma kriterleri

Karara göre, “odak” haline gelen partiler, “demokratik ilkelere aykırı bir amaç taşıması, şiddeti teşvik etmesi, özgürlükleri yok etme amacı taşıması, bu konularda açık ve yakın tehlike oluşturması” halinde kapatılacak.
Odak haline gelen partilere uygulanacak yaptırım belirlenirken şu kriterlere de bakılacak:
- Laikliğe aykırı eylemlerin toplumsal tahammülün ötesine taşıp taşmadığı.
- Çoğunluğa hâkim olabilecek aşırı endişe, kaygı ve belirsizlik.
- İdeolojik tercihlerin öncelik kazandığı kamu hizmeti anlayışı.
- Anayasal güvencesizlik yaratılması.
- Eylemlerin şiddet çağrısı içermese de tahrik, dayatma ve demokratik teamüllerle bağdaşmaz nitelikte olup olmaması.
- Eylemlerin düşünce özgürlüğü kapsamında olup olmadığı.
- Odaklaşmaya yol açan eylemlerin partinin temel politikasını belirleyecek ağırlıkta olup olmadığı.

Kurtaran içtihatlar

Kararda, AKP’nin “google iddianamesi” şeklinde eleştirdiği iddianameye yönelik tartışmalara nokta konuldu. Kapatma davalarında parti lehine olan delillerin de inceleneceği karar altına alınarak, AKP’ye kapatma yerine Hazine yardımından yoksun bırakma yaptırımının uygulanmasının yolu açıldı. Böylece AKP’nin amaçları araştırılırken, AB ve kadın odaklı politikaları da göz önüne alındı. Kararla ortaya çıkan içtihatlar şöyle:
- Gazete ya da internetten haber ve yorum biçimindeki belgelerin tek başına kanıt niteliği yoktur.
- Bu haberler, farklı ve karşıt yayın organlarında aynı biçimde yer alıyor ve ifade sahibi ya da parti tarafından reddedilmiyorsa kanıt olarak değerlendirilir. Kuşkudan uzak kanıt yoksa ve beyanların doğruluğu parti savunmasından anlaşılamamışsa, haberler kanıt sayılmaz.
- Milletvekillerinin Meclis’teki beyan ve eylemlerinde demokratik düzeni ortadan kaldırma amacı açıkça saptanabiliyorsa, bu eylemler parti kapatma davalarında gözetilir.
- Parti kurulmadan önce yapılan eylemler, parti kapatma davasında gözetilmez.
- Kapatma davalarında sadece lehte değil, aleyhte deliller de değerlendirilir.
- Kanıtların “odak” kriteri sayılması için 11 üyeli mahkemenin en az 7 üyesince kabulü gerekir. (Bu nedenle çok sayıda delil 6 oyla tasnif dışı kaldı.)